Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Özdin, son yıllarda uyuşturucu kullanımında özellikle metamfetamin ve esrarın öne çıktığını belirtti. 20 yıl önce uçucu maddelerin daha yaygın olduğunu hatırlatan Özdin, günümüzde trendin ciddi biçimde değiştiğini ifade etti.
“Yaklaşık 20 yıl önce yapılan çalışmalarda uçucu maddeler ön planda iken, şimdi esrar ve metamfetamin kullanımına doğru bir yönelim olduğu görülmektedir.”
“Samsun, Türkiye’de İlk 4’te”
Doç. Dr. Özdin, Sağlık Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre Samsun’un, 2021 yılı itibarıyla metamfetamin ve ecstasy kullanımında 62 il arasında 4. sırada yer aldığını aktardı. Uyuşturucu kullanımında kentsel bölgelerin daha riskli olduğuna dikkat çekti.
“Samsun’un özellikle öne çıktığı iki madde vardır. 2021 yılı verilerine bakıldığında metamfetamin ve ecstasy maddelerinde Samsun, 62 il içerisinde 4. sırada yer almaktadır.”
“Kentlerde Uyuşturucuya Ulaşmak Daha Kolay”
Uyuşturucu kullanımının kırsala oranla kentte daha yaygın olduğunu ifade eden Özdin, özellikle gençler arasında maddeye ulaşımın kolaylaştığını vurguladı. Kent yaşamının risk faktörlerini artırdığını belirtti:
“Kentsel bölgelerde yaşayan bireylerin daha büyük bir oranı oluşturduğu görülmektedir. Aynı zamanda madde kullanımına yatkınlığı olan veya risk teşkil eden grupların da daha çok kent ortamlarında yaşadığı bilinmektedir.”
“Gençler de Yetişkinler Gibi Kullanıyor”
Özdin, gençlerin kullandığı maddelerin yetişkinlerle paralellik gösterdiğini belirtti. Okul ve üniversitelerde yapılan küçük ölçekli araştırmalarda da esrarın öne çıktığını ifade etti:
“Yetişkinlik döneminde metamfetamin ve esrar yaygın olarak kullanılıyor. Yetişkinlerin kullandığı maddeler gençler tarafından da tercih edilmektedir.”
“Uyuşturucu Kullanımı Tedavi Edilebilir Bir Hastalıktır”
Madde kullanımının bireyin fiziksel, ruhsal ve toplumsal sağlığını etkileyen ciddi bir sorun olduğunu hatırlatan Özdin, bu durumun bir hastalık olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Erken müdahale ve tedavinin mümkün olduğunu vurguladı:
“Madde kullanımını bir hastalık olarak bilmek, kişilerin bu davranışları bir hastalık çerçevesinde gerçekleştirdiğini kabul etmek önemlidir. Mutlaka tedavi girişiminde bulunulmalı ve bu girişimlerin başarılı olabileceği bilgisi kişilere verilmelidir.”





