Madımak Olayı’nın Arka Planı
1993 yılında Sivas'ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri, Alevi kültürünü ve sanatını yaşatmak amacıyla organize edilmişti. Türkiye'nin farklı bölgelerinden Alevi sanatçılar, yazarlar, ozanlar ve aydınlar, söyleşiler yapmak, eserlerini paylaşmak için Sivas’a davet edildi.
1 Temmuz’da şenliğin açılışında yazar Aziz Nesin’in de aralarında olduğu isimler konuşmalar yaptı. Ancak şehrin bazı kesimlerinde Nesin ve etkinlikler hedef gösterildi. Özellikle Aziz Nesin’in Salman Rüşdi’nin “Şeytan Ayetleri” kitabını çevirmesi, radikal grupların tepkisini çekti.
2 Temmuz 1993: Katliam Günü
Cuma namazı çıkışında, yüzlerce kişi “Sivas laiklere mezar olacak” sloganları atarak Madımak Oteli’ne yürüdü. Kalabalık, etkinliklerin düzenlendiği kültür merkezini ve oteli kuşattı. Yeni dikilen “Halk Ozanları” heykeline saldırarak tahrip etti.
Kalabalık yaklaşık iki saat sonra Madımak Oteli’ni ateşe verdi. İçeride bulunan 100’den fazla sanatçı, yazar ve gazeteci alevlerin arasında mahsur kaldı. Olay sırasında bölgedeki güvenlik güçlerinin yetersiz müdahalesi ve geç kalması nedeniyle 33 kişi yanarak hayatını kaybetti. Ayrıca otel görevlilerinden 2 kişi ve 2 saldırgan da hayatını kaybetti.
Madımak Katliamı’nın Türkiye’deki Yeri ve Önemi
Madımak Olayı, Türkiye’deki Alevi-Sünni gerilimlerinin ve hoşgörüsüzlüğün simgesi olarak kabul edilir. İnsan hakları ve ifade özgürlüğü açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Her yıl 2 Temmuz’da anmalar düzenlenerek, benzer trajedilerin yaşanmaması için toplumsal farkındalık yaratılmaya çalışılmaktadır.
Madımak katliamında öldürülen 33 yazar, türkücü ve aydının isimleri şöyle

Madımak Katliamı Sonrası İktidarın Tepkileri ve Siyasi Tartışmalar
2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde yaşanan katliam, Türkiye siyasetinde derin tartışmalara yol açtı. Olayın hemen ardından iktidar çevrelerinden gelen açıklamalar ve tutumlar, hem kamuoyunda hem de siyasi arenada yoğun eleştirilerin odağı oldu.
Tansu Çiller’in Açıklamaları ve Tepkiler
Turgut Özal’ın vefatının ardından Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yerine Başbakan olan Tansu Çiller, görevi devralalı henüz bir hafta olmuştu. Çiller, Madımak Oteli yangını sonrası yaptığı açıklamada, “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir.” ifadelerini kullandı. Bu sözler, olayın ciddiyetini küçümsemek ve mağdurların acısını hafife almak şeklinde yorumlanarak büyük tartışmalara neden oldu.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Görüşü
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise olayın “münferit” olduğunu vurgulayarak, Alevi-Sünni çatışmasına dönüşmediğini ifade etti. Demirel açıklamasında, “Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş... Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır... Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır.” diyerek, olayı kısmen normalleştirme çabasında bulundu.
İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu’nun Aziz Nesin Hedef Gösterisi
İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu ise açıklamalarında yazar Aziz Nesin’i doğrudan hedef aldı. Gazioğlu, “Aziz Nesin'in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir.” diyerek, katliamın sorumluluğunu mağdurlara yüklemeye çalıştı. Bu sözler, toplumda büyük tepki uyandırdı. Aziz Nesin ise ilerleyen günlerde Gazioğlu’nu “yalancılıkla” suçladı.
SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün Müdahalesi ve Eleştiriler
Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) eski genel başkanı ve dönemin başbakan yardımcısı Erdal İnönü, olay sırasında Aziz Nesin’le telefon görüşmesi yaparak, “en kısa zamanda takviye güç gönderileceğini, kimsenin kılına zarar gelmeden kurtarılacağını” söyledi. Ancak katliamın engellenememesi nedeniyle İnönü, sonrasında hem SHP’ye hem de kendisine yönelik eleştirilere, “Ne yapayım, yetkim yoktu” cevabını verdi.



