Bruksizm olarak bilinen uykuda diş sıkma/gıcırdatma ile damak emme davranışları, diş minesinden çene eklemine uzanan sorunlara yol açabilir. Stres, uyku düzensizliği ve bazı alışkanlıklar bu tabloyu tetiklemektedir.
Uykuda diş sıkma ve gıcırdatma, tıpta bruksizm olarak adlandırılmaktadır. Çoğu kişi bu davranışı fark etmemekte, yakınları geceleri çıkan gıcırtı seslerinden veya sabahları çene-yüz ağrısından şüphelenmektedir. Günlük yaşamın baskısı, yoğun iş temposu, sınav kaygısı ve düzensiz uyku gibi faktörler tabloyu belirginleştirmektedir. Damak emme ya da dili damağa bastırma alışkanlığı ise çocuklukta başlayabilmekte, erişkinlikte stres dönemlerinde tekrar ortaya çıkabilmektedir.
Bruksizmin tek bir nedeni bulunmamaktadır. Stres ve kaygı düzeyi yükseldiğinde vücut, geceleri çene kaslarını istemsiz biçimde kasarak yanıt verebilmektedir. Kafein ve nikotin tüketiminin artması, gün sonunda dinlenmeye yeter zaman ayrılmaması, uyku hijyeninin bozulması ve bazı uyku bozuklukları bu davranışları kolaylaştırmaktadır. Damak emme de benzer şekilde gerginlik anlarında rahatlatıcı bir refleks gibi devreye girebilmektedir.
Sabahları çene ekleminde sertlik, yüz ve şakak bölgesinde ağrı, boyun-omuz gerginliği, baş ağrısı ve yorgun uyanma tabloya eşlik etmektedir. Zaman içinde diş minesinde aşınma, dişlerde hassasiyet, çatlaklar ve ısırma yüksekliğinde değişiklik görülebilmektedir.
Çene ekleminden gelen tıklama sesleri, ağız açarken takılma hissi ve çene yorulması şikâyetleri tabloyu tamamlamaktadır. Bruksizm yalnızca diş yüzeyini yıpratmamaktadır. Çene eklemi aşırı yüke maruz kaldığında eklem diski ve çevre dokular gerilmekte, bu da çiğneme sırasında ağrıyı artırmaktadır. Uyku kalitesinin bozulması gün içi odaklanmayı ve enerjiyi düşürmektedir. Damak emme alışkanlığı ağız içi mukozasında tahrişe, dişlere uygulanan basıncın artmasına ve dil-damak ilişkisinde istenmeyen temasa yol açabilmektedir.
Kimlerde daha sık görülmektedir?
Yoğun çalışma temposu olanlar, sınav/performans baskısı yaşayanlar, kafein veya nikotin tüketimi yüksek olanlar, uyku apnesi veya horlama öyküsü bulunanlar, düzensiz uyku saatlerine sahip kişiler ve yeni ebeveynlik gibi stresli dönemlerden geçenlerde tablo daha sık rapor edilmektedir.Çocuklarda diş değişim dönemleri ve okul başlangıç süreçleri de tetikleyici olabilmektedir. Bruksizm yönetimi tek adımla çözülememektedir; diş hekimliği müdahaleleri, yaşam tarzı düzenlemeleri ve stresle başa çıkma stratejileri birlikte düşünülmektedir.
Gece plağı (splint) gibi koruyucu araçlar, dişlerin birbirine zarar vermesini önlemekte ve çene ekleminin üzerine binen yükü azaltmaktadır. Uyku hijyeninin iyileştirilmesi, akşam saatlerinde kafein/nikotin azaltılması, düzenli gevşeme ve nefes egzersizleri, ekran süresinin yatmadan önce kısaltılması destekleyici rol oynamaktadır. Çene, boyun ve omuz kuşağı için yumuşak germe-gevşetme çalışmaları kasların toparlanmasına yardımcı olmaktadır. Damak emmede farkındalık çalışmaları ve sakinleştirici akşam rutinleri (ılık duş, hafif esneme, sakin müzik) alışkanlığın şiddetini azaltabilmektedir.
Sabah başlayan çene-yüz ağrısı kronikleştiğinde, dişlerde aşınma ve çatlaklar fark edildiğinde, eklemden belirgin ses geldiğinde veya uyku bölünmeleri arttığında diş hekimliği muayenesi önerilmektedir. Uzun süren gerginlik ve kaygı belirtileri eşlik ediyorsa psikolojik destek ve stres yönetimi programları tabloyu kalıcı olarak iyileştirebilmektedir. Uyku apnesi şüphesi bulunanlarda kulak-burun-boğaz ve uyku tıbbı değerlendirmesi gündeme gelebilmektedir.
Uzmanlara göre uykuda diş sıkma yalnızca fiziksel bir refleks değil, aynı zamanda duygusal yüklerin dışa vurumudur. İnsan bedeni, gün içinde bastırılan öfke, kaygı ve yorgunluğu gece uykuda dışa vurmaktadır. Bu nedenle bruksizm, aslında zihinsel yorgunluğun ve stresin bir çeşit “vücut alarmı” olarak görülmektedir. Uyku sırasında diş sıkma ya da damak emme, beynin stres hormonlarını dengelemeye çalıştığı bir tür refleks olarak da değerlendirilir. Uzun süren iş baskısı, kaygılı yaşam tarzı ve duygusal gerginlik bu döngüyü daha da belirgin hale getirir.
Uykuda diş sıkma ve gıcırdatma davranışını tamamen ortadan kaldırmak her zaman mümkün olmasa da, düzenli yaşam alışkanlıklarıyla bu durumu büyük ölçüde hafifletmek mümkündür. Öncelikle akşam saatlerinde kafeinli içecekler ve nikotin tüketiminden uzak durmak önemlidir. Bu maddeler sinir sistemini uyararak kas kasılmalarını artırır ve uyku kalitesini düşürür. Yatmadan önce çene kaslarını gevşetici egzersizler yapmak, kas dokusundaki gerginliği azaltır ve rahat bir uyku geçirmeyi kolaylaştırır. Gün sonunda sıcak suyla duş almak ya da çene bölgesine ılık havlu uygulamak, kasların gevşemesine yardımcı olur. Uyku ortamının sessiz, karanlık ve rahat olması da bruksizmi tetikleyen stres faktörlerini azaltır. Özellikle elektronik ekranlardan yayılan mavi ışık, melatonin hormonunun üretimini baskıladığı için yatmadan en az bir saat önce telefon ve bilgisayar kullanımına ara verilmesi önerilmektedir.Uyku öncesinde yapılan kısa nefes egzersizleri ve basit meditasyon uygulamaları, stres hormonlarını dengeler. Derin nefes alıp verme alışkanlığı, gece boyunca kas kasılmalarının azalmasına katkı sağlar. Bazı kişilerde, akşam saatlerinde ılık süt içmek veya papatya çayı gibi rahatlatıcı içecekler tüketmek de uyku kalitesini artırabilir.