Türkiye’de son yılların en popüler güzellik uygulamalarından biri haline gelen kalıcı oje, parlaklığını uzun süre koruması ve günlük hayata pratiklik katması nedeniyle sık tercih ediliyor. Ancak uzmanlara göre bu uygulamanın arka planında çoğu kişinin fark etmediği önemli sağlık riskleri bulunuyor. UV ışığı, kimyasal bileşenler ve yanlış uygulama teknikleri tırnak ve cilt sağlığını olumsuz etkileyebiliyor.
Kalıcı oje sessiz bir sağlık tartışmasına dönüştü
Kalıcı oje uygulamaları artık yalnızca bir güzellik trendi değil; sağlık açısından çeşitli riskler barındıran bir konu olarak da değerlendiriliyor. Avrupa Birliği bazı kimyasalları yasaklarken Türkiye’de benzer ürünler hâlâ kullanılmaya devam ediyor. Uzmanlar, UV lambaları ve kullanılan fotobaşlatıcı kimyasallarla ilgili risklerin yeterince bilinmediğini söylüyor.
Uv lambaları risk taşıyor
Kalıcı oje uygulamasında kullanılan UV ve LED lambaları çoğunlukla UVA ışığı yayıyor. Bu ışık türü cilt yaşlanması, DNA hasarı, hücresel mutasyon ve oksidatif stres gibi etkilerle ilişkilendiriliyor. Yapılan son laboratuvar çalışmalarında, UV oje kurutucularına maruz bırakılan hücrelerde yüksek düzeyde DNA hasarı ve kalıcı genetik değişiklikler tespit edildi. Dermatologlar, bu riskin düşük olsa da bilimsel olarak artık daha güçlü kanıtlarla ifade edildiğini belirtiyor.
Ab bazı kimyasalları yasakladı
Avrupa Birliği, kalıcı oje formüllerinde bulunan TPO (Trimetilbenzoil Difenilfosfin Oksit) adlı fotobaşlatıcı kimyasalı yasakladı. Hayvan çalışmalarında üreme sistemi üzerinde olumsuz etkiler gösterdiği saptanan TPO, artık AB sınırları içinde ürünlerde kullanılamıyor. ABD’de henüz bu yönde bir yasak bulunmasa da birçok üretici TPO’suz içeriklere geçiş yapmaya başladı.
Akrilat alerjileri artıyor
Kalıcı ojenin en tehlikeli yönlerinden biri, akrilat ve metakrilat maddelerine karşı gelişen alerjiler. Bu maddelere bağlı kontakt dermatit vakalarının özellikle İngiltere ve İrlanda’da “alerji salgını” boyutuna ulaştığı bildiriliyor. Alerjiler sadece tırnak çevresinde değil, yüz, boyun ve vücudun farklı bölgelerinde de döküntülere neden olabiliyor. Ev tipi uygulamalarda yanlış lamba kullanımı ve ürünün cilde temas etmesi riski daha da artırıyor.
Tırnaklara zarar verebiliyor
Jel oje çıkarma işlemi sırasında yapılan uzun süreli aseton banyosu, aşırı törpüleme ve kazıma gibi uygulamalar tırnak plağında ciddi hasara yol açabiliyor. Sık kalıcı oje kullanımında tırnaklardaki keratin tabakası incelerek güç kaybına uğrayabiliyor ve tırnaklar eski haline dönmekte zorlanabiliyor.
Riskleri azaltmak için ne yapılmalı
Uzmanlar kalıcı ojenin tamamen bırakılmasının şart olmadığını, ancak sağlıklı uygulanmasının önemli olduğunu belirtiyor. UVA ışınından korunmak için işlem öncesi mineral içerikli güneş kremi sürmek ve koruyucu eldiven kullanmak öneriliyor. Evde uygulama yapılacaksa ürünün cilde temas etmemesine dikkat edilmeli ve doğru güçte lamba kullanılmalı. Tırnaklara ara vermek, ojeyi soyarak çıkarmamak ve işlemi profesyonellere yaptırmak uzun vadede tırnak sağlığını koruyan adımlar arasında yer alıyor.







