Soruşturma kapsamında "para karşılığı oy kullandırıldığı" iddiaları gündeme gelmiş, toplamda 86 kişi hakkında işlem başlatılmıştı. İmamoğlu da şüpheliler arasında yer aldı. Silivri Cezaevi’nden SEGBİS ile ifade veren İmamoğlu, yargının siyasallaştığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Yargının akıl ve vicdan dışı bu senaryoların figüranı hâline getirilmeye çalışılması yalnızca bir hukuki çürüme değil, aynı zamanda halkın adalet duygusuna açık bir ihanettir.”
“Tanık Değil, Sahne Oyuncusu”
İfadesinde özellikle “gizli tanık” uygulamasına tepki gösteren İmamoğlu, belirli isimlerin sürekli olarak yeni davalarda tanık olarak öne çıkarıldığını öne sürdü. İddiaların aynı çevrelerce sistematik şekilde üretildiğini savundu:
“Adına tanık denilen ancak tanık olmayan aynı 3-5 isim her seferinde yeni bir dosyada yeniden sahneye çıkarılıyor. Ya benim ya da partimin üzerine yeni bir iftira kurgulamakla görevlendiriliyorlar.”
İmamoğlu, bu kişilerin hangi güç odakları tarafından yönlendirildiğinin sorgulanması gerektiğini ifade ederek, bu tanıklıklara güvenen yargının tarafsızlığını kaybettiğini öne sürdü.
"Adalet Terazisine Siyasi Sipariş Konuluyor"
Yargının tarafsızlığına gölge düştüğünü belirten İmamoğlu, hukukun bir ülkenin onuru olduğunu vurguladı. Siyasi siparişlerle açıldığı iddia edilen davaların demokrasiye açık bir tehdit oluşturduğunu kaydetti:
“Adaletin terazisine iftirayı, dedikoduyu, siyasi siparişleri koymak sadece bireylere değil, doğrudan milletin iradesine ve demokrasimize saldırıdır.”
"Sessiz Kalan Herkes Bu Suçun Ortağı"
İmamoğlu, yaşanan sürecin sadece hukuka değil, aynı zamanda toplumsal vicdana da zarar verdiğini söyledi. Yargının siyasallaşmasına sessiz kalan herkesin bu sürece ortak olduğunu şu sözlerle dile getirdi:
“Hukuku siyasetin sopası hâline getiren ve bu gidişata sessiz kalan herkesi bu suçun ortağı hâline getireceği bir gerçektir.”