Samsun’un kıyısında, tarıma hayat verecek bir proje sessizce gövde gösterisi yaptı: Eti Bakır, tam 300 milyon dolarlık yatırımla yeni gübre tesisini İzabe ve Elektroliz Tesisi’ne entegre ederek üretime geçti. Bu hamleyle yılda 450 bin ton DAP ya da 720 bin ton NPK kompoze gübre üretme kapasitesine ulaşan tesis, ülkemizin tarımsal omurgasını güçlendirmeye aday

SON DERECE ÇEVRECİ TEKNOLOJİLERLE DONATILDI
Bu dev yatırım, yalnızca üretim kapasitesiyle değil, çevreci teknolojileriyle de dikkat çekiyor. 70 bin metrekare kapalı alana kurulan tesis, günde 2 bin ton gübre işleyebiliyor. Tam otomatik konveyör sistemleri, limandan doğrudan üretime hammadde aktarımı sağlıyor. Ayrıca dört kademeli baca gazı arıtma sistemi ve yüksek teknolojili silolarla solunan havaya ve çevreye olumsuz etki minimuma indirilmiş durumda
Eti Bakır Genel Müdürü Asım Akbaş’ın da vurguladığı gibi, Türkiye’de yıllık yaklaşık 6 milyon tonluk gübre pazarında neredeyse 650 bin ton DAP kullanılıyor. Yeni tesis devreye alındığında, şirketin DAP üretimi Samsun ve Mazıdağı tesisleriyle yıllık 850 bin tona çıkacak. Bu da yerli üretimin hem miktar hem maliyet açısından çiftçilere ciddi destek olacağı anlamına geliyor

LOJİSTİK MALİYETLER AZALACAK
Tesisin içinde; DAP üretim ünitesi, NPK hattı, değirmen, paketleme ünitesi, fosforik asit bölümü ve şalt binası gibi 10 ayrı bölüm bulunuyor. Bu geniş yapı, entegre operasyonla üretimin her aşamasını kurum içinde çözme kabiliyeti sunuyor. Böylece lojistik maliyetler azalıyor, üretimde süreklilik artıyor. Ayrıca ihraç imkânı da mevcut; konveyör sistemi ile limana bağlanan tesis, yurtdışı pazarlara da açılabilecek altyapıya sahip
Bu yatırımı önemli kılan bir diğer nokta da sürdürülebilirlik hedefi. Yerli hammadde kullanımı ve döngüsel ekonomi yaklaşımıyla maliyetler düşürülürken, çevre standartlarına tam uyum tesis ediliyor. Avrupa normlarının gerisinde bırakılan emisyon değerleri ile, hem yerel hem küresel ekosisteme zarar vermeden üretim yapılabiliyor .
Sonuçta Samsun’dan yükselen bu tesisle birlikte Türkiye tarımının omurgası güçleniyor. Pazar dengesi yerli üretimle yeniden şekilleniyor, çiftçi hem üretim hem fiyat açısından ciddi avantaj yakalıyor. Eti Bakır’ın bu adımı, stratejik bakımdan tedarik güvenliğine de katkı sağlıyor. Tarımda sürdürülebilir büyüme ve rekabet gücünün artırılması yönündeki bu yatırım, sadece bugüne değil, gelecek jenerasyonlara da yatırım demek.





