Samsun’un Terme ilçesi sınırlarında yer alan Simenit Gölü, son dönemde doğa tutkunlarının ilgisini çekmeye başlayan saklı cennetlerden biri. Sazlıklarla çevrili yapısı, göçmen kuşların konaklama noktası olması ve dingin atmosferiyle dikkat çeken göl, bakir doğasıyla keşfedilmeyi bekliyor. Ancak bu doğa harikasını özel kılan şey yalnızca manzarası değil; oluşumu, ekolojik önemi ve korunma statüsüyle de farklı bir değer taşıyor.
Nasıl oluştu?
Simenit Gölü, kıyı set gölü özelliği taşıyor. Yani geçmişte Karadeniz’in küçük bir koyu olan bu alan, kıyı akıntılarıyla taşınan alüvyonların zaman içinde kıyı oklarını oluşturmasıyla denizle bağlantısını yitirmiş. Önü kapanan koyun suları içeride kalarak bugünkü gölü meydana getirmiş. Ortalama derinliği 1 ila 2 metre arasında değişiyor; bazı bölgelerde 5 metreyi buluyor. Gölün yüzölçümü sazlık ve bataklıklarla birlikte yaklaşık 19 kilometrekareye ulaşıyor.
Terme’nin doğusunda, Yeşilırmak Deltası’nın bir parçası olan Simenit Gölü, Samsun’un en geniş sulak alanlarından biri. Yüzey rakımı 4 metre olan göl, hem ekolojik çeşitlilik açısından hem de doğal güzellikleriyle bölge için büyük önem taşıyor. Su kenarında yer alan sazlıklar, göçmen kuşların barınmasına elverişli bir habitat oluşturuyor.
Göl, her yıl göç yolları üzerinde konaklayan çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Özellikle ilkbahar ve sonbaharda farklı kuş türleri burada mola veriyor. Bu da Simenit Gölü’nü, kuş gözlemcileri ve doğa fotoğrafçıları için cazip hale getiriyor. Henüz yeterince tanıtımı yapılmadığı için çok fazla ziyaretçi almıyor, bu da gölün sessizliğini ve doğallığını korumasına yardımcı oluyor.
Simenit Gölü ve çevresi, yalnızca doğal güzelliğiyle değil, resmi statüsüyle de dikkat çekiyor. Bölge; Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ve Doğal Sit Alanı kapsamında bulunuyor. Ayrıca 15 Mart 2023’te “Kesin Korunacak Hassas Alan” ilan edilerek daha güçlü bir koruma altına alındı. Bu karar, gölün ekosistemini tehdit eden yapılaşma, tarım baskısı ve drenaj faaliyetlerine karşı güvence sağlıyor.
Bugün Simenit Gölü, kısmen daralmış sulak alan yapısıyla dikkat çekiyor. Çevrede açılan drenaj kanalları ve alüvyon birikimi gölün bazı bölgelerinde su seviyesini azaltmış durumda. Buna rağmen göl hâlâ çok sayıda kuş türüne, balıklara ve bataklık bitkilerine ev sahipliği yapıyor. Bölgeye yapılacak bilinçli yatırımlar sayesinde gölün ekoturizm potansiyeli daha da öne çıkarılabilir.
Göl çevresinde yürüyüş yolları ve kamp alanları resmi olarak bulunmasa da, doğa tutkunları için oldukça cazip. Sazlıkların arasından geçilen patikalar, ziyaretçilere farklı manzara noktaları sunuyor. Yerel halk gölü piknik ve balıkçılık için değerlendiriyor. Ancak en büyük potansiyel, ekoturizmde. Rehberli doğa yürüyüşleri, kuş gözlem turları ve kamp faaliyetleriyle bölgenin turizme kazandırılması mümkün görünüyor.
Simenit Gölü, Samsun’un bugüne kadar çok fazla tanınmamış doğal değerlerinden biri. Sazlıkları, göçmen kuşların gökyüzünü renklendiren dansı ve sessizliğiyle ziyaretçilere farklı bir deneyim sunuyor. Tanıtım çalışmaları artar ve altyapı yatırımları yapılırsa, göl yalnızca Samsun’un değil, tüm Türkiye’nin dikkatini çekecek önemli bir cazibe merkezi haline gelebilir.