Samsun, 19. yüzyıldan itibaren Karadeniz kıyısının en önemli tütün merkezlerinden biri oldu. Özellikle Bafra ve Çarşamba ovalarında yetişen küçük yapraklı, aromatik tütün, Osmanlı’dan itibaren yerli ve yabancı piyasalarda büyük talep gördü. Tütün, hem Samsun’un ticari canlılığını artırdı hem de liman şehrini ihracat merkezi haline getirdi. 1873’te Samsun’dan 1,8 milyon kg tütün ihraç edilirken, 1890’da bu rakam 3 milyon kg’yi geçti. Aynı dönemde şehirde banka, gümrük ve ticaret merkezleri kuruldu; bu gelişmeler Samsun’u adeta “tütünle büyüyen şehir” haline getirdi.

Tütünün tekel altına alınması
1883 yılında kurulan Reji İdaresi, Osmanlı’nın dış borçlarını karşılamak amacıyla tütün üretim ve ticaretini Fransız sermayeli bu şirkete devretti. Reji, tütün üretimini sıkı denetim altına aldı, üreticilerle doğrudan sözleşmeler yaptı ve ürünün tamamına el koydu. 1887 yılında Samsun’da Reji’ye bağlı ilk sigara fabrikası kuruldu. Bu fabrika aynı zamanda şehrin ilk büyük sanayi tesislerinden biri oldu. Kadın işçiler burada tütün sarımında görev aldı; bu durum kadınların ilk kez düzenli ücretli işe katıldığı örneklerden biri oldu. Ancak Reji’nin baskıcı politikaları üreticilerin tepkisini çekti. Kaçak tütün üretimi yaygınlaştı, tütüncülerin geçimi zorlaştı.

Cumhuriyet’le birlikte Tekel dönemi başlıyor
1925 yılında Türkiye Cumhuriyeti, Reji İdaresi’ni kaldırarak tütün üretimini millîleştirdi ve TEKEL (Türkiye Tütün, Tuz ve Alkol İşletmeleri) adını verdiği kurumu kurdu. Bu gelişme Samsun için yeni bir çağın habercisi oldu. Samsun’daki tütün üreticileri artık doğrudan devletle çalışmaya başladı. Üretim desteklendi, alım fiyatları düzenli olarak artırıldı ve tütün işçileri sigorta kapsamına alındı. 1930’lardan itibaren Samsun’da Tekel’e ait sigara sarım ve işleme fabrikaları genişletildi.

Bir dönem yüzlerce işçinin ekmek kapısıydı
Samsun’da Tekel’in kurduğu tütün işleme tesisleri, şehir ekonomisinin can damarı haline geldi. Özellikle kadın işçilerin çalıştığı bu fabrikalarda sigara sarımı, ayıklama ve paketleme işlemleri yürütülüyordu. 1950–1980 arası, Tekel fabrikaları tam kapasite çalışıyor; Samsun tütünü iç pazarda tüketildiği gibi, başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya ihraç ediliyordu. Bafra tütünü ise “en kaliteli sigara tütünü” olarak dünyaca tanınıyordu.
Tütün tarımında gerileme ve özelleştirme süreci
1980’li yıllarda başlayan neoliberal ekonomi politikaları ile birlikte Tekel’in gücü zayıflamaya başladı. 2001 ekonomik krizinden sonra, IMF ve Dünya Bankası politikaları kapsamında Tekel’in özelleştirilmesi gündeme geldi. 2008 yılında Tekel’in tütün ve sigara bölümü British American Tobacco (BAT) şirketine satıldı. Samsun’daki fabrikalar bir süre faaliyetlerine devam etse de 2009’da birçok tesis kapatıldı, çalışanlar işsiz kaldı. Tarımda ise destek alım sistemi kaldırıldı, çiftçiler başka ürünlere yöneldi. Samsun’da tütün üretimi 2010’ların başında sembolik düzeye geriledi.
Kapanıştan sonra ne kaldı? Kültürel miras ve nostalji
Samsun’da tütüncülüğün unutulmaması için çeşitli girişimler hayata geçirildi. Bafra Tütün Müzesi, bu alandaki en önemli adımlardan biri oldu. Müzede; tütün ekimi, kurutma, dizim ve sigara sarım işlemleri canlandırılıyor. Reji döneminden kalma belgeler, işçi kıyafetleri, Tekel etiketleri ve makineler sergileniyor. Ayrıca bazı eski Tekel binaları kültür merkezi ya da müze olarak yeniden işlevlendirildi. Samsun halkı arasında Tekel dönemi hâlâ bir “geçim dönemi” olarak anımsanıyor.
Tütünle büyüyen bir şehrin hafızası
Samsun, tütün sayesinde ticari, sanayi ve toplumsal gelişim yaşamış; limanı, bankaları, fabrikaları tütünle kurulmuş bir şehir olarak Türkiye tarihinde özel bir yere sahip olmuştur. Reji’den Tekel’e, Tekel’den özelleştirmeye uzanan bu yolculuk, hem üretici köylüler hem de sanayi işçileri için derin etkiler bırakmıştır. Bugün tütün Samsun’un ekonomisinde başrolde olmasa da, bu ürünün şehre kattığı değer hâlâ hafızalarda canlılığını korumaktadır. Günümüzde ileri yaşta ki özellikle kadın gruplarında yüzde ellinin üstünde emekli bulunmaktadır.





