EY-Parthenon’un hazırladığı Türkiye Turizm ve Konaklama Sektörü Görünümü raporuna göre, Türkiye turizmi 2025’in ilk altı ayında güçlü bir performans sergiledi. Ziyaretçilerin yüzde 57’si Antalya, yüzde 17’si İstanbul ve yüzde 11’i Muğla’yı tercih ederken, Nevşehir, Mardin, Çanakkale ve Trabzon gibi destinasyonlarda da ciddi artışlar görüldü.

Bakan Yerlikaya: 22 ilde 92 DEAŞ şüphelisi yakalandı!
Bakan Yerlikaya: 22 ilde 92 DEAŞ şüphelisi yakalandı!
İçeriği Görüntüle

Raporda, turizm gelirlerinin de yükseldiği vurgulandı. 2025’in ilk yarısında elde edilen 25,4 milyar dolarlık gelir, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,4 artış gösterdi. Yıl sonunda toplam gelirlerin 64 milyar dolara ulaşması, ziyaretçi sayısının ise 65 milyona yükselmesi bekleniyor. Kişi başı harcama ise günlük 996 dolara çıkarak yüzde 5,6 arttı.

Çalışmada yer alan ve TÜİK tarafından açıklanan Haziran 2025 verilerine göre “Lokanta ve Oteller” grubunda yıllık fiyat artışı TL bazında yüzde 35,59 olarak gerçekleşti ve hizmetler genelinde artış yüzde 50,34’e ulaştı. Bu durum, Türkiye’nin fiyat seviyelerinin uluslararası standartlara yaklaştığını ve daha rekabetçi bir konumda olma yolunda ilerlediğini gösteriyor. Özellikle Akdeniz bölgesi, uluslararası lüks otel ve konaklama markalarının gelmesiyle önemli bir destinasyon haline geldi. Almanya, Rusya ve diğer Avrupa ülkeleri, 2025’in ilk yarısında Türkiye’yi en çok ziyaret eden başlıca ülkeler arasında yer aldı.

TÜRKİYE HALA LÜKS SEGMENT OTEL GRUPLARI İÇİN CAZİP BİR YATIRIM DESTİNASYONU”

EY-Parthenon Türkiye Ticari Gayrimenkul İşlemleri Kıdemli Direktörü Gün Gökkaya, Türkiye turizm ve konaklama sektörü için şu ifadeleri kullandı:

EY Parthenon olarak hazırladığımız çalışmaya göre; makroekonomik dalgalanmalara karşın Türkiye hâlâ lüks segment otel grupları için cazip bir yatırım destinasyonu olma özelliğini koruyor. Bu durumun da etkisiyle Türkiye, turizm ve konaklama sektörü dayanıklı yapısını koruyarak dengeli bir büyüme ivmesi sergiliyor. Yukarı yönlü gelir performansı, çeşitlenen destinasyon yapısı ve sürdürülebilirlik temelli yatırımlar, sektörün uzun vadede rekabet gücünü destekliyor. Bu noktada, artan maliyetler ve hizmet fiyatlarındaki yükselişin, Türkiye’nin fiyat avantajını bir miktar azalttığını belirtmemiz gerekiyor. Buna karşın, lüks ve üst segment tesislere yönelik artan talep görüyoruz.

Güçlü turizm gelirleri, sektörde nakit akışı istikrarını ve borç ödeme kapasitesini destekleyerek kredi dinamiklerini destekliyor. Yerel bankaların; mevcut varlıkların renovasyon ve yenileme projelerine finansman sağlamayı, yeni otel geliştirme projelerine göre daha fazla tercih etmesi, artan inşaat maliyetleri ile birlikte yeni projeleri daha maliyetli hale getiriyor. Bu durum yatırımcıların daha fazla alternatif finansman modellerine yönelmesine sebep olurken, özellikle ortak girişimler, özel sermaye fonları ve gelir paylaşımı anlaşmaları öne çıkıyor. Uluslararası turistlere yönelik tatil bölgelerinde işletmeler, döviz kuru riskini azaltmak için döviz üzerinden fiyatlama yaparak, kur sabitleme gibi yöntemlerle gelirlerini güvence altına alıyor.”

Kaynak: EN SON HABER