1. Üzgünüm, Bebek (Sorry, Baby)
Eva Victor'un yazıp yönettiği Üzgünüm, Bebek, bir kadının travmatik bir olaydan kurtulma sürecini anlatıyor. Film, Agnes’in, çevresindeki insanlar ve kedisiyle olan ilişkilerinin karmaşıklığına odaklanıyor. Bu içsel yolculuk, Agnes’in hayatındaki büyük dönüşümleri ve kayıpları nasıl üstesinden geldiğini gözler önüne seriyor. Sorry, Baby aynı zamanda Sundance Film Festivali'nde büyük bir övgü aldı.
2. Tanıdık Dokunuş (Familiar Touch)
Sarah Friedland’ın yönettiği bu film, yaşlı bir kadının hafızasındaki bozulmalarla başa çıkmaya çalışırken yeni ilişkiler kurma çabasını anlatıyor. Ruth, oğlunun ve bakım görevlilerinin yardımıyla yeni çevresine alışmaya çalışırken, geçmişiyle yüzleşiyor. Tanıdık Dokunuş, 2024 Venedik Film Festivali'nden En İyi İlk Film ödülünü kazandı.
3. Gelgitlere Yakalanmak (Caught in the Tides)
Jia Zhang-ke’nin son filmi Gelgitlere Yakalanmak, aşk ve hayatın geçici doğasına dair derin bir hikaye sunuyor. Film, Çin'in kültürel ve toplumsal değişimlerine tanıklık ederken, çiftin hayatlarını yeniden şekillendirmelerine de odaklanıyor. Jia'nın sineması, bu filmle bir kez daha izleyicilere derin bir etki bırakıyor.
4. Gine Tavuğu Olmak (Being a Guinea Hen)
Rungano Nyoni'nin yönettiği Gine Tavuğu Olmak, Zambiya’da kaybolan bir adamın ardında bıraktığı sırları ve gizemi keşfeden bir kadının hikayesini konu alıyor. Cannes Film Festivali'nde En İyi Yönetmen ödülünü kazanan bu film, izleyiciyi kültürel ve psikolojik derinliklere çekiyor.
5. İyi Bir Hintli Çocuk (A Good Indian Boy)
Roshan Sethi’nin yönettiği İyi Bir Hintli Çocuk, Hint-Amerikalı bir doktorun ailesiyle tanıştıracağı nişanlısıyla olan ilişkisini keşfederken, kimlik ve kültürel çatışmaları da derinlemesine ele alıyor. Romantik komedi türündeki bu film, izleyicilere sıcak ve komik bir deneyim sunuyor.
6. Siyah Çanta (Black Bag)
Steven Soderbergh'in yönettiği Siyah Çanta, casusluk dünyasında geçen sürükleyici bir gerilim filmi. Film, evli istihbarat ajanlarının bir sırrı açığa çıkarmaya çalışırken yaşadıkları psikolojik ve duygusal çatışmaları işliyor. Michael Fassbender ve Cate Blanchett'in başrol oynadığı film, etkileyici performanslar ve gerilim dolu anlarla dikkat çekiyor.
7. Nisan (April)
Dea Kulumbegashvili'nin yönettiği Nisan, ölü doğan bir bebeği dünyaya getiren bir kadının içsel yolculuğunu ve bu trajedinin ardından karşılaştığı etik ve duygusal soruları konu alıyor. Kulumbegashvili'nin anlatımı, filme derin bir insanlık ve psikolojik yoğunluk katıyor.
8. Hala Buradayım (I'm Still Here)
Walter Salles’ın yönettiği Hala Buradayım, Brezilya'da bir kadının kaybolan kocasını arayışını ve bu süreçte yaşadığı içsel mücadeleyi anlatıyor. Film, Brezilya'daki siyasi karışıklıkların gölgesinde bir aile dramı olarak öne çıkıyor.
9. Günahkarlar (Sinners)
Ryan Coogler'ın yönettiği Günahkarlar, 1930'ların Jim Crow Güneyi'nde geçen bir vampir korku hikayesi sunuyor. Michael B. Jordan’ın başrolünde olduğu film, müzik ve blues'un tarihine, aynı zamanda Afrika-Amerikan kültürüne derin bir bakış atıyor.
10. Evrensel Dil (Universal Language)
Matthew Rankin’in yönettiği Evrensel Dil, Farsçanın ana dil olarak kullanıldığı Winnipeg’de geçen absürt bir komedi. Film, İran kültürüne duyduğu ilgiyi keşfederken, memleketinde bir grup karakterin yolculuklarını ilginç bir şekilde bir araya getiriyor.
2025'in ilk yarısındaki filmler, hem tematik derinlikleriyle hem de yaratıcı sinematografileriyle dikkat çekiyor. Her biri, farklı duygusal yolculukları ve toplumsal temaları keşfederken, sinemanın gücünü bir kez daha gösteriyor. Bu liste, yılın geri kalanında hangi filmleri izlemelisiniz sorusuna yanıt arayanlar için harika bir rehber olacağa benziyor.
Kaynak





