Samsun'da, Karadeniz Bölgesi Tabip Odaları yöneticilerinin katılımı ile geniş çaplı bir toplantı düzenlendi. Gün boyu süren oturumlarda, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap "Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün" başlığı altında bir sunum yaparken, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Karababa ise "Eti Bakır Yeni Dolgu Sahası ve Sağlığa Etkileri" konulu panelde, Tekkeköy'e yapılan yatırımın çevresel etkilerine dikkat çekti. Toplantının sonunda, vahim gerçek ortaya çıktı.
HASTALIKLAR ARTACAKTIR!
Depolama sahasının yerleşim alanlarına, içme suyu kaynaklarına ve tarım arazilerine yakınlığı riskin boyutunu daha da artırmakta olduğuna vurgu yapılırken, kimyasal sızıntılar veya buharlaşma yoluyla yayılacak uçucu organik bileşiklerin bölge halkı için sürekli bir maruziyet kaynağına dönüşme riski taşıdığının altı çizildi. Yapılan açıklamada, "Solunum yolu hastalıklarında artışa, astım, KOAH ve alerjik reaksiyonların tetiklenmesine, ağır metal birikimine bağlı nörolojik ve gelişimsel sorunlara, uzun vadede kanserojen etkilerin ortaya çıkmasına, kronik böbrek ve karaciğer hastalıklarının artmasına neden olabilmektedir." ifadelerine yer verildi.

TEHLİKEYE DİKKAT ÇEKİLDİ!
Kurulacak dolgu sahasının yalnızca bireysel sağlık sorunları yaratmakla kalmayıp kentsel yaşam kalitesini ve çevresel sürdürülebilirliği de tehdit edeceği belirtilirken, "Kimyasal depolama alanlarında en büyük tehlike, geçirimsizlik bariyerlerinin hasar görmesi veya zamanla işlevini yitirmesiyle kirleticilerin su kaynaklarına karışmasıdır. Bu durum hem içme suyunu hem de tarımsal sulamayı tehdit edecektir. Ağır metaller ve toksik bileşikler toprakta yıllarca kalabilir, bitkisel üretimi etkileyebilir ve gıda zinciri üzerinden insan sağlığına ulaşabilir. Depolanan kimyasallardan kaynaklanan uçucu maddeler, kentin hava kalitesini düşürerek özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için ciddi risk oluşturabilir. Bölgedeki flora ve fauna üzerinde kalıcı hasarlar meydana gelebilir, su ekosistemlerinde biyolojik çeşitlilik azalabilir." denildi.
PROJE KABUL EDİLEMEZ
Diğer taraftan halk sağlığını doğrudan ilgilendiren bu tür yatırımların yalnızca ekonomik verimlilik açısından değil, bilimsel risk değerlendirmesi, sürdürülebilirlik ve halkın katılımı ilkeleri gözetilerek planlanması gerektiği ifade edilerek, "Planlanan kimyasal depolama sahası için bağımsız, şeffaf ve gerçekçi bir Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci yürütülmelidir. Halk sağlığı uzmanları, çevre bilimciler ve meslek odaları sürecin içine dahil edilmelidir. Depolanacak kimyasalların türü, miktarı, risk profili ve acil durum senaryoları kamuoyuyla açık şekilde paylaşılmalıdır. Kentin hava, su ve toprak kalitesini sürekli izleyen bağımsız bir izleme sistemi kurulmalıdır. Bölge halkının görüşü alınmadan ve sağlık riskleri giderilmeden bu projenin hayata geçirilmemesi gerekmektedir. Samsun’un geleceği, halkın sağlığı ve yaşam kalitesi, kısa vadeli endüstriyel kazançların üzerinde tutulmalıdır. Toplumun sağlığını tehdit eden hiçbir proje kabul edilemez." açıklaması yapıldı.




