Samsun'un Atakum ilçesi Adnan Menderes Bulvarı üzerinde iş insanı Bekir Keleşoğlu'na ait Maracas'la ilgili geçtiğimiz günlerde 'kaçak' olduğu gerekçesiyle yıkım kararı alındı. Keleşoğlu, kendi sosyal medya hesabından paylaştığı videoda, Arapina Ela isimli mekanı ile ilgili de yıkım kararı alındığını belirterek, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yıkım kararlarının yalnızca kendi işletmelerini hedef aldığını öne süren Keleşoğlu, sahil boyunca imara aykırı olduğu iddia edilen yaklaşık 500 yapı bulunduğunu, buna rağmen sadece iki işletme için işlem yapılmasının "adil olmadığını" söyledi.
"SAMSUN'UN KÜLTÜRÜNE VURULAN DARBEDİR"
Keleşoğlu, yıllardır sahil bandında Samsun’un sosyal hayatına ve turizmine katkı sunan işletmeler kurduklarını belirterek, Maracas ve Arapina Ela’nın "şehrin kültürel hareketliliğinin birer parçası" olduğunu vurguladı. Verilen kararlarla birlikte işletmelerin kapatıldığını, çalışanların işsiz kaldığını ve tedarik zincirlerinde büyük bir kırılma yaşandığını ifade eden Keleşoğlu, "Bir işletmenin kapısına kilit vurmak, sadece iş yerinin kapanması değil; orada çalışan insanların evine giren ekmeğin azalmasıdır" dedi.
"YIKIM KARARI BİNLERCE KİŞİYİ ETKİLİYOR"
Keleşoğlu, sahil bandındaki geniş çaplı yapısal sorunların yalnızca kendi işletmelerine yüklendiğini savunarak, sürecin Samsun ekonomisi açısından büyük risk taşıdığına dikkat çekti: “Bugün bu uygulama Atakum’daki kafe ve restoranlara uzanırsa, yarın marketinden kuaförüne kadar on binlerce insanın ekmeği tehlikeye girer." Keleşoğlu, gastronomi alanında Türkiye çapında bilinen Bedri Usta ile yeni bir işletme için hazırlık yaptıklarını ancak yıkım sürecinin bu projeyi de durma noktasına getirdiğini açıkladı.
"SAMSUN ORTAK DEĞERİMİZ ÇÖZÜM MASASI KURULSUN"
Siyasi geçmişi ve aile kökleri nedeniyle Samsun’a duyduğu aidiyeti vurgulayan Keleşoğlu, açıklamasında şehrin yöneticilerine çağrıda bulundu: "Büyükşehir Belediyesi, Atakum Belediyesi, Ticaret ve Sanayi Odası, meslek odaları, STK’lar, siyasetçiler ve akademisyenler bir masa etrafında toplanmalı. Sorun adil ve herkese eşit ölçüde uygulanacak bir yöntemle çözülmeli." Keleşoğlu, açıklamasını Orhan Gazi’nin sözüyle sonlandırdı: "Geciken adalet, adalet değildir."
