Samsun’da pazartesi günü kurulan Doğumevi yanı pazarında fiyatlar yine tartışma konusu oldu. Vatandaş, artan fiyatlardan şikâyetçi olurken, esnaf kuraklık, mazot, gübre, işçilik ve yeni gelecek olan POS cihazı uygulaması gibi nedenlerle fiyatları düşürmenin mümkün olmadığını söylüyor. Pazara gelen kişi sayısının azaldığı da gözlemleniyor. 

Vatandaşlar ürünlerin fiyatlarından şikayetçi

Gazete Arena ekibi olarak Doğumevi Yanı Pazarı’nda esnaf ve halkla gerçekleştirdiğimiz röportajda vatandaşlara, “Pazara her hafta geliyor musunuz? Bugün aldığınız ürünlerle geçen seneye kıyasla ne kadar fark görüyorsunuz? Esnafın ‘Biz de maliyetlerden şikâyetçiyiz’ sözlerine katılıyor musunuz?” soruları yöneltildi. Vatandaşların verdiği cevaplara göre, geçen seneye oranla fiyat artışları gözlemlendi. Bu artışlar özellikle meyvelerde belirgin olurken, sebze fiyatlarında ise düşüş yaşandığı görüldü..

Ülker Mursa: “ Ben her hafta pazara geliyorum. Fiyatlar geçen seneye göre çok pahalı. Geçen seneye göre kıyas yapacak olursamda bugün dereotu aldım 15 TL, geçen sene ise 2,5 TL'ye kadar bulabiliyordum. Karpuzun kilosu 10 TL, ekonomi çok kötü durumda."

Zehra Kuku: “Vatandaşlar olarak geçen seneye oranla çok fazla fark gözlemliyoruz . Meyveler pahalı, sebzelerde düşüş var. Bugün az aldım, evde olduğu için. İdare etmeye çalışıyorum, yoksa para kalmıyor.”

Sultan Kaya: “Fiyatları aşağı çekmek zor. Vergiler yüksek, destekler yetersiz. İnsan az az alıyor ama marketler ve pazardaki fark çok fazla. Esnafa da kızamayız onlar da haklı, çiftçi de haklı, o yüzden esnafla fiyatlar konusunda tartışmaya girmiyorum.”

Esnaf: “Kuraklık ve maliyetler belimizi büktü”

Yapılan röportajda esnafa, “Son dönemde pazar fiyatları neden bu kadar arttı sizce? Halden aldığınız fiyatlarla pazarda sattığınız fiyat arasında nasıl bir fark var? Vatandaş fiyatlara tepki gösterdiğinde nasıl karşılık veriyorsunuz? Önümüzdeki dönemde fiyatlar daha da artar mı?” soruları yöneltildi. Esnaf, kuraklık ve don olayları nedeniyle meyve ve sebze üretiminin azaldığını; bu durumun fiyatların yükselmesini daha da muhtemel kıldığını vurguladı.


Nuh Doğru: 

"Bende bilemiyorum, her şey pahalı. Kuraklıktan hiç bir şey olmuyor.Ben kendim üretiyorum, halden almıyorum. Pahalı diyenler var; hava şartlarından öyle oldu diyorum. Az çıkıyor, az çıktığından pahalı. Sular kuruyor, sulayamıyoruz; susuzluktan az oluyor, her şey yandı. Hele armut yıllardır olmuyor. Fiyatlar bu gidişle artar, bu ekonomide kurak gittiğinden dolayı artar."

Nezir Derbentlioğlu: 

“Meyveler sıcaklardan yandı, ilk zamanlarda don yaptı. Çok da büyük bir fark yok; 20 lira kar koyup satıyoruz. Herkesin alım gücü farklı. İsteyen iyi mal alıyor, isteyen kendi ekonomisine göre daha uygun mal alıyor. Kimseyle polemik yapmıyoruz. İki taraf da haklı; biz de esnaf olarak daha uygun satalım isteriz. Vatandaşlar fiyatlarından şikâyet ettiğinde huzursuz oluyoruz. Mal azaldıkça ürün fiyatları daha da artar.”
Ali Gürünay ve Abdullah Dizkırığı:

 "Havanın kurak olması nedeniyle ürün yok; bu sene üretim maliyetleri, işçilik maliyetleri, nakliye, mazot, gübre ve ilaç masrafları oldukça yüksek. Elemanlar günlük 1.500 TL alıyor. Ürün yetişmiş hâlde, maliyetin üçte biri işçi parasına, üçte biri mal sahibine gidiyor. Çok büyük bir fiyat farkı koymuyoruz. %30 kar alıyoruz ama gerçekte %15 kar kalıyor. Biz de aynı şekilde; vatandaştan daha maduruz. Ürünü getiriyorum ama satamıyorum, araba masrafları çok yüksek. Bu aydan sonra fiyatlar daha da artar. Sebze fiyatları düşük, meyve fiyatları yüksek. İlkbaharda soğuk gitmesi lazım; en büyük kaybeden çiftçi oluyor.


Leyla Özdemir:

“Yazın genelde kurak olduğu için sebze verimi azalıyor; verimin azalması nedeniyle fiyatlar yükseliyor. Ben burada 50 tane bamya satıyordum, şimdi ise 30 paket bamya satabiliyorum. Maliyeti olmayan sebzeleri yapmaya çalışıyorum; üretici çok mağdur olmasın diye maliyetine göre ürün üretiyor ve ucuza satıyorum. Otu parayla, samanı parayla alsam da her şeyi yüksek vermeye çalışıyorum. Benim tezgahımda fiyatlara şikâyet eden yok. Kış şartlarının ne olacağını bilmiyoruz; üretici ürününü tam veremediği sürece fiyatlar yüksek kalabilir. Kredi kartıyla satış yapmak istemiyoruz; pazar neden olmuş, komisyon neden versin? Market açalım o zaman. Menemen yapılacak zaman domatesleri kurt bastı, hastalık vurdu. Bizim domatesler elimizde kalamayacak, bu yüzden fiyatları artırmak zorundayız.”

Halise Avcı:

“Hayvamncılık bitmiş; ben o yüzden sütü 150 TL’ye veremiyorum. İnek samanı hep evden yiyor. 700 metrelik yerim vardı, devlet %45’ini yol geçirmek için aldı. Ürünlerim azaldı; bu yüzden fiyatları pahalı veriyorum. Pazar fiyatları ile bakkal fiyatları çok farklı. Fiyatlara tepki verenler genelde olmuyor. Sulama yüzünden çok sıkıntı çekiyorum; belediyeden bağırıyorlar, sulayamıyorum. Meyveleri ve sebzeleri sulamayınca da bir şey olmuyor. Kuraklık da çok var, Allah yardımcımız olsun. Normal gidiyor; fiyatları arttırmayı düşünmüyorum. Pazarda kimse yok. Biz her hafta buradayız, geçmişe göre pazara gelen kişi sayısı çok azaldı.”

Mert Canikli:

“Benzin maliyetleri ve hava şartları işimizi etkiliyor. Tarla alıyoruz ve ürünleri direkt tarladan getiriyoruz. Çok tepki gösteriyorlar; “5’e alıyorsunuz, 30’a satıyorsunuz” diyorlar. Fakat bizim bu malı tezgaha getirene kadar ne zorluklar çektiğimizi ve arabaya koyduğumuz benzinin maliyetini hesaba katmıyorlar.”

POS Cihazı Uygulaması: Fiyatları Etkiliyor

Pazarda POS cihazı dönemi! Aydın Ağaoğlu tüm merak edilenleri açıkladı |  TGRT Haber

Bazı esnaflar, pazarda POS cihazı zorunluluğunun fiyatları daha da artıracağını belirtiyor. Mert Canikli, “POS cihazı geleceği için esnafın kazancı düşecek, pazar fiyatları artacak. Bu yüzden maliyetleri müşteriye yansıtıyoruz” dedi.

Kaynak: BURAK ALTINTAŞ