Antalya’nın güneyindeki Demre ilçesi, binlerce yıl boyunca Akdeniz dünyasının önemli liman kentlerinden biri olan Myra’nın kalıntılarını taşımaktadır. Likya uygarlığının en parlak yerleşimlerinden biri kabul edilen Myra, kaya mezarları, tiyatrosu, kutsal alanları ve deniz ticaretindeki ağırlığı ile hem antik dönem araştırmacılarının hem de Hristiyanlık tarihçileri için özel bir yere sahiptir. Bölgenin sahip olduğu bu tarihsel birikim, sonraki yüzyıllarda farklı kültürlere ve dini katmanlara ev sahipliği yaparak benzersiz bir bütünlüğün oluşmasına yol açmıştır. Demre’nin bugünkü coğrafyası, antik limanlardan toprak altında kalan bazilikalara kadar geniş bir zaman çizgisinin izlerini aynı anda görünür kılmaktadır.

Dünya genelinde “Noel Baba” olarak anılan Aziz Nikolaos, aslında 3. yüzyılın sonu ile 4. yüzyılın ilk yarısında yaşamış Myralı bir piskopostur. Zengin bir aileden geldiği bilinen Nikolaos, mal varlığını yoksullara yardım etmek için kullanmasıyla ün kazanmış, özellikle çocukları koruyan biri olarak tanınmıştır. Onun cömertliğinin kuşaktan kuşağa aktarılması, zamanla Noel gecesinde hediyeler getiren figürle birleşmiş, Batı kültüründe bugünkü Noel Baba imgesine dönüşmüştür. Ancak bu popüler figürün ardında, Akdeniz’in bir liman kentinde faaliyet gösteren gerçek bir dini lider bulunmaktadır. Nikolaos’ın yaşamı, Roma İmparatorluğu döneminin siyasal çalkantılarına, erken Hristiyanlık tartışmalarına ve Myra’nın dinsel konumuna ışık tutmaktadır.

Demre’deki Aziz Nikolaos Kilisesi, 6. yüzyılda piskopos Nikolaos’ın mezarı üzerine inşa edilmiştir. Yüzyıllar boyunca hacıların ziyaret ettiği bu kutsal mekân, Bizans döneminde genişletilmiş, fresklerle ve kubbelerle zenginleştirilmiştir. Kilisenin altında yer alan mezar odası, tarihçiler tarafından uzun yıllardır araştırılmaktadır. Osmanlı döneminden itibaren korunmaya çalışılan bu kutsal alan, 19. yüzyılın sonlarına doğru Rus hacıların da yoğun ilgisini çekmiş, hatta dönemin Rus Çarı tarafından onarım destekleri sağlanmıştır.

Günümüzde yapılan bilimsel kazılar, kilisenin altındaki bölümlerde daha önce belgelenmemiş mimari katmanlar olduğunu göstermektedir. Araştırmacılar, mezar odasının orijinal konumunu işaret eden zemin altı kalıntıların Aziz Nikolaos’a ait olduğuna dair güçlü bulgular ortaya koymaktadır. Özellikle fresklerde yer alan ikonografik sahneler, piskoposun yaşamını anlatan tasvirlerle aynı döneme işaret etmektedir.

Ortaçağ döneminde bazı kaynaklarda Nikolaos’ın kemiklerinin Bari’ye götürüldüğü yazsa da modern tarihçiler bu aktarımın yalnızca “relic” yani kutsal kalıntı geleneğiyle ilişkili olduğuna dikkat çekmektedir. Bari’ye taşınan kemiklerin tamamının Aziz Nikolaos’a ait olup olmadığı kesin değildir. Buna karşın Demre’deki kilise, piskoposun ölümünden hemen sonra oluşturulan orijinal gömü alanıdır ve tarihsel süreklilik açısından “gerçek mezarın bulunduğu yer” olarak kabul edilmektedir.

Türkiye’de yapılan arkeolojik çalışmaların ortaya koyduğu mimari bütünlük, fresk tabakaları, lahit detayları ve bazilikanın yönelimi gibi unsurlar, piskopos Nikolaos’ın ilk gömü noktasının burası olduğunu göstermektedir. Uluslararası akademik çevrelerde de Demre’nin orijinal mezar yeri olduğu görüşü giderek güçlenmektedir.

Myra, erken dönem Hristiyan toplulukları için önemli bir merkezdi. Aziz Nikolaos’ın piskoposluk yaptığı dönem, Hristiyanlığın Roma İmparatorluğu tarafından yasal olarak tanınması ve örgütlenmesinin hızlandığı bir kesite denk gelmektedir. Nikolaos’ın özellikle 325 yılında gerçekleşen Birinci İznik Konsili’ne katıldığına dair kaynaklar bulunmaktadır. Bu bilgi, Myra’nın yalnızca bölgesel değil, imparatorluk düzeyinde de önem kazandığını göstermektedir.

Myra’da bulunan kiliseler, piskoposluk yapıları, mezar kompleksleri ve yazıtlar, bölgenin Bizans dönemindeki dini kimliğini açıkça ortaya koymaktadır. Demre’de gerçekleştirilen her yeni arkeolojik kazı, kentin bu tarihsel rolünü yeniden doğrulayan bulgular sunmaktadır. Demre, bugün hem kültür turizmi hem de inanç turizmi açısından yoğun ilgi görmektedir. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen ziyaretçiler, Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikolaos’ın doğduğu ve yaşadığı coğrafyayı yakından görmek istemektedir. Özellikle kilisenin içindeki fresklerin korunmuş olması, ziyaretçilerin tarihsel atmosferi hissetmesine olanak tanımaktadır. Myra Antik Kenti’ndeki kaya mezarları ve tiyatro ile birleştiğinde bölge, yıl boyunca araştırmacıların, tarih meraklılarının ve turistlerin uğrak noktası haline gelmektedir.

Demre’de Noel Baba temalı kültürel etkinlikler de zaman zaman düzenlenmekte, bu durum bölgenin küresel turizmdeki görünürlüğünü artırmaktadır. Noel Baba figürünün dünya çapındaki popülerliği düşünüldüğünde, bu kültürel miras Türkiye’nin uluslararası tanıtımında önemli bir rol üstlenmektedir. Aziz Nikolaos Kilisesi’nde devam eden bilimsel araştırmalar, zeminin altındaki bölümlerde daha önce açığa çıkmamış mekânların varlığını ortaya koymaktadır. Bazı uzmanlar, mezar odasının orijinal halinin tam anlamıyla gün yüzüne çıkması halinde Aziz Nikolaos’ın yaşamına ve ölümüne dair yeni bilgilerin elde edilebileceğini belirtmektedir. Kilisenin restorasyon süreci, hem mimari katmanları hem de litürjik planları daha iyi okuyabilmek adına önemli bir fırsat sunmaktadır. Bölgenin deprem geçmişi, zemin hareketleri ve tarih boyunca yaşanan sel baskınları gibi çevresel etkenler, yapının farklı dönemlerde onarım gördüğünü göstermektedir. Bu onarımların belgelenmesi, dini yapının dönüşümünü anlamak için önemli kabul edilmektedir.