Her yazımızda sevgiden, dostluktan, umutlardan, sabırdan, merhamet duygusundan bahsediyoruz. Çünkü karamsarlığa yer yok, düşüncelerimizde!…
Bu karamsar düşünceleri bir kenara bırakarak güzel düşünceleri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Çevremizdeki bütün olumsuzluklara rağmen düşüncelerimizde umut daima var olsun istiyoruz.
*****
Toplumsal olaylara, hayata dair yaşadığımız her türlü duyguyu kısa yazılarımızla birlikte yaşadık.
Birçok yazımızda bazen alıntı, bazen kendi hikâyelerimiz ile örneklemelerde bulunduk.
Yazdığımız hikâyelerin neredeyse hepsini umudun kanatlarına bırakarak sonlandırdık.
İstiyoruz ki içimizdeki umut solmasın, solan umutlar tekrar canlansın…
Neden hep geçmişe özlem duyuyoruz?
Geçmişte kalan anılar, tüm tatlılığıyla esintiler yapıyor olmalı ki, hep geçmişe özlem duyuyoruz.
******
Bizler sevgiyi, dayanışmayı, tek lokmayı bölerek paylaşmayı öğrendik.
Yokluklarla baş etmeyi, yaraları sarmayı, hoşgörülü olmayı öğrendik. ..
Ancak; Günümüzde insanlara en büyük acıyı yaşatanın, yine insan kaynaklı olduğunu görüyoruz.
Savaş, nefret, kin, öfkenin hiçbir doz ayarı yok. Kim olduğu ya da ne olduğunun da önemi yok.
Tek gerçek var, oda kibir, bencillik ve öfke... Bireysel çıkarlar uğruna!…
Kimsenin kimseye güven duymadığı, herkesin birbirinden şüphelendiği, her adımın ‘ya dengem bozulursa’ endişesi ile atıldığı bir hayatta ne kadar mutlu olabiliriz.
İnsanların birbirine saygı duymadığı bir toplumda, kendi çıkarları için başkalarının haklarını gasp edenlere ne demeli?
Birbirimizden nefret eder hale gelmişiz adeta!...
Düşene destek olacağımız yerde, bir tekme de biz vuralım zihniyeti çığ gibi büyüyor her birimizde…
Her zaman eski günlere, geçmişe özlem duyuyoruz!…
Çünkü o zamanlarda kalan saygı, sevgi ve hoşgörüye, günümüzde ancak yazılarda rastlayabiliyoruz da, sonra da derin bir iç çekişte ‘Ah nerede o eski günler’ demekten kendimizi alamıyoruz.
******
Herkese hayırlı, huzurlu, mutlu günler diliyorum.