Araştırma, OMÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ercümend Ersanlı ve ekibi tarafından yürütüldü. GPT-4 destekli analiz, Monte Carlo simülasyonu ve karar ağacı modellemesi gibi ileri analiz tekniklerinin kullanıldığı çalışmada, 21 yaş altındaki öğrencilerin yüzde 75’inin yapay zekâ araçlarını düzenli olarak kullandığı ve bu grubun genel duygu skorlarının pozitif olduğu tespit edildi.
Yaş Büyüdükçe Kaygılar Artıyor
25 yaş ve üzeri öğrencilerde ise yapay zekânın eğitimde kullanımı konusunda daha fazla etik ve sosyal kaygı göze çarptı. Bu grupta, bireysel başarıya katkısı kabul edilse de sosyalleşme kaybı ve insan temasının azalması gibi endişeler ağır bastı.
Ersanlı: “Denge Kurulmalı”
Prof. Dr. Ersanlı, araştırma sonuçlarını değerlendirirken şu ifadeleri kullandı:
“Yapay zekâ eğitimde erişimi artırıyor fakat aynı zamanda sosyal bağları zayıflatabilir. Bu nedenle hibrit eğitim modelleri, etik şeffaflık ve sosyo-duygusal destekler büyük önem taşıyor.”
Öneriler: Pedagoji, Duygusal Destek ve Etik Düzenleme
Araştırma sonucunda üniversitelerde “Yapay Zekâ Pedagojisi” başlığıyla derslerin eklenmesi, eğitmenlerin öğrencilerin duygusal ihtiyaçlarına yanıt verecek yaklaşımlar geliştirmesi ve politika yapıcıların YZ kullanımına yönelik etik düzenlemeleri hızlandırması gerektiği önerildi.
Daha fazla Samsun Haber için tıklayınız.