Efes Antik Kenti, İzmir’in Selçuk ilçesinde yer almakta olup Roma döneminden kalma yapılarıyla UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunmaktadır. Artemis Tapınağı, Celsus Kütüphanesi ve Büyük Tiyatro, kentin öne çıkan eserleridir. İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan Efes Antik Kenti, Anadolu uygarlıklarının tarihsel gelişim sürecinde önemli bir yer tutmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı kayıtlarına göre Efes, her yıl milyonlarca yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Antik dönemden günümüze kadar korunarak ulaşan yapılarıyla, hem tarih hem de turizm açısından büyük bir öneme sahiptir.

Efes’in geçmişi M.Ö. 6. binyıla kadar uzanmaktadır. İlk yerleşimlerin Ayasuluk Tepesi çevresinde başladığı bilinmektedir. Zamanla büyüyen kent, konumu nedeniyle Ege Denizi ile Anadolu iç bölgeleri arasında bir geçiş noktası hâline gelmiştir. Efes, tarih boyunca Hititler, Lidyalılar, Persler, Makedonlar, Romalılar ve Bizanslılar gibi birçok uygarlığın egemenliğinde kalmıştır. Roma İmparatorluğu döneminde en parlak çağını yaşayan kent, dönemin ticaret ve kültür merkezlerinden biri hâline gelmiştir. Nüfusunun 200 binin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Limanı sayesinde Akdeniz ticaret yollarının önemli bir durağı olmuş, bu da Efes’in ekonomik olarak gelişmesini sağlamıştır.

Efes, Antik Dünya’nın Yedi Harikası’ndan biri olarak kabul edilen Artemis Tapınağı ile tanınmaktadır. Tanrıça Artemis’e adanan bu yapı, M.Ö. 550’li yıllarda inşa edilmiştir. Tamamı mermerden yapılmış olan tapınak, döneminin en görkemli dini yapılarından biri olarak bilinmektedir. Yapı, yangınlar ve istilalar nedeniyle birkaç kez yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir. Günümüzde tapınağın yalnızca birkaç sütunu ayakta kalmıştır. Buna rağmen, kalıntılar bile dönemin mimari ve sanatsal anlayışına ışık tutmaktadır.

Efes’te yer alan Celsus Kütüphanesi, Roma döneminin en dikkat çekici yapılarından biridir. M.S. 2. yüzyılda, Asya eyaletinin valisi Tiberius Julius Celsus Polemaeanus anısına oğlu tarafından yaptırılmıştır. Kütüphane hem bir anıt mezar hem de bilgi merkezi olarak kullanılmıştır. İçinde 12 binden fazla parşömen rulo bulunduğu tahmin edilmektedir. Kütüphane cephesindeki dört heykel; bilgelik, erdem, kader ve bilgi kavramlarını temsil etmektedir. Günümüzde yapı restore edilmiş olup, Efes’in en çok ziyaret edilen noktalarından biri olmayı sürdürmektedir.

Efes Antik Kenti’nin en dikkat çekici yapılarından biri Büyük Tiyatrodur. Roma döneminde inşa edilen tiyatronun yaklaşık 25 bin kişilik kapasitesi bulunmaktadır. Bu özelliğiyle antik dünyanın en büyük açık hava tiyatrolarından biri olarak kabul edilmektedir. Tiyatro, yalnızca sanat gösterileri için değil, aynı zamanda halk toplantıları ve resmi törenler için de kullanılmıştır. Günümüzde tiyatronun oturma basamakları, sahne alanı ve giriş bölümleri büyük ölçüde korunmuştur. Restorasyon çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Avusturya Arkeoloji Enstitüsü tarafından sürdürülmektedir.

Efes, Roma döneminde planlı şehir düzenine sahip nadir antik kentlerden biri olmuştur. Ana caddeleri mermerle kaplanmış, kanalizasyon ve su sistemleri kurulmuştur. Evlerde mozaik zeminler ve freskler kullanılmış, bu da dönemin yaşam standartlarının yüksek olduğunu göstermektedir. Kazılarda ortaya çıkan hamam kalıntıları, çeşmeler ve mermer banklar, Efes halkının sosyal yaşamına dair bilgiler sunmaktadır. Kentte ticaret, sanat ve eğitim faaliyetleri iç içe yürümüştür. Efes, yalnızca pagan dönemine değil, aynı zamanda Hristiyanlık tarihine de tanıklık etmiştir. Aziz Pavlus’un burada vaaz verdiği, Meryem Ana’nın ise yaşamının son dönemini Efes yakınlarında geçirdiği kabul edilmektedir. Selçuk ilçesinde bulunan Meryem Ana Evi, bu inancın sembollerinden biri hâline gelmiştir. Her yıl hem Hristiyan hem Müslüman ziyaretçiler tarafından ziyaret edilmektedir.

Efes’te ilk sistematik kazılar 1860’lı yıllarda İngiliz arkeologlar tarafından başlatılmıştır. Günümüzde kazı ve koruma çalışmaları Avusturya Arkeoloji Enstitüsü tarafından sürdürülmektedir. Kazılar sırasında tiyatro, kütüphane, agora, hamam, çeşme ve mozaikli evler gün yüzüne çıkarılmıştır. Her sezon yapılan çalışmalarla yeni kalıntılar ortaya çıkarılmakta, bilim insanları tarafından detaylı olarak belgelenmektedir. Restorasyon çalışmaları sırasında orijinal taşların korunmasına özen gösterilmektedir. Ayrıca ziyaretçi yoğunluğunun tarihi dokuyu olumsuz etkilememesi için belirli alanlarda yürüyüş güzergâhları oluşturulmuştur.

Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre Efes Antik Kenti, 2024 yılında 2,7 milyonun üzerinde ziyaretçiyi ağırlamıştır. Bu rakam, Efes’i Türkiye’nin en fazla ziyaret edilen antik kenti konumuna taşımıştır. Ziyaretçi sayısındaki artış, Selçuk ve çevresindeki turizm gelirlerini de olumlu yönde etkilemiştir. Efes, bölgedeki konaklama, gastronomi ve el sanatları sektörlerinin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Turizm profesyonelleri, Efes’in tanıtımının sürdürülebilir biçimde yapılmasının önemine dikkat çekmektedir. Kültürel miras bilincinin artmasıyla birlikte, kente yönelik ilginin önümüzdeki yıllarda da devam edeceği öngörülmektedir.

Efes Antik Kenti, 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. Bu statü, alanın uluslararası düzeyde korunmasını sağlamaktadır. UNESCO raporlarında Efes, “insanlık tarihinin en iyi korunmuş antik şehirlerinden biri” olarak tanımlanmaktadır. Alan yönetimi planı çerçevesinde yapılan çalışmalarla hem arkeolojik koruma hem de turizm yönetimi birlikte yürütülmektedir. Efes Antik Kenti, Türkiye’nin dünya mirası açısından en önemli kültürel değerlerinden biri olmaya devam etmektedir. Kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılan yeni bulgular, Anadolu tarihinin farklı dönemlerine ışık tutmaktadır. Kentin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için ulusal ve uluslararası düzeyde iş birlikleri sürdürülmektedir.