Japonya'nın "Twitter katili" lakaplı seri katili Şiraişi Takahiro’nun idam cezası infaz edildi. Sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden intihar eğilimi gösteren kişilere ulaşan Şiraişi, bu kişilere yardım teklifinde bulunarak güvenlerini kazandıktan sonra 2017’de evine çağırdı ve dokuz kişiyi vahşice öldürdü. Kurbanları parçalara ayırarak dairesinde saklayan zanlı, 2020 yılında idam cezasına çarptırılmıştı. İnfaz, Tokyo Gözaltı Merkezi’ne getirildikten sonra kamuoyundan gizli tutularak yürütüldü. Bu olay Japonya’da Temmuz 2022’den bu yana ilk idam anlamına geliyor ve ülkenin ceza sistemi ile toplumsal adalet algısını yeniden gündeme taşıyor

BU OLAY SOSYAL MEDYADA İLİŞKİLERİN TEHLİKELERİNE İŞARET EDİYOR

Söz konusu infaz, geniş boyutlarıyla sadece bir ceza değil, modern sosyal medya üzerinden kurulan güven ilişkilerinin ne denli tehlikeli olabileceğini gözler önüne seriyor. Şiraişi’nin dijital platformlarda psikolojisi zayıf insanlara ulaşarak karşılaştığı trajediyi dışa vurması, bu araçların karanlık tarafını bir kez daha hatırlatmış oldu. Böyle bir olay karşısında Japon ceza sisteminin idam gibi sert yöntemlere başvurmaya hazır olması, toplumun adalet beklentisi ve devletin caydırıcı yaklaşımı arasında sessiz ama güçlü bir köprü kurulmasına olanak tanıdı.

Japonya, G7 içinde yalnızca ABD ile birlikte idam cezasını uygulayan iki ülkeden biri. Bu infaz, ülkenin uzun yıllardır uyguladığı ölüm cezası politikasına dair tartışmaları yeniden harlamış durumda. Eleştirmenler, infazın şeffaflık eksikliğini ve insan hakları boyutunu gündeme getirirken, destekçileri ise toplumun güvenliği adına etkin bir caydırıcılık aracı sunulduğunu savunuyor. Bu gelişme, özellikle sosyal medya güvenliği, adli süreç şeffaflığı ve ölüm cezasının hukuki etik sınırları konusunda küresel çapta ciddi değerlendirmeleri tetikleyeceğe benziyor

SOSYAL MEDYADA GÜVENLİK POLİTİKALARI GÖZDEN GEÇİRİLECEK

Bu olayın ardından Japonya’da sosyal medya platformlarının güvenlik politikalarına dair yeni düzenlemelerin yapılması bekleniyor. Dijital mecralarda istismar, manipülasyon ya da psikolojik zafiyet yaratan yaklaşımlara karşı daha katı denetimler gündeme gelebilir. Öte yandan, idama giden sürecin yürütülme biçimi ve infazın gizli tutulması, insan hakları grupları tarafından eleştiriliyor. Bu durum, Japon hukuk sisteminin hem yerel hem de uluslararası arenada daha şeffaf ve hesap verebilir olması yönünde baskı oluşturabilir. Tüm bu gelişmeler, modern toplumların dijital platformlarla kurduğu riskli ilişkiyi yeniden tartışmaya açıyor .

 

Kaynak: Haber Merkezi