Dünya genelinde milyonlarca insan deprem riskiyle yaşıyor. Özellikle yeterli gözlem altyapısına sahip olmayan ülkelerde, saniyeler öncesinden gelecek bir uyarı bile binlerce hayat kurtarabiliyor. Bu ihtiyaca yanıt vermek için Google, Android telefonlara entegre ettiği yeni özellik ile milyarlarca cihazı taşınabilir deprem sensörüne dönüştürdü.
Nasıl Çalışıyor?
Telefonların içinde bulunan ivmeölçer sensörleri, yeryüzündeki en küçük sarsıntıları bile algılayabiliyor. Google’un geliştirdiği sistem, bu verileri saniyeler içinde diğer cihazlarla paylaşarak toplu bir ağ oluşturuyor. Böylece kullanıcılar, deprem başlamadan önce uyarı bildirimi alabiliyor.
Bilimsel verilere göre sistem, 2021-2024 yılları arasında aylık ortalama 312 depremi %85 doğrulukla kaydetti. Yaklaşık 100 ülkede 18 milyon kişiye uyarı gönderen sistem, kullanıcıların üçte birine sarsıntı başlamadan önce bildirim ulaştırmayı başardı.
Balıkesir Örneği: 30 Saniye Önceden Uyarı
Google’un bu yeni teknolojisi, geçtiğimiz günlerde Türkiye’de de gündem oldu. 10 Ağustos 2025’te Balıkesir’de meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremde, kullanıcılar depremi hissetmeden yaklaşık 30 saniye önce Google’dan uyarı bildirimi aldıklarını paylaştı.
Sosyal medyada yayılan ekran görüntülerine göre, Google’un gönderdiği uyarıda depremin büyüklüğü 5.2 olarak tahmin edilmişti. Buna rağmen birçok kişi bu uyarı sayesinde önceden önlem alma fırsatı buldu.
Uzmanların Görüşü
Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Sismoloji Laboratuvarı Direktörü ve Google araştırmacısı Dr. Richard Allen, sistemin ulusal gözlem ağlarının yerini almayacağını ancak onları tamamlayıcı bir rol üstleneceğini söyledi. Allen, “Telefonlar birer taşınabilir deprem ölçüm istasyonu oluyor. Bu da onları dünyanın en büyük erken uyarı ağı haline getiriyor.” dedi.
Google mühendisi Mark Stogaitis ise 2020’den bu yana sistemin 1200’den fazla depremi resmi ağlarla eşzamanlı olarak tespit ettiğini açıkladı.
Neden Önemli?
Uzmanlara göre bu teknoloji, özellikle gelişmekte olan ülkelerde erken uyarı sistemlerine erişim eşitsizliğini kapatma potansiyeli taşıyor. Milyarlarca telefonun ortak gücüyle oluşturulan bu ağ, saniyeler içinde verilen uyarılar sayesinde binlerce hayatı kurtarabilir.
