Kış aylarında etkisini artıran dondurucu soğuklar, ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Özellikle sıfırın altına düşen hava sıcaklıklarında uzun süre dış ortamda kalan kişilerde görülen soğuk ısırması (frostbite), kalıcı doku hasarına kadar varabilen sonuçlar doğurabiliyor. Uzmanlar, erken belirtilerin ciddiye alınması ve doğru korunma yöntemlerinin hayati önem taşıdığı konusunda uyarıyor.
Soğuk ısırması nedir ve nasıl oluşur
Soğuk ısırması, düşük sıcaklıklara maruz kalan vücut dokularında kan akışının azalmasıyla ortaya çıkıyor. Soğuk hava damarların büzülmesine neden olurken, dokular yeterli oksijen ve besin alamıyor. Bu durum en çok burun, kulak, el ve ayak parmakları gibi uç bölgelerde görülüyor ve zamanla doku hasarına yol açabiliyor.
İlk belirtiler nelerdir
Dermatoloji Uzmanı Dr. Muhammed Burak Yücel, soğuk ısırmasının erken dönemde karıncalanma, uyuşma ve solukluk gibi belirtilerle kendini gösterdiğini belirtti. Hafif vakalarda cilt rengi beyazımsı veya griye dönerken, maruziyet süresi uzadıkça morarma, sertleşme ve su toplama gibi bulgular ortaya çıkabiliyor. İleri evrelerde ise hissizlik ve doku kaybı riski bulunuyor.
Yanlış müdahaleler büyük risk oluşturuyor
Soğuk ısırmasına yanlış müdahalenin kalıcı hasarlara yol açabileceğine dikkat çeken Dr. Yücel, özellikle ısıtılan bölgenin yeniden soğuğa maruz bırakılmasının ciddi sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. Ateşle ısıtma, sert şekilde ovalama veya ani sıcak uygulamalarının dokuya daha fazla zarar verdiği belirtiliyor.
Doğru tedavi nasıl yapılmalı
Uzmanlara göre ilk müdahalede etkilenen bölge, 37–39 derece sıcaklıktaki suya yaklaşık 20–30 dakika tutulmalı. Bu uygulama kan dolaşımını yavaş ve kontrollü şekilde artırarak dokunun toparlanmasına yardımcı oluyor. Şiddetli vakalarda ise mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor.
Soğuk ısırmasından korunma yolları
Soğuk havalarda korunmanın tedaviden çok daha önemli olduğunu belirten uzmanlar, kat kat giyinmenin büyük önem taşıdığını ifade ediyor. Termal çorap, eldiven, bere ve su geçirmez giysiler kullanılması önerilirken, el ve ayak parmaklarının düzenli hareket ettirilmesi de kan dolaşımını destekliyor. Özellikle anemisi olanlar, yaşlılar ve kronik hastalığı bulunan bireylerin soğuk havalarda daha dikkatli olması gerekiyor.





