“Hidrolojik Çalışmalar İçin Samsun’un Özel Bir Yeri Var”
Şehit Ömer Halisdemir Salonunda açılış töreni yapılan XII. Ulusal Hidroloji Kongresi saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasının ardından protokol konuşmalarının yapılması ile devam etti. Kongreye samsun Valisi Orhan Tavlı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkan V. Nihat Soğuk, Samsun Cumhuriyet Başsavcısı M. Sabri Kılıç, Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Danışmanı Doç. Dr. Bülent Selek, DSİ Genel Müdür Yardımcısı Cengizhan Kılıçarslan, Meteoroloji Genel Müdür Yardımcısı Erol Aydın, Su Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Lütfi Akca, Türkiye Ulusal Hidroloji Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Hafzullah Aksoy, İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, 19 Mayıs Belediye Başkanı Osman Topaloğlu, Salıpazarı Belediye Başkanı Refaettin Karaca, Samsun Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ali Bilgin, Prof. Dr. Salih Kesgin, Prof. Dr. Selahattin Kaynak, MHP İl Başkanı Burhan Mucur, Saadet Partisi İl Başkanı Salih Şen, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler, çok sayıda katılımcı kurum, kuruluş ve firma yetkilisi, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
“Samsun’da Böylesine Önemli Bir Kongreye Ev Sahipliği Yapmak Bizler İçin Büyük Bir Onur Kaynağıdır”
Samsun Valisi Orhan Tavlı, XII. Ulusal Hidroloji Kongresi’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesinin hem bölgesel hem de ulusal anlamda kritik bir öneme sahip olduğunu bildirdi. Vali Tavlı, konuşmasında “Samsun’da böylesine önemli bir kongreye ev sahipliği yapmanın bizler için büyük bir onur kaynağı olduğunu belirtmek isterim. Su, yaşamın kaynağıdır ve tarih boyunca medeniyetler su kaynaklarının etrafında gelişmiştir. Suyun olduğu yerde hayat, gelişim ve medeniyet vardır.” ifadelerine yer verdi.
Vali Tavlı, Samsun’un coğrafi konumu gereği Türkiye’nin en önemli su kaynaklarına ev sahipliği yaptığını hatırlatarak ve bu kaynakların korunmasının önemine değinerek “İlimiz, Karadeniz’in bereketli topraklarına ve Türkiye’nin en büyük akarsularından olan Kızılırmak ve Yeşilırmak nehirlerine ev sahipliği yapmaktadır. Bu nehirler, sadece Samsun için değil, Karadeniz Bölgesi ve Türkiye’nin geri kalanı için de hayati önem taşıyan su kaynaklarıdır. Kızılırmak ve Yeşilırmak, Karadeniz’in bereketli topraklarını sulayan, toprağa can veren, insan yaşamına katkı sağlayan eşsiz kaynaklardır. Ancak, bu kaynakları sadece verimli kullanmak değil, aynı zamanda geleceğe taşımak bizim en büyük sorumluluğumuzdur.”
Vali Tavlı, suyun doğru yönetilmesinin sadece ekonomik kalkınma için değil, doğal afetlerle mücadelede de kritik rol oynadığını belirterek: “Samsun gibi nehirlerin çevresinde gelişen şehirlerde su yönetimi, sadece tarım ve ekonomi için değil, aynı zamanda sel ve taşkın gibi doğal afetlerle mücadele için de hayati önem taşımaktadır. Son yıllarda ilimiz, iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle ciddi taşkın ve sel sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Özellikle ani yağışların artışıyla birlikte taşkın riskleri de artmış durumda. Bu noktada, su kaynaklarımızı sadece bereketli kullanmakla kalmayıp, onları kontrol altına almak, riskleri minimize etmek ve taşkın zararlarını en aza indirmek için de ciddi bir strateji izlemek zorundayız.” diye konuştu.
Vali Tavlı, iklim değişikliğinin etkilerinin her geçen yıl daha belirgin hale geldiğini ve bunun özellikle su yönetimi açısından yeni önlemler alınmasını zorunlu kıldığını dile getirerek, “Dünyamız hızla değişiyor ve iklim değişikliği, su döngüsünü olumsuz yönde etkiliyor. Bu, hepimizin farkında olduğu bir gerçek. Su kaynaklarının azalması, yağışların düzensizleşmesi ve kuraklık riskinin artması gibi tehditlerle karşı karşıyayız. Karadeniz Bölgesi, yağışın bol olduğu bir bölge olmasına rağmen, zaman zaman kuraklık ve su kıtlığı tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliyor. Ayrıca, yoğun yağışların oluşturduğu sel ve taşkınlar, ilimizde ciddi zararlar doğuruyor. Bu kongrede ele alınacak bilimsel çalışmalar, Samsun’un bu sorunlarına yönelik somut çözüm önerileri sunacak.” Dedi.
Samsun’un tarımsal üretimde önemli bir merkez olduğunu belirten Tavlı, suyun tarımsal faaliyetlerdeki kritik rolünü de vurguladı: “Samsun, Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden biridir. Bafra Ovası ve Çarşamba Ovası gibi verimli topraklar, suyla hayat buluyor. Tarımsal üretimde suyun etkin kullanımı, hem ürün kalitesini artırıyor hem de sürdürülebilir tarım uygulamalarının temelini oluşturuyor. Suyu doğru kullanmak, sadece bugünün değil, yarının ihtiyaçlarını da karşılamak için gereklidir. İlimizde yürütülen tüm bu projeler, suyun verimli ve ekonomik bir şekilde kullanılmasına yöneliktir.”
“Suyu Doğru Kullanmadığımızda Geri Dönüşü Olmayan Kayıplarla Karşı Karşıya Kalırız”
Vali Tavlı, konuşmasını suyun korunmasının sadece hükümet ve yerel yönetimlerin değil, tüm bireylerin sorumluluğunda olduğunu belirterek: “Su kaynaklarının korunması, sadece hükümetlerin ve yerel yönetimlerin sorumluluğunda değil, her bir bireyin, her bir çiftçinin, her bir vatandaşın sorumluluğundadır. Su, tükenebilir bir kaynaktır ve onu doğru kullanmadığımızda geri dönüşü olmayan kayıplarla karşı karşıya kalırız. Temiz su, sağlıklı yaşam ve sürdürülebilir bir gelecek demektir. Bu kongrede sunulacak bilimsel verilerin, hem Samsun’un hem de Türkiye’nin su yönetimine katkı sağlayacağına inancım tamdır.” açıklamasında bulundu. Vali Tavlı, kongrenin Samsun’a ve Türkiye’ye hayırlı sonuçlar getirmesi temennisinde bulunarak konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Bu kongrenin, su kaynaklarının korunması ve yönetimi konusunda önemli çıktılar üreteceğine ve bu çıktılar doğrultusunda yerel yönetimlerin gerekli adımları atacağına inanıyorum. Samsun’un ve ülkemizin su yönetimi sorunlarına çözüm getirecek çalışmaların burada tartışılacak olması hepimiz için büyük bir fırsattır. Kongremizin başarılı geçmesini diliyor, emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.”
Rektör Aydın: “Hidroloji Kongresi Karadeniz Bölgesinde İlk Defa Düzenleniyor”
Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, üniversitenin bu önemli kongreye ev sahipliği yapmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bilimsel çalışmaların bölgesel sorunlara çözüm getirmesi gerektiğini ifade etti. Aydın, “Samsun, son yıllarda iklim değişikliğinin yarattığı taşkın sorunlarıyla karşı karşıya. Bu kongrede bu sorunlara dair somut çözüm önerilerinin ortaya çıkmasını umuyorum.” dedi. Rektör Aydın konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Üniversitemiz ev sahipliğinde düzenlenen XII. Ulusal Hidroloji Kongresine teşriflerinizden dolayı her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hidroloji; suyun, atmosferdeki ve yeryüzündeki dağılımını, hareketini ve özelliklerini inceleyen bir bilim dalıdır. Yüzey suları (nehirler, göller, denizler, okyanuslar) ve yeraltı suları gibi farklı su kaynaklarının hareketini, suyun atmosferdeki fazlarını (buharlaşma, yağmur, kar, dolu) ve yağış süreçlerini, onun atmosfer ve yerdeki çevrimini inceler. Kâinatın özü, hayatın damarı olan su, tüm inançlarda yaşamın kaynağı ve fiziksel, ruhsal arınmanın ana unsuru olarak görülmüştür. Hem bedeni hem ruhu temizleyen bir cevher olarak su insanlık tarihinin her döneminde vazgeçilmez bir unsur olmuştur. İnsanlarımız için en önemli hayır kapılarından biri, yaban hayvanların, yolcuların, kuşların faydalanacağı çeşmeler yaptırmak olmuştur. Bu yönüyle suya dair çalışmalar, manevi yönden de önemlidir. Mimari bir deha olan Mimar Sinan da Süleymaniye, Selimiye ve Şehzade camilerini imar etmesinin yanında, İstanbul'a çeşmeler inşa etmiş, akarsular üzerine bugün de kullanılan köprüler ve su kemerleri yaparak suyun kültürümüzdeki derinliğini göstermiştir. Suyun gücü, bir medeniyeti besleyip yaşatan damarlar gibidir. Ünlü gök bilimci Cari Sagan diyor ki: "Yüz milyarlarca galaksi dolaşabilirsiniz ama o yüz milyarlarca galaksi içinde üzerinde canlı yaşam olan bu mavi gezegen dışında bir gezegen bulamayabilirsiniz." XII.si düzenlenen Ulusal Hidroloji Kongresinin üniversitemiz ev sahipliğinde düzenlenmesine aday olurken iki temel motivasyon kaynağımız mevcuttu. Birincisi şu ana kadar Karadeniz Bölgesinde hidroloji kongresi düzenlenmemişti, bu Karadeniz bölgesi için bir eksiklikti. Diğeri ise Karadeniz bölgesinin topoğrafya ve meteorolojik koşullarından kaynaklanan hidrolojik afetleri akademik camianın gündemine getirmek ve hep birlikte bu sorunlara çözümler geliştirecek iş birliklerini kurabilmekti. Bilindiği üzere Karadeniz Bölgesi; deniz ve topoğrafyanın etkisi, uygun atmosfer koşullarıyla bir araya geldiğinde, yüksek miktarda yağışa, sel ve taşkınlara maruz kalmaktadır. İklim değişikliğinin etkisiyle artmakta olan küresel ortalama sıcaklıklar; buharlaşmayı ve atmosferde nem tutmayı da artırmakta, bunlar da kısa sürede yüksek miktarda yağışa neden olabilmektedir. Bir ayda, haftada veya günde yağması beklenilen yağış, birkaç saatte yağmaktadır. Kongrenin düzenlendiği şehir olan Samsun; Batısında Kızılırmak, Doğusunda ise Yeşilırmak nehirleri arasında bulunan, Türkiye'nin en verimli ovalarından Bafra ve Çarşamba ovaları ile tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayide müstesna yeri olan, ülkemizin önemli bir şehridir. Keza Samsun, Fırat ve Dicle nehirlerine benzer şekilde, hem tarım anlamında verimli hem de tarihte büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir kenttir aynı zamanda. Yontma taş devrine kadar tarihlenen geçmişi ile pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ayrıca şehrimiz, bir önceki kongrenin ev sahibi Gaziantep gibi, bağımsızlığa giden yolda ilk adımın atıldığı bir meşale kentidir. Bölgemizin hidroloji anlamında konuları; taşkınlar, heyelanlar, su temini, çok yağış aldığı düşünülmesine rağmen zaman zaman görülen kuraklıklar, yüzey ve yeraltı suyu içme ve kullanma suyu miktar ve kalitesinin kontrolü, tarımsal sulamada suyun etkin ve verimli kullanımı, ülkemizin pek çok bölgesinde olduğu gibi bizim bölgemizin de en önemli sorunlarıdır. Ancak özellikle belirtmem gereken bir konu var ki o da: Taşkın. Taşkınlar, son yıllarda çok büyük can ve mal kayıplarına neden olmaktadır. Sadece bir örnek olarak bu kongre içeriğinde çeşitli yönleriyle tartışılacak Bozkurt Taşkını olayında 82 vatandaşımızı kaybettik. Ekstrem yağışların tetiklediği heyelanlar da yine bölgemizin önemli sorunlarından birisi. Taşkın olayını biraz açmak istiyorum. Ülkemizde son yıllarda hızlı nüfus artışıyla birlikte barınma ve altyapının büyük ölçüde geliştirilmesi gerekti. Yeni konutlar, yeni yollar, tren yolu güzergâhları planlandı ve önemli bir kısmı da hayata geçirildi. Karadeniz bölgesinde diğer bölgelerden farklı olarak çok sayıda olan dereler ile uyumlu olmak gerekiyor. Bu cümleyi kurmak kolay, uygulayabilmek çok güç. İlk sorun hızlı şehirleşme. Bir diğer sorun ise artan hava sıcaklarının, deniz suyunun da ısınmasına neden olmakta bu durum da yağışın, şiddet, süre ve frekansındaki artışları tetiklemekte. Karadeniz'de deniz suyu yüzey sıcaklıkları son 50 yılın en yüksek değerlerine ulaşırken, ağustos ayı ortalaması 24 derece olan deniz suyu sıcaklığı 4 derece artarak, 28'e çıktı. Bu konular günümüzde hidroloji çalışmaları yürüten akademisyen ve uzmanları en çok meşgul eden konular olmalı. Çünkü artık her yer beton ve bu da yağışın çoğunun hızla akışa geçmesini sağlıyor. Albert Einstein'ın söylediği gibi: "Bir sorunu, onu meydana getiren düşünce tarzına dayanarak çözemezsiniz." Bu nedenle bugünün sorunlarına çözüm ararken, bakış açımızı yenilemek ve işbirliklerini geliştirmek zorundayız. Bugün her zamankinden çok üniversiteler, kamu kurumları ve özel sektör birlikte çalışmalıdır. Çünkü iklim değişimi ve hızlı şehirleşmenin yarattığı sorunların çözümleri etkili işbirliklerinden geçmekte ve kongrenin bu amaca hizmet edeceğinden kuşkum yok. Ülkemizde şu anda bir taşkın kanunu hazırlığı mevcut ve üniversitemiz akademisyenleri bu sürece etkin destek vermekte. Samsun şehri özelinde birkaç önemli konuyu dikkatlerinize sunmak isterim. Öncelikle şehrimizde hidroloji alanının temel kurumları olan DSİ, MGM, Karayolları Bölge Müdürlükleri bulunuyor. Hem Samsun Üniversitemizde hem de OMÜ'de hidroloji araştırmalarını yürüten inşaat, meteoroloji, ziraat, çevre vb. mühendislik bölümleri ile bu alanlarda ihtiyaç duyulacak yazılım ve ekipman ihtiyaçları için bilgisayar, elektrik-elektronik, makine, yazılım vb. mühendislik bölümleri bulunmaktadır. Samsun şehri, batısında ve doğusunda bulunan iki büyük nehir ve ovaları ile hidroloji çalışmaları için bulunmaz bir laboratuvar niteliğindedir. Değerli katılımcılar, kongre programında toplam 119 bildiri mevcuttur. Bu bildiriler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve ülkemizden 25'i aşkın üniversiteden akademisyen, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarından ve özel sektörden uzman tarafından hazırlanmıştır. Bugün burada; tüm üniversitelerimizi sayamasak bile birkaç örnek verebiliriz (İTÜ, ODTÜ, Yıldız Teknik, OMÜ, Pamukkale, KTÜ, Giresun, Gümüşhane, Gaziantep, Çukurova, Dokuz Eylül, Ege, Celal Bayar, Bursa Teknik, Bartın, Eskişehir Teknik, Sütçü imam, Beykent ve pek çok ismini sayamadığım üniversitelerden akademisyenler), Tarım Bakanlığı, DSİ, MGM, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, AFAD, İSKİ, ASKİ vb. kamu kurumları ve TEMELSU, AKARSU, HİDROELEKTRİK AŞ,AQUADATA, ENELSAN, HİDRODİZAYN vb. pek çok özel sektör temsilcisi ile birlikteyiz. Üniversitemiz ev sahipliğinde düzenlenen kongreyi, Samsun Büyükşehir Belediyesi, DSİ, MGM, Türkiye Ulusal Hidroloji Komisyonu ile hep beraber düzenledik. Bu konuda emeği olan tüm kurumların temsilcilerine teşekkür ederim.Sözlerime son verirken buraya katılım sağlayan siz değerli konukları Samsun'da misafir etmekten üniversitem ve şahsım adına duyduğum memnuniyeti yeniden ifade ederek verimli bir kongre ortamı dilerim.”
“Hidroloji Kongresi, Bu Anlamda Şehrimize Ve Ülkemize Çok Önemli Katkılar Sağlayacak
Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Nihat Soğuk da konuşmasında Samsun’un bu önemli kongreye ev sahipliği yapmasının şehre büyük katkılar sağlayacağını vurguladı. Başkan Vekili Soğuk, konuşmasına kongrenin önemini vurgulayarak başladı: “Samsun’da böylesine önemli bir bilimsel etkinliği düzenlemekten büyük bir mutluluk ve onur duyuyoruz. Bugün burada ülkemizin hidroloji alanında uzman isimlerini, araştırmacılarını ve bilim insanlarını şehrimizde ağırlıyoruz. Samsun, sahipliği yapmaktan büyük memnuniyet duymaktadır.” Nihat Soğuk, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin Samsun üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, bu sorunların bilimsel çalışmalarla çözülebileceğini vurgulayarak: “Bugün dünyanın her yerinde olduğu gibi şehrimizde de küresel ısınma ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileri görülmektedir. Ani yağışlar, taşkınlar ve su kaynaklarının azalması gibi problemlerle karşı karşıyayız. Samsun, Karadeniz Bölgesi’nde yer alan bir şehir olarak özellikle taşkın riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Son yıllarda iklim değişikliğinin etkisiyle bu sorunlar daha da belirgin hale gelmiştir. Bugün burada toplanmamızın en büyük sebeplerinden biri de bu sorunlara bilimsel çözümler üretmektir. Hidroloji Kongresi, bu anlamda şehrimize ve ülkemize çok önemli katkılar sağlayacak. Bilim insanlarımızın ortaya koyacağı öneriler ve analizler, Samsun’un ve Türkiye’nin su yönetimi konusunda atacağı adımlara ışık tutacaktır.” Açıklamasında bulundu.
“Meteorolojik Verilerin Doğru Kullanılması, Su Yönetimi İçin Hayati Öneme Sahip”
Meteoroloji Genel Müdür Yardımcısı Erol Aydın ise konuşmasında hidroloji ile meteorolojinin ayrılmaz bir bütün olduğunu ifade ederek, “Hidrolojik çevrimlerin tüm aşamalarını anlamak için meteorolojik veriler kritik bir öneme sahiptir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü olarak, sağladığımız veri bankası ile bu süreçleri en ince ayrıntısına kadar takip edebiliyoruz.” dedi. Aydın, Türkiye’de 2058 adet otomatik meteorolojik gözlem istasyonu bulunduğunu belirterek, bu verilerin taşkın tahmini ve su yönetiminde nasıl kullanıldığını anlattı. “Bu gözlem sistemleri, hidrolojik çalışmaların temelini oluşturuyor. İklim değişikliği ve kuraklık gibi sorunların yönetiminde meteorolojik verilerin doğru kullanılması, su yönetimi için hayati öneme sahip.” dedi.
“Barajlarımız Ve Depolama Tesislerimizle Kurak Mevsimlerde Suyu Etkin Şekilde Kullanmayı Amaçlıyoruz”
DSİ Genel Müdür Yardımcısı Cengizhan Kılıçarslan, Türkiye’de su yönetimi alanında yapılan yatırımları detaylı şekilde aktardı. Kılıçarslan, küresel iklim değişikliğinin su döngüsü üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, “İklim değişikliği, özellikle Akdeniz Bölgesi’nde kendini daha fazla hissettiriyor. DSİ olarak, barajlarımız ve depolama tesislerimizle kurak mevsimlerde suyu etkin şekilde kullanmayı amaçlıyoruz” dedi. Kılıçarslan, suyun ekonomik olarak kullanılmasının önemine vurgu yaparak, “DSİ olarak içme suyu, tarımsal sulama, taşkın kontrolü ve hidroelektrik enerji üretimi alanlarında önemli projeler yürütüyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarından hidroelektriğin payı, Türkiye’de %60’lara ulaşmış durumda. Bu anlamda yaptığımız yatırımlarla, enerji arz güvenliğine de katkı sağlıyoruz” diye konuştu. Kılıçarslan konuşmasında Samsun Üniversitesi’ne teşekkür ederek şunları ifade etti: "DSİ olarak su yönetimi ve taşkın kontrolü alanında yürüttüğümüz çalışmalarda Samsun’un önemli bir yeri var. Samsun Üniversitesi’nin bu kongreye ev sahipliği yapması, bizim için de değerli bir fırsat. Tüm katkılarından dolayı üniversitemize ve düzenleme komitesine teşekkür ediyorum."
“Gelişen Teknolojiler, Hidroloji Alanında Büyük Fırsatlar Sunuyor”
Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Danışmanı Doç. Dr. Bülent Selek de konuşmasında Samsun Üniversitesi’nin ev sahipliğine teşekkür ederek şunları söyledi: "Tarım ve Orman Bakanlığı olarak, hidroloji çalışmalarına büyük önem veriyoruz ve Samsun Üniversitesi'nin böylesine önemli bir organizasyona ev sahipliği yapmasından büyük mutluluk duyuyoruz. Bu kongrenin Samsun’da düzenlenmesi, bölgenin su yönetimi açısından karşılaştığı sorunlara ışık tutacaktır." Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Danışmanı Doç. Dr. Bülent Selek de hidroloji biliminin gelecekteki su yönetimi sorunlarına çözüm getirebilecek stratejiler sunduğunu belirterek, “Gelişen teknolojiler, hidroloji alanında büyük fırsatlar sunuyor. Uzaktan algılama, coğrafi bilgi sistemleri ve yapay zeka gibi teknolojiler, hidrolojik modellemelerde artık daha yaygın olarak kullanılıyor. Bu teknolojiler, su yönetimi ve iklim değişikliğinin etkilerine dair daha kesin ve kapsamlı veriler elde etmemizi sağlıyor.” ifadelerini kullandı. Selek ayrıca, su kaynaklarının etkin kullanımı için doğru verilerin elde edilmesinin kritik olduğunu belirterek, “Bir hidrolojik süreçte hata yapılırsa, bu hata tüm sistemi etkiler ve telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilir” dedi. Selek, konuşmasını Tarım ve Orman Bakanı’nın kongreye yönelik selamlarını ileterek sonlandırdı.
“Zamansal Ve Mekansal Farklılıkları En Aza İndirmek Adına Su Politikaları Geliştiriyoruz”
Su Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Lütfi Akca ise konuşmasında hidrolojik verilerin Tarım ve Orman Bakanlığı’nın projelerinde hayati bir rol oynadığını ifade etti. Akça, “Tarım ve Orman Bakanlığı olarak, hidrolojiyi temel veri olarak kullanıyoruz. Sulama projelerinden barajların inşasına kadar, bu veriler bizim altyapı çalışmalarımızda belirleyici rol oynuyor. Hidrolojik süreçlerin doğru şekilde takip edilmesi, yapılan yatırımların sağlıklı olması için çok önemli” dedi. Akça, Türkiye’nin 25 farklı havzasında gözlemlenen hidrolojik çeşitliliğe dikkat çekerek, yağış dağılımlarındaki bölgesel farklılıklara dikkat çekerek: “Karadeniz Bölgesi’nde yılda 2500 mm’ye varan yağış miktarları görülürken, İç Anadolu’da bu rakam 250 mm’ye kadar düşüyor. Biz, bu zamansal ve mekansal farklılıkları en aza indirmek adına su politikaları geliştiriyoruz.” diye konuştu.
“Hidroloji Kongresi Bir Marka Haline Geldi”
Türkiye Ulusal Hidroloji Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Hafzullah Aksoy’da kongrenin tarihi gelişiminden bahsederek, ilk Hidroloji Kongresi’nin 1979 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde düzenlendiğini hatırlattı. “O günden bugüne kadar kongreyi bir marka haline getirdik, bu noktada özellikle üniversitelerimiz ve kamu kurumlarımızın katkıları çok önemli. Samsun Üniversitesi’ne ev sahipliğinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Bugün burada bulunmamız, hem hidroloji alanındaki gelişmeleri paylaşmak hem de Samsun’un su yönetimi açısından taşıdığı önemi konuşmak için büyük bir fırsat. Kongremiz artık bir marka haline geldi ve Samsun Üniversitesi'nin katkıları bu markanın devamı için çok değerli. Aksoy, ayrıca Samsun’un su kaynakları açısından kritik bir bölge olduğunu belirterek, bu kongrenin burada yapılmasının önemine dikkat çekerek: “Samsun, Türkiye’nin en önemli nehirlerinden Kızılırmak ve Yeşilırmak’a ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle hidrolojik çalışmalar için Samsun’un özel bir yeri var. Kongremizin burada düzenlenmesi, bölgenin hidroloji sorunlarına çözüm bulmak açısından da önemli bir adım.” diye konuştu. Prof. Dr. Hafzullah Aksoy, hidroloji biliminin su yönetimi ve gelecekteki çevresel zorluklar açısından kritik bir rol oynadığını belirterek konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Hidroloji, kabaca su bilimi olarak tanımlanabilir, fakat derinlemesine incelendiğinde, bu bilimin yüzeyde görüldüğünden çok daha karmaşık olduğunu fark ediyoruz. Hidrolojiyi tam anlamıyla kavrayabilmek için, bu bilimin derinliklerine inmemiz gerekiyor. Bu noktada, hidrolojik çevrim dediğimiz yağıştan buharlaşmaya, yer altı sularından akışa kadar olan döngünün her bir bileşenini çok iyi anlamamız şart.” Genç bilim insanlarına da hitap eden Aksoy, hidrolojik modellerin doğru bir şekilde oluşturulması gerektiğini vurgulayarak, “Eğer model gerçeği yansıtmıyorsa, bu model anlamını kaybeder ve yapılan bilimsel çalışma da geçerliliğini yitirir. Hidroloji bilimi üzerine çalışmak isteyen genç akademisyenlere tavsiyem, modeli kurmadan önce incelemek istedikleri süreci çok iyi anlamalarıdır.” dedi.
XII. Ulusal Hidroloji Kongresi açılış konuşmalarının ardından kongre, kuraklık, taşkın ve iklim değişikliği gibi hidrolojik sorunların ele alındığı oturumlarla devam etti. XII. Ulusal Hidroloji Kongresi kapsamında Samsun’da sel ve taşkınların önlenmesine yönelik bir "Samsun Özel Oturumu" gerçekleştirildi. Oturumda, Samsun Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürü Bahattin Yanık, DSİ 7. Bölge Müdürü Köksal Buğra Çelik, Meteoroloji 10. Bölge Müdürü Bülent Şirin ve Samsun Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Ali Tulumen önemli sunumlar yaptı. Oturumda konuşmacılar, Samsun’un özellikle Karadeniz iklimi ve coğrafi yapısı nedeniyle sık sık karşılaştığı sel ve taşkın olaylarına dair önemli bilgiler verdi. Özellikle ani yağışların artmasıyla birlikte meydana gelen taşkınların etkileri, bu durumun bölgedeki yerleşim yerlerine verdiği zararlar ve çözüm önerileri tartışıldı. 19 Ekim 2024 Cuma gününe kadar sürecek ve Türkiye genelinden katılımcıların sunacağı bildirilerle hidroloji biliminin geleceğine yönelik önemli çözüm önerileri sunulacağı XII. Ulusal Hidroloji Kongresi Türkiye’nin su yönetimi politikalarına ve bölgesel sorunlara ışık tutmayı amaçlıyor.