Son günlerde çocuklarda boğaz ağrısı, ateş ve halsizlik şikâyetlerinde dikkat çekici bir artış yaşanıyor. Her boğaz ağrısı aynı nedenlerden kaynaklanmazken, özellikle halk arasında “beta mikrobu” olarak bilinen bakteriyel enfeksiyon vakalarındaki yükseliş velileri tedirgin ediyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Lale Seren, tedavi edilmeyen beta enfeksiyonunun uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Bulaşma yolları
Dr. Lale Seren, beta enfeksiyonunun öksürme, hapşırma ve konuşma sırasında etrafa yayılan damlacıklar aracılığıyla kolayca bulaştığını belirtiyor. Bunun yanı sıra ortak kullanılan bardak, çatal-kaşık, havlu, oyuncak gibi eşyaların da bulaşı artırdığını ifade ediyor. Okul ve kreş gibi kalabalık ortamların hastalığın hızla yayılmasına zemin hazırladığını vurgulayan Seren, el hijyenine dikkat edilmesi ve hasta çocukların okula gönderilmemesi gerektiğini söylüyor.
Ani başlayan belirtiler
Çocuklardaki boğaz ağrılarının çoğu viral enfeksiyonlara bağlı olsa da, beta enfeksiyonunda tablo farklıdır. Beta mikrobu; ani başlayan şiddetli boğaz ağrısı, yüksek ateş, yutkunma güçlüğü, boyun lenf bezlerinde şişlik ve bademciklerde kızarıklık ile beyaz plak oluşumu gibi belirtilerle kendini gösterir. Viral enfeksiyonlarda sık görülen öksürük ve burun akıntısı beta enfeksiyonunda bulunmaz, bu da iki durumu ayırt etmeyi kolaylaştırır.
Ciddi komplikasyon riski
Dr. Seren, tedavi edilmeyen beta enfeksiyonunun bazı çocuklarda bağışıklık sistemini yanıltarak akut romatizmal ateş adı verilen ciddi bir tabloya yol açabileceğini söylüyor. Bağışıklık sisteminin hatalı tepkisi sonucu kalp kapakçıkları, eklemler ve böbrek dokuları zarar görebilir. Bu durum, ilerleyen yıllarda kalp kapakçıklarında kalıcı hasar, ritim bozuklukları ve kalp yetmezliği riskine neden olabilir. Beta enfeksiyonunun doğru tanı ve zamanında tedavi edilmesi bu açıdan hayati önem taşır.
Tanı yöntemleri
Çocuklarda yüksek ateş, şiddetli boğaz ağrısı, bademciklerde beyaz plakların görülmesi veya yutkunma zorluğu yaşanması durumunda doktora başvurulması gerektiğini belirten Seren, kesin tanı için boğaz kültürü veya hızlı antijen testinin yapılmasının şart olduğunu söylüyor. Bu yöntemler sayesinde gereksiz antibiyotik kullanımı da önlenmiş oluyor.
Bağışıklığı güçlendirme önerileri
Dr. Seren’e göre çocukların hastalıklara karşı daha dirençli olabilmesi için güçlü bir bağışıklık sistemi şarttır. Bunun için beslenmede vitamin, mineral ve protein açısından zengin gıdalara yer verilmelidir. Portakal, mandalina, kivi, çilek ve brokoli gibi C vitamini kaynakları bağışıklığı destekler. Yumurta, kırmızı et, tavuk, balık, süt ürünleri, mercimek, nohut ve kabak çekirdeği çinko ve protein yönünden zengin olduğundan düzenli tüketilmesi önerilir.
Buna karşılık cips, sosis, salam, hazır hamburger gibi işlenmiş gıdalar ile şekerli atıştırmalıklar ve gazlı içeceklerin bağışıklığı zayıflatabileceği belirtiliyor. Mevsiminde taze sebze-meyve tüketimi, probiyotik yoğurt veya kefirin düzenli verilmesi, yeterli su içme, uyku düzeni, açık havada vakit geçirme, günlük egzersiz ve el hijyeni temel koruyucu adımlardır.





