Türkiye’de asgari ücret tartışmaları son yıllarda giderek daha fazla gündeme geliyor. Bunun başlıca nedeni, çalışan maaşlarının giderek asgari ücrete yaklaşması ve maaş artışlarının bu seviyeye göre belirlenmesi. 2025 yılı Aralık ayında asgari ücret pazarlıkları hız kazanırken, Türkiye’de çalışanların ne kadarının asgari ücret veya çevresinde kazandığı konusu merak ediliyor.
ASGARİ ÜCRET VE ÇEVRESİNDE KAZANANLARIN DURUMU
DİSK-AR’ın 2026 raporuna göre, 2024 verilerinde Türkiye’de çalışanların neredeyse yarısı, yani %46,7’si asgari ücret seviyesinde veya altında maaş alıyor. Bu oran, çalışanların büyük kısmının asgari ücrete yakın bir gelirle hayatını sürdürdüğünü ortaya koyuyor.
Daha geniş bir perspektifle bakıldığında, iki asgari ücret ve altında kazananların oranı %87,3. Bu durum, “yakınsama” olarak adlandırılan ve asgari ücretin ortalama maaş haline gelmesi sürecini net bir şekilde gösteriyor. Başka bir deyişle, maaş dağılımında ciddi bir sıkışma söz konusu ve çalışanların büyük çoğunluğu, asgari ücret etrafında toplanmış durumda.
YILLARA GÖRE ARTIŞ EĞİLİMİ
Asgari ücretli çalışanların oranındaki artış son yıllarda dikkat çekici bir hâl aldı. 2020 yılında, DİSK-AR’ın TÜİK verileri üzerinden yaptığı hesaplamalara göre, asgari ücret ve altında kazananların oranı %33,8 idi. Ancak 2024 yılına gelindiğinde bu oran %46,7’ye yükseldi.
Pandemi döneminde kısa süreli dalgalanmalar yaşansa da, genel eğilim istikrarlı şekilde yükseliş gösteriyor. Bu durum, sadece asgari ücretin yükselmesinden kaynaklanmıyor; aynı zamanda pek çok özel sektör ve kamu çalışanının maaşlarının da asgari ücret seviyesine yakın şekilde belirlenmesi etkili oluyor.
YAKINSAMA: MAAŞLAR ASGARİ ÜCRET ETRAFINDA TOPLANIYOR
Ekonomistler, yıllar önce asgari ücret çevresindeki maaşların birbirine yaklaşmasını “yakınsama” olarak tanımlıyordu. Yakınsama, maaş dağılımında orta ve alt gelir grubunun büyük ölçüde asgari ücret civarında yoğunlaşmasını ifade ediyor.
Son veriler bu eğilimi doğruluyor. Asgari ücretin biraz üzerinde kazananların oranı giderek artıyor ve maaşlar adeta asgari ücret etrafında toplanıyor. Bu durum, ücret politikalarının geniş kesimler üzerindeki etkisini ve ekonomik eşitsizlik tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
İKİ KAT ASGARİ ÜCRET KAZANANLAR
İki asgari ücret ve üzerinde kazanan çalışanların oranı da tabloyu anlamak açısından önemli bir gösterge. 2023 yılında bu oran %92,3 iken, 2024’te %87,3’e geriledi. Yani, çalışanların büyük çoğunluğu iki asgari ücret sınırının altında kalıyor. Bu da Türkiye’de maaş dağılımının ciddi ölçüde asgari ücret etrafında sıkıştığını gösteriyor.
Bu tablo, sadece maaş dağılımının daralması anlamına gelmiyor; aynı zamanda çalışanların satın alma güçleri, yaşam standartları ve ekonomik güvenlikleri üzerinde doğrudan etkili oluyor. Artan asgari ücretli oranı, kısa vadede çalışanları koruma amaçlı olsa da uzun vadede ekonomik dinamikler ve iş piyasası üzerinde çeşitli etkiler yaratabiliyor.
GELECEK PERSPEKTİFİ
Türkiye’de asgari ücret ve çevresindeki maaşların artışı, hem çalışanlar hem de politika yapıcılar için önemli bir gündem maddesi olmaya devam ediyor. Önümüzdeki yıllarda, asgari ücretin belirlenme süreçleri, yakınsamanın boyutu ve çalışanların gelir dağılımındaki yeri ekonomi gündeminin merkezinde olacak gibi görünüyor.
Uzmanlar, asgari ücret artışlarının çalışan refahını kısa vadede artırsa da, uzun vadede maaş dağılımındaki sıkışmanın ekonomik ve sosyal sonuçlarını dikkatle takip edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.




