Kene ısırıklarıyla bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), 2025 yılı itibarıyla Türkiye genelinde yeniden ciddi bir tehdit haline geldi. Özellikle Tokat, Sivas, Kayseri ve Giresun gibi Kelkit Vadisi içinde kalan illerde vaka sayıları dikkat çekerken, bu yıl sadece KKKA nedeniyle 18 kişi yaşamını yitirdi. Uzmanlar, hastalığın erken müdahale edilmediği durumlarda ölümcül sonuçlar doğurduğunu vurgularken, kamu kurumları da doğal mücadele yöntemlerine yönelmeye başladı. Bu kapsamda, keneyle biyolojik mücadele amacıyla yüzlerce keklik doğaya salındı. Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen projede, kekliklerin doğadaki yerel ekosistem dengesini yeniden kurması hedefleniyor. Keklikler, doğrudan keneleri yemese de, keneyle beslenen yırtıcı kuşları bölgeye çekerek dolaylı olarak kene popülasyonunu kontrol altına alıyor.

 

O ALANLARA AV YASAĞI


Salım yapılan bölgeler ava kapalı alan ilan edilerek kekliklerin güvenliği sağlandı. Bu sayede kekliklerin doğal ortama daha iyi adapte olması ve uzun vadeli mücadeleye katkı sunması bekleniyor. Yetkililer, bu uygulamanın yalnızca keneyle mücadele değil, aynı zamanda doğanın dengesini korumaya yönelik önemli bir adım olduğunu belirtiyor. Veteriner hekimlerin kontrolünden geçirilerek doğaya bırakılan keklikler, sağlıklı ve güçlü bireylerden seçildi. Proje kapsamında özellikle kırsal bölgelerde, kimyasal ilaç kullanımı yerine biyolojik yöntemlerin teşvik edilmesi planlanıyor. Uzmanlar, kekliklerin ekosistemdeki rolünün yalnızca zararlılarla mücadeleyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda yerel hayvan popülasyonlarını destekleyerek biyoçeşitliliğe de katkı sağladığını belirtiyor. Türkiye’de her yaz artan kene vakalarının halk sağlığını tehdit etmesini önlemek için, hem bireysel hem de kamusal farkındalık büyük önem taşıyor. Kekliklerin doğaya salınması gibi yenilikçi ve çevreci yaklaşımlar ise bu mücadelede umut verici bir adım olarak öne çıkıyor.

 

Kaynak: Berna ALTINOVA