Cumhuriyet tarihinin en büyük sahtecilik vakalarından biriyle karşı karşıya olunduğunu belirten Ulutaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmanın, üst düzey kamu yöneticilerinin e-imzalarının kopyalanarak sahte diploma ve belgeler düzenlendiğini ortaya çıkardığını söyledi. Ulutaş, “Bu, yalnızca liyakatin hiçe sayılması değil; yurttaşların can ve mal güvenliğinin pazarlık konusu yapıldığı bir utanç tablosudur” dedi.
Sahte diplomalar halkın güvenliğini tehdit ediyor
Ulutaş, mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı gibi kritik mesleklerde yetkinliği olmayan kişilerin görev almasının felaketlere davetiye çıkardığını vurguladı. Bir deprem ülkesi olan Türkiye’de, yetkisiz kişilerin imza attığı her projenin halkın can güvenliği için ciddi bir risk taşıdığını belirtti.
Orman yangınlarında ihmaller zinciri
Basın açıklamasında orman yangınlarına da değinen Ulutaş, elektrik hatlarından kaynaklanan yangınların büyük bölümünün, özelleştirme sonrası bakım ve onarım hizmetlerindeki aksaklıklardan kaynaklandığını ifade ederek,
“Elektrik dağıtım şirketleri bakım ve temizlik çalışmalarını maliyet olarak görüyor. Orman yangınlarının önüne geçmek için bilinen önlemler bile alınmıyor” dedi.
Ulutaş, yangınların büyümeden söndürülmesi için modern sensörler, kameralar ve yapay zekâ sistemlerinin devreye alınması gerektiğini; elektrik şebekesinin kamulaştırılması ve merkezi bir planlama anlayışıyla yeniden yapılandırılmasının zorunlu olduğunu savundu.
Bina yangınları gündeme gelmedi
Diyarbakır’da 6 Haziran’da aynı aileden 4 kişinin, Ankara’da ise 18 Temmuz’da 3 kişinin hayatını kaybettiği bina yangınlarının kamuoyunda yeterince yer bulmadığını söyleyen Ulutaş, yangın güvenliği önlemlerinin proje aşamasından itibaren uygulanması gerektiğini belirtti. Mevzuata uyulmaması, denetim eksiklikleri ve bakım yetersizliklerinin bu can kayıplarına zemin hazırladığını ifade etti.
“Çıkış yolu kamucu anlayış”
Ulutaş, meslek odalarının anayasal yetkilerinin geri verilmesini, YÖK’ün diplomaların gerçekliğini titizlikle incelemesini ve kamu denetiminin yeniden güçlendirilmesini istedi.
“Liyakatin hiçe sayıldığı, denetimin zayıflatıldığı bu sistem, halkın ve doğanın güvenliğini tehlikeye atıyor. Çözüm, merkezi ve demokratik bir planlama ile kamucu anlayışa dönüşten geçiyor” dedi.




