Çin, teknoloji ve inovasyon alanında attığı dev adımlarla küresel sahnede liderliğini pekiştirmeye devam ediyor. Özellikle limanlarda ve toplu taşımada otonom sistemlerin yaygınlaşması, lojistik sektöründe yeni bir çağın kapılarını aralıyor. “Çin’in en yoğun limanlarının duvarlarının ardında, bir zamanlar binlercesinin yaptığı işi artık robotlar yapıyor.

otonom lojistik çağına hoş geldiniz

Tamamen otonom lojistik çağına hoş geldiniz.” Bu çarpıcı ifade, Çin’in sürücüsüz teknolojiye olan yatırımlarının ve bu alanda kaydettiği ilerlemenin bir özeti niteliğinde. İşte Çin’in toplu taşıma ve liman lojistiğindeki otonom devrimine dair detaylı bir analiz...

Biliyoruz ki Çin’in Guangzhou, Şangay ve Tianjin gibi büyük limanları, küresel ticaretin kalbi konumunda. Bu limanlarda artık insan gücü yerine otonom sistemler ve robotlar ön planda. 5G teknolojisiyle desteklenen yapay zeka (AI) araçları, konteynerlerin kamyonlara yüklenmesinden gemilerin tahliyesine kadar tüm süreçleri otonom bir şekilde yönetiyor.

Örneğin, Guangzhou Limanı’nda 5G ile çalışan otonom sistemler, konteynerleri insan müdahalesi olmadan taşıyarak hem hız hem de maliyet avantajı sağlıyor.Bu sistemler, gelişmiş sensörler, yüksek çözünürlüklü haritalama ve yapay zeka algoritmalarıyla donatılmış. Otonom forkliftler, robotik kollar ve T-Pod gibi sürücüsüz kamyonlar, limanlarda malzeme taşımacılığını optimize ediyor.

T-Pod kamyonları, 200 km menzile sahip tamamen elektrikli araçlar olarak dikkat çekiyor ve 85 km/s hıza ulaşabiliyor. Bu araçlar, sürücü kabinine ihtiyaç duymadan yükleme kapasitesini artırıyor ve enerji tüketimini optimize ediyor.

otonom sistemlerin yararları neler?

Otonom sistemler, insan hatalarını en aza indirerek süreçleri hızlandırıyor. Malzeme taşımacılığı ve envanter yönetimi gibi işlemler, gerçek zamanlı veri analiziyle daha etkin hale geliyor.
Maliyet Tasarrufu sağlar.  İnsan iş gücüne olan bağımlılığı azaltan bu teknolojiler, işletme maliyetlerini düşürüyor. Örneğin, Baidu’nun Apollo Go robotaksileri, geleneksel taksilere kıyasla yolculuk başına %20 daha düşük maliyet sunuyor.

Çevresel Faydaları da var. Elektrikli otonom araçlar, karbon emisyonlarını azaltarak çevre dostu bir lojistik modeli sunuyor. California Üniversitesi’nden Prof. Dr. Susan Shaheen, robotaksilerin toplu taşımayla entegre edilmesi durumunda şehirlerdeki ulaşım verimliliğinin %30 artabileceğini belirtiyor.

Zorluklar:Güvenlik Endişeleri: 2024’te Wuhan’da bir Baidu robotaksisinin yaya ile çarpışması, otonom sistemlerin güvenilirliği konusundaki tartışmaları alevlendirdi. Baidu, aracın yeşil ışıkta hareket ettiğini belirtse de, bu tür olaylar kamuoyu güvenini sarsıyor.

Peki Bu Sistemlerin Zorlukları Yok mu?

Var tabi olmaz olur mu? Öncelikle entegrasyon Sorunları olabiliyor. Otonom sistemlerin mevcut altyapıya entegrasyonu, yüksek maliyetler ve teknik zorluklar gerektiriyor. Ayrıca, insan iş gücüyle entegrasyon konusunda eğitim programlarına ihtiyaç duyuluyor.

Toplu Taşımada Robotaksi Devrimi

Çin’in otonom teknoloji hamlesi sadece limanlarla sınırlı değil; toplu taşımada da robotaksiler öncülük ediyor. Baidu’nun Apollo Go platformu, Wuhan, Chongqing ve Shenzhen gibi şehirlerde tam otonom robotaksi hizmeti sunuyor. 2024 sonu itibarıyla Wuhan’da 400’den fazla robotaksiyle hizmet veren Baidu, 2025’te bu sayıyı 1.000’e çıkarmayı hedefliyor.

Bu araçlar, 5G bağlantısı, yapay zeka algoritmaları ve yüksek çözünürlüklü haritalama sistemleriyle karmaşık şehir trafiğinde güvenli navigasyon sağlıyor. Ortalama bir robotaksi yolculuğu, 10 kilometre için yaklaşık 20 yuan (3 dolar) gibi rekabetçi bir fiyata sahip. Stanford Üniversitesi’nden Prof. Dr. Chris Gerdes, Baidu’nun Apollo Go sistemini “otonom sürüşün ticarileştirilmesinde dönüm noktası” olarak nitelendiriyor.

Toplu Taşıma Entegrasyonu


Robotaksiler, toplu taşıma sistemleriyle entegre edilerek şehirlerdeki trafik sıkışıklığını azaltmayı ve ulaşım verimliliğini artırmayı hedefliyor. Örneğin, Hefei şehrinde otonom minibüsler, paket teslimatında son kilometre taşımacılığını destekliyor ve motosikletli kuryelerle entegre çalışıyor.

İnsansı Robotlar ve Lojistikteki RolüÇin’in otonom teknolojiye olan yatırımları, insansı robotlarla da dikkat çekiyor. UBTech Robotics ve Zeekr iş birliğiyle geliştirilen Walker S1 gibi insansı robotlar, otomotiv endüstrisinde montaj hatlarında kullanılıyor. Bu robotlar, yapay zeka destekli görüş sistemleri ve sürü zekasıyla, dinamik ortamlarda hassas görevleri yerine getirebiliyor.

Ayrıca, Ex-Robots gibi firmalar, duygusal ifadeler ve çevreye uygun tepkiler verebilen insansı robotlar geliştiriyor. Bu robotlar, lojistikten sağlık ve eğitim sektörüne kadar geniş bir uygulama alanına sahip.

Çin’in Küresel Ticaretteki Stratejik Hamlesi

Çin’in otonom teknolojilere yaptığı yatırımlar, Kuşak ve Yol Girişimi gibi küresel ticaret projeleriyle de destekleniyor. Çinli firmalar, COSCO gibi şirketler aracılığıyla Belçika’daki Zeebrugge Limanı’ndan Türkiye’deki Kumport Limanı’na kadar dünya genelinde liman yatırımları yapıyor. Bu yatırımlar, Deniz İpek Yolu’nun bir parçası olarak küresel ticaret hacmini artırmayı amaçlıyor.

Gelecekte Neler Bekleniyor?

Çin, 2025 yılına kadar insansı robotlar ve otonom sistemler için kapsamlı bir inovasyon sistemi kurmayı hedefliyor. Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı, bu sistemlerin seri üretime geçmesini ve uluslararası standartlara ulaşmasını planlıyor. Ayrıca, otonom araç pazarının 2040 yılına kadar 3,2 trilyon yuana (473,3 milyar dolar) ulaşması bekleniyor.
Ancak, bu hızlı dönüşüm bazı etik ve toplumsal soruları da beraberinde getiriyor. Robotaksilerin yaygınlaşması, taksi şoförlüğü gibi meslekleri tehdit edebilir. Uluslararası Çalışma Örgütü, otonom araçların 2030’a kadar küresel ölçekte 2 milyon ulaşım sektörü işini ortadan kaldırabileceğini tahmin ediyor.

 

Kaynak: Haber Merkezi