Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, İç Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Özgür Kılıç, iç hastalıkları polikliniklerine başvurularda son yıllarda belirgin bir artış yaşandığını belirtti.
Dr. Öğr. Üyesi Kılıç, iç hastalıkları polikliniklerine en sık halsizlik, yorgunluk, baş dönmesi, çarpıntı ve nefes darlığı şikâyetleriyle başvurulduğunu ifade etti. Öğr. Üyesi Kılıç, "Mide-bağırsak şikâyetleri, tansiyon yüksekliği, kan şekeri düzensizlikleri, kilo değişiklikleri, tiroit yakınmaları ve enfeksiyon bulguları da sık gördüğümüz başvuru nedenleri arasında yer alıyor. Son yıllarda obezite, insülin direnci, metabolik sendrom ve karaciğer yağlanmasıyla ilişkili başvurularda da belirgin bir artış var. Kronik hastalığı olan bireyler ise düzenli kontrol ve tedavi planlaması amacıyla sık başvuruyor" ifadelerini kullandı.
2025 yılında öne çıkan hastalıklara değinen Kılıç, metabolik ve kronik hastalıkların ön planda olduğunu vurgulayarak, "Diyabet ve prediyabet, hipertansiyon ve kalp-damar risk faktörleri, tiroit hastalıkları, obezite ve buna bağlı komplikasyonlar, karaciğer yağlanması, solunum yolu ve viral enfeksiyonlar ile stres ve kaygı ilişkili bedensel yakınmalar en sık karşılaştığımız başlıklar arasında yer alıyor. Toplumda hareketsizlik ve düzensiz beslenmenin artması bu tabloyu belirgin şekilde etkiliyor" dedi.

"Son yıllarda genç yetişkinlerde de belirgin bir artış görüyoruz"
Toplam başvuru sayısının hâlâ orta yaş ve ileri yaş grubunda daha fazla olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Kılıç, "Ancak son yıllarda genç yetişkinlerde de belirgin bir artış görüyoruz. Gençlerde daha çok insülin direnci, obezite, reflü ve mide şikâyetleri, tiroit fonksiyon bozuklukları, stres ve uyku düzensizliği öne çıkıyor. İleri yaş grubunda ise diyabet, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları ve çoklu kronik hastalıkların takibi ön planda" diye konuştu.
Dahiliyeye başvuruların artış nedenlerine de değinen Kılıç, "Yaşam süresinin uzaması, kronik hastalıkların artması, hareketsiz yaşam ve beslenme bozuklukları, obezite ve metabolik sendromdaki yükseliş, pandemi sonrası sağlık farkındalığının artması, rutin kontrollerin yaygınlaşması ile yoğun stres ve uyku düzensizliği başvuruların artmasında etkili oluyor" dedi.
"Masa başı yaşam, kronik stres, uyku bozukluğu"
Beslenme alışkanlıkları, stres ve yaşam tarzının hastalıkların görülme sıklığını doğrudan etkilediğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Kılıç, "Hazır ve yüksek kalorili gıda tüketimi, düşük fiziksel aktivite, masa başı yaşam, kronik stres, uyku bozukluğu ile sigara ve alkol kullanımı; diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması ve kalp-damar hastalıklarının artmasına neden oluyor. Bu da dahiliye başvurularını yükseltiyor" ifadelerine yer verdi.
Kılıç, "Düzenli egzersiz, dengeli beslenme, stres yönetimi ve rutin sağlık kontrolleri; bugün sık gördüğümüz metabolik ve kronik hastalıkların önemli bir kısmını önleyebilir. Sağlık başvurularının artması, toplumun kendi sağlığını daha çok sahiplenmeye başladığının da bir göstergesidir." şeklinde konuştu.



