SAMSUN – 1990’lı yıllarda Samsun’da çocuk olmak, bugünün çocuklarının yalnızca eski filmlerde görebileceği bir hayat tarzını beraberinde getiriyordu. Mahalle kültürünün hâlâ canlı olduğu, apartmanların dört-beş katı geçmediği, çocukların ise gün batana kadar sokaktan eve girmediği günlerdi.
Mahalle aralarında oynanan kale maçları, seksek ve misket gibi oyunlarla çocuklar günlerini geçirirken, en büyük tartışmalar “top kimin?” sorusuyla başlardı. Bisikletler, özellikle de Salcano ya da Bisan marka olanlar, çocukların statüsünü belirleyen unsurlardandı. Bugün unutulmaya yüz tutmuş birçok gelenek, o yıllarda sıradan günlük yaşantının bir parçasıydı.
Her sokağın başında mutlaka bir “bakkal amca” bulunurdu. Çocukların harçlıklarıyla alışveriş yaptığı, veresiye defterine yazdırdığı o küçük dükkânlarda; 10 kuruşluk sakızlar, meyveli gazozlar, tazo çıkan cipsler ve dilimle satılan peynirler vazgeçilmezdi.
90’lı yılların Samsun’u, sadece oyunlarla değil, aynı zamanda unutulmaz lezzetlerle de hafızalarda yer etti. Kağıt helva arasına konulan dondurma, Saathane Meydanı’ndaki kar helvaları, Çarşamba’nın odun fırınında pişen pidesi ve Cumhuriyet Meydanı’ndaki simit–çay geleneği, dönemin tadını bugüne taşıyan hatıralardan yalnızca birkaçı.
Kasetçalarların ve Walkman’lerin yaygın olduğu dönemde, çocuklar müzikleri kasetten birbirlerine aktarırken, yerel radyolar da ailelerin sahil kenarında ya da pikniklerde en çok dinlediği kaynaklardan biriydi. Radyo Mega gibi yerel istasyonlar, Samsun’un sesine ses katıyordu.
Bugün Samsun’da eski mahalle yapılarının yerini modern apartmanlar almış olsa da, o yılların ruhu hâlâ yaşayan birçok hafızada canlı. Mahallede oyun oynarken tanımadığın biriyle arkadaş olmak, bakkala koşarken selam vermek ve tüm gün sokakta geçirilen vakitten sonra “akşam ezanıyla” eve dönmek... Bu basit ama içten anılar, 90’larda çocuk olan Samsunlular için bugün bile özlemle anılıyor.
Samsun’un eski mahalle kültürünü ve sokak yaşamını gelecek nesillere aktarmak, sadece nostalji değil, aynı zamanda kentin sosyal hafızasını yaşatmak adına da büyük önem taşıyor.





