Kanun teklifinin gerekçesinde, Hicri takvime göre 10 Muharrem 61 (miladi 10 Ekim 680) tarihinde meydana gelen Kerbela faciası anımsatıldı. Hz. Hüseyin ve beraberindeki 72 kişinin şehit edilmesinin, özellikle Alevi inancında çok önemli bir yere sahip olduğuna vurgu yapıldı.
“Alevi Vatandaşların İnanç Özgürlüğü Güvence Altına Alınmalı”
Sarıbal, teklifin gerekçesinde Alevi inancının temel ritüellerinden biri olan Muharrem orucuna dikkat çekti. Alevilerin, Muharrem Ayı’nın ilk 12 gününde oruç tuttuğu ve matem yaşadığı, 13'üncü günün ise aşure pişirilip dağıtılan, kurban kesilen ve aile büyüklerinin ziyaret edildiği özel bir gün olduğuna değinildi.
Teklifte, bugüne kadar bu inançsal pratiklerin kamusal alanda özgürce yerine getirilmesini sağlayacak hukuki düzenlemelerin yapılmadığı belirtildi.
“Aşure Günü Bayram Olmalı” Çağrısı
Sarıbal, Aşure Günü’nün resmi dini bayram olarak ilan edilmesinin, sadece Alevi toplumuna değil, tüm Türkiye’ye katkı sağlayacağını ifade etti. Bu adımın toplumsal barışı güçlendireceğini, inançlar arası saygıyı artıracağını ve devletin tüm vatandaşlarına eşit mesafede durduğu yönündeki güveni pekiştireceğini dile getirdi.
Kabul Edilirse Resmi Tatil de Olacak
Kanun teklifinin yasalaşması durumunda, Aşure Günü hem dini bayram olarak kabul edilecek hem de resmi tatil ilan edilecek. Böylece Türkiye’de Ramazan ve Kurban Bayramı’nın ardından üçüncü bir dini bayram daha takvime girmiş olacak.