CHP Parti İçi Eğitim Sorumlusu Özcan Baripoğlu’nun kolaylaştırıcılığı ve CHP PM Üyesi Prof. Dr. Armağan Erdoğan, Eğitim-İş samsun Şube Başkanı Onur Gündüz, Eğitim-Sen Samsun Şube Başkanı İsmail Yavuz ve Özel Sektör Öğretmenler Sendikası Genel Sekreteri Hüseyin Aksoylu’nun panelist olarak katıldığı programda eğitim sisteminde yaşanan sorunlar ve gündemde yer alan ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ masaya yatırıldı.
ÜLKEMİZDE ÇOK CİDDİ SORUNLAR VAR
Programın açılış konuşmasını yapan CHP Samsun İl Başkanı Mehmet Özdağ “Ülkemizde sürdürülebilir kalkınmada, adalette, eğitimde, sağlıkta, tarımda, dış politikada kısacası hayatın bütün alanlarında çok ciddi, devasa sorunları var. CHP artık doğrudan doğruya iktidar namzeti olan, yereldeki iktidarı Türkiye nüfusunun yaklaşık %70’ini yöneterek, zaten 31 Mart’ta ortaya koydu, genel iktidara emin adımlarla yürüyen bir parti. Ama bu yıl içerisinde aslında da CHP iktidara geldiğinde, tarımda ne yapacak? Dış politikada ne yapacak? Sağlıkta ne yapacak? Eğitimde ne yapacak? Sorular geldiğinde hiç kimsenin tereddüt etmeden cevaplar verebileceği bir parti programının hazırlığı içerisinde olduğumuzu zaten daha öncede defalarca söyledik. Bu toplantılar, bu parti programı hazırlanırken, gelin birlikte hazırlayalım, düşüncelerimizi, beklentilerimizi, tasarılarınız neyse bizimle paylaşın, sizin düşüncelerinizi bu programa ekleyerek yol yürüyelim. Birlikte tasarlayalım. Bu aktiviteye hazırlanırken de ben bütün parti örgütüme, genel merkezimizde özellikle bu çağrılarımıza uyarak bugün gelen Armağan hocama, Özcan hocam başta olmak üzere, PM üyelerimize MYK üyelerimize teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.
18 KEZ MÜFREDAT DEĞİŞTİRİLDİ
CHP’li PM Üyesi Nazan Yurttan Güneysu konuşmasında “AKP iktidarının 22 yıl boyunca, en çok ihale yasası ve Milli Eğitim bakanlarıyla müfredatı değiştirmiştir. Şimdi de ‘Türkiye Yeni Yüzyıl Maarif Modeli’ adı altında yeni bir müfredat dayatmasıyla karşı karşıyayız. Müfredatlar eğitimin anayasasıdır. Biz istedik böyle olacak diyerek rastgele değiştirilemez. Eğitim bir sisteme ve planlama gerektirir. Sürekliliği önemlidir. Müfredat değişimlerinde ihtiyaç analizleri yapılır, üniversiteler, akademisyenler, eğitimciler, sendikalar ve ortak paydaşların görüşleri alınarak, pilot uygulamaları değerlendirilmesi yapılarak bir sonuca varılır. AKP iktidarı döneminde 18 kez müfredat değişmiştir. Bunun 4 tanesinde top yekûn değişikliğe gidilmiştir. En son yapılan müfredat değişikliğine CHP olarak, gölge kabinede MEB olarak görev yapan, sayın Suat Özçağdaş, 120 Milletvekilimiz Danıştay’a başvurarak Türkiye yeni yüzyıl maarif modeli adı altındaki müfredatın durdurulması için dava açmışlardır. Bu yeni müfredat, Atatürk ve Cumhuriyet değerlerinin seyredildiği laik, bilimsel, çağdaş eğitimin tırpanlandığı bir müfredattır. 85 milyonluk ülkemizde her hane mutlaka bir eğitimle ilgili bir birey bulunmaktadır. Yani bizim hepimizin ortak paydasıdır” cümlelerini kaydetti.
ÜRETKEN NÜFUSU KAYBEDİYORUZ
CHP’li Samsun Milletvekili Murat Çan kentte son yıllarda nüfus yapısında yaşanan değişikliklere değinerek “Gelinen noktada Samsun eğitimini, sağlığını, kültürünü katma değerli istihdamını göç alma özelliğini kaybetmiştir. Onların hepsi tersine dönmüştür. Nüfus büyüklüğünde şu anda 16. sıradayız. İlk 9-10’da iken, 2021 yılında yıl sonunda bir önceki yıl sonuna göre 0-14 yaş grubu Türkiye’de %0,5 azalmış. Aynı dönemde Samsun’da % 0,6 azalma olmuş. Doğuramıyoruz, demografik özelliğimiz tersine dönüyor. 15-64 yaş grubunda Türkiye’de nüfus %1,5 artarken, Samsun’da %1,1 artmış. Üretken nüfusu da kaybediyoruz. Samsun’da Türkiye genelinde toplam yabancı nüfusta Samsun 5. sırada. Geçici koruma kapsamında Suriyelilerin bulunduğu illerde 30. sıradayız. İkamet usulüyle Türkiye’de bulunan yabancıların, illere göre sıralamada Samsun 7. sırada. Kasten yani bir proje şehir olarak, Samsun’un demografik yapısını bile isteğe göre değiştiriyorlar. İzin verdikleri ister Suriyeli olsun ister Ortadoğulu diğer yabancı uluslar olsun, geçici koruma kapsamı dışında Samsun’da onlara ikamet izni veriyorlar. O yüzden Samsun büyükşehir olma özelliğini son 40 yıldır göç vererek kaybederken, şimdi çarpan etkiyle aldığı negatif göçler ciddi anlamda proje şehir, negatif anlamda proje şehir anlamına geliyor. Ortaokulu bir medyan olarak alırsak, ortaokul ve altındaki eğitimlerde Samsun nüfusunun Türkiye ortalaması üzerinde olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
DANIŞTAY’A BAŞVURDUK
CHP Parti İçi Eğitim Sorumlusu Özcan Baripoğlu’nun kolaylaştırıcılığı yaptığı panelde söz alan CHP PM Üyesi Eğitimden Sorumlu Gölge Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Armağan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “İki konuyu özellikle önemsedik. Bunlardan bir tanesi, yerel yönetimlerle ilgili eğitim. Çünkü bizim yerel yönetimlerimiz eğitim konusunda merkezi hükümetin yapması gereken, açıkta bıraktığı birçok alanın üstlenmiş ve orayı kapatmak gerektiğiyle ilgili çalışmalar yapıyorlar, bunu önemsediğimiz için ayrı bir çalışma grubu olarak yaptık. Bir başkası da eğitim mekanları. Türkiye’de eğitim mekanları, eğitim yatırımları, başka alanlara aktarıldığı için, öğrencilerin mutlu bir şekilde gittikleri ya da eğitim formasyonunu doğru bir şekilde alacakları bir şekilde kurgulanmadıkları için o iki alanı özellikle yapılandırmaya gayret ettik. Biz sizlerle birlikte, sahayla birlikte, uzmanlarla birlikte, katılımcı bir şekilde parti programımıza yazacağız. Biz 22 yıldır yapıldığı gibi hükümetin yaptığı gibi oldu bittiyle yapmayacağız. Çünkü partimizin genlerinde bizim ilkelerimiz var. Bu ilkeler nedir? Çocuğun ve gencin üstün yararı.Kamusal ve parasız eğitim. Eğitime erişimin eşit, adil ve fırsat eşitliğini öngörmesi. Biz bütün çalışmalarımızı, bu çerçevede yapıyoruz. Ve tabii ki laik ve bilimsel eğitim temel aldığımız ilkelerimiz. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeliyle ilgili olarak Danıştay'da yürütmeyi durdurma kararı almak için başvurduk. Yürütmenin yaptığı uygulamaların, kamuoyu bilgilendirme, basın açıklamaları medyadan takibini yapıyoruz. Ama en fazla biz sahada olmaya gayret ediyoruz.”
ÖĞRETMEN DEĞERSİZLEŞTİRİLDİ
Eğitim-İş Samsun Şube Başkanı Onur Gündüz panelde, “Maalesef ki 1950’lerden bu yana karşı devrim hareketi Milli Eğitim sistemi üzerindeki çalışmalarımız sistematik olarak devam etmiyor. Ve bugünlere kadar geldi. Bugünlerde de maalesef 22 yıldır süren AKP iktidarı zamanında bu iş iyice de ayyuka çıkma noktasına geldi. Sistematik olarak yıllardır eğitimin piyasalaştırdılar. Ülkenin laik bilimsel eğitiminden ciddi anlamda uzaklaşarak devam ettiler. Atatürk’ü ve Cumhuriyeti yok saydılar. Öğretmeni değersizleştirdiler. Maalesef geldiğimiz nokta burada. Tabi yıllardır bizde bu anlayışla mücadele etme noktasında kaldık. Diyeceksiniz ki ne kadar başarılı olduk? Çokta başarılı olamadık, öyle gözüküyor. Çünkü örgütlü bir karanlık yapı, sistematik olarak devam ediyor. Biz kendi penceremizden farklı yerlerden mücadele ediyoruz. Cumhuriyetçiler dağınık bir yapıda evet bir şeyler yaptık. 1950’lerden bu yana belki de frenledik diyoruz. Belki de bizlerin hepimizin top yekûn mücadelesi olmasa bugün şeriat hükümleriyle yönetilir, kamu emekçileri de köle muamelesi görür duruma düşerdik diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
ATANAMAYAN DEĞİL ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMEN VAR
Eğitim-Sen Samsun Şube Başkanı İsmail Yavuz konuşmasında “Türkiye Yüzyılı 31 Mart seçimleri öncesinde AKP’nin bir siyasal ajandasıydı ve seçim sloganıydı. Dolayısıyla buna ilişkin bir mücadele yürütülmesi lazım. Türkiye Yüzyılı Maarif olan ne? Arif’ten Hikmet sahibi olandan yana. Bilim hikmet sahibi olanı keşfetmez sevgili arkadaşlar. Onun üzerine biz Eğitim-Sen olarak da bir iki de panel yapmıştık. Konunun uzmanlarıyla, şimdi Özcan Bey söz başlarken dedi ki iktidara yürüyoruz. Ve partiler olarak aynı kavramları kullanmamız lazım. Ben bunu çok önemserim. Bu ideolojik, politik bir mücadeledir. Ve kavramlarıyla beraber yürütülmesi lazım. Mesela kavramlarından biri dilimiz alışıyor. Onun için suçlamıyorum. Atanamayan öğretmen, bizim açımızdan atanamayan bir öğretmen yok. Ataması yapılmayan bir öğretmen var. Bu anlamıyla ataması yapılmayan, atanamayan öğretmen dedim ya suçun zaten öznesi öğretmenin kendisi duruma düşüyor. Ataması yapılmayan öğretmen vardır. Cümleye başlarken paydaş dedik. Biz paydaş değiliz, kamusal bir görev yapıyoruz. Son dönemler de AKP’nin kullandığı argümanlardan birisi biz okulda bir Aileyiz. Aile değiliz, kamu görevi yapıyoruz. Haklarımız, hukuklarımız, görevlerimiz belirlenmiş, tanımlanmış ve bunun üzerinden bir eğitim veriyoruz” cümlelerini kaydetti.
ÖZEL OKULLARIN ÖNÜ AÇILDI
Özel Sektör Öğretmen Sendikası Genel Sekreteri Hüseyin Aksoylu “Eğitime dair mücadele vereceksek ilk önce bugün eğitimi dizayn eden iktidarı tanımlamamız lazım. Bugün uzun süredir bu ülkeyi yöneten iktidarı tanımlarken, aklımıza gelen ilk şey gericilik, antidemokratik olmak, muhafazakâr olmak gibi tanımlarsak yanlışa düşeriz. Bugün AKP’nin isminin karşısına yazılacak ilk tanım, neoliberal yağmacı bir ekonomi, bir aklın temsilcisi olması. Bugün, AKP enerjide de ve sağlıkta olduğu gibi eğitimin ticarileşmesi özelleşmesi ve sermaye gruplarına peşkeş çekilmesi için bir programı, çok güçlü bir şekilde devreye sokmuştur. Bizler, imam hatip liselerinin açılmasının sebebini, sadece toplumu gericileştirmek, eğitimi yozlaştırmak olarak görürsek hata yaparız. İmam hatip okullarının artmasının başlıca sebeplerini ben size söyleyeyim. LGS sınavında nitelikli bir okulu kazanamayan bir öğrenci mahallesinde İmam Hatip’ten başka bir okul bulamadığında özel okula gitsin diye İmam Hatip Ortaokulu açarız. Yoksa bin bir çabayla İmam Hatiplerin dolmadığını okullara büyük yatırımlar, bugün okula yatırım yapılmıyor diyenler, proje imam hatiplere gidip bakabilirler. İçeriğinin nasıl dizayn edildiğini nasıl doldurulduğunu görebilirler. Buna rağmen bu okullar dolmuyor. Ama yine de özel okulların, özelleştirmenin önünün açılması için bu okullar, İmam Hatiplerin sayısı artmaya devam edecek. Temel perspektifi buradan kurarsak, buraya bakabilirsek, bence işimiz kolaylaşır” diye konuştu. Haber Merkezi
Haber Merkezi