Yeni bir araba arıyorsun ama cebindeki para daha kredi kartına ulaşmadan tükeniyor. İşte tam bu noktada devreye Mitsubishi Mirage giriyor. Mirage, araba dünyasının “ben sadece gitmek istiyorum” diyenleri için üretilmiş gibi. Ne fazla iddia var, ne abartı. Ama bu sadelik aslında büyük bir vaadin şifresi olabilir: “Ben buradayım ve hesaplıyım.” diyor…

18.000 Dolarlık Sıfır Araba
2024 model Mirage, otomobil dünyasında en düşük başlangıç fiyatıyla dikkat çekiyor. Car and Driver bile bu durumu açık yüreklilikle dile getiriyor: “Hâlâ satışta olan en ucuz yeni otomobillerden biri.” Bu ekonomik yaklaşım, onu ilk arabasını almak isteyenler veya sadece işe gidip gelmek için bir araç arayanlar için mantıklı bir seçenek haline getiriyor. Ama her ucuz şey gibi, Mirage da bazı şeylerden ödün veriyor. Bu yazıda, Mirage’ı olduğu gibi ele alacağız: ne vaat ediyor, nelerden eksik, kimler için biçilmiş kaftan, kimler için değil?

Araç Yarış Arabası Değil
Tasarım kısmına bakıldığında Mirage’ın fiyakalı bir yarış arabası olmadığı hemen anlaşılıyor. Ama küçük ve sade gövdesiyle şehir içi kullanımda park kolaylığı ve çeviklik sağlıyor. Aracın aerodinamiği de oldukça başarılı; sürtünmeyi azaltmak için yapılan tasarım değişiklikleri sayesinde Mirage, düşük hızlarda bile yakıtı cimri gibi kullanıyor. Bu da tam anlamıyla onu şehirli bir işgücü haline getiriyor. Aracın yenilenen ön yüzü, LED farlarla donatılmış yeni versiyonlarında daha modern bir görünüm sunsa da, Mirage hâlâ "şatafatlı" kelimesinden fersah fersah uzakta.

Sade Bir İç Mekanı Var
İç mekâna geçtiğimizde ise bu sade yaklaşımın sürdüğünü görüyoruz. Sert plastik kaplamalar, minimal düğmeler, düz ekranlar… Ama bu sadeliği eleştirmek yerine amacına hizmet edip etmediğine bakmak lazım. Mirage’ın içi, bir A noktasından B noktasına ulaşma hedefini gayet net biçimde destekliyor. Bluetooth bağlantısı, dokunmatik ekran ve manuel klima gibi temel ihtiyaçları karşılayan donanımlar, sürücünün çok şey beklememesi gerektiğini hatırlatıyor. Yine de bazı versiyonlarda sunulan Rockford Fosgate ses sistemi gibi ufak sürprizler, Mirage’ın “ben de eğlenceliyim bazen” demesine imkân tanıyor.

Sürüşü Tatmin Edici
Sürüş deneyimi ise tam anlamıyla “tatmin edici, ama sadece işini yapar” kıvamında. Direksiyon tepkileri yeterince net ama sportif değil. Süspansiyonlar yumuşak ayarlanmış, bu da şehir içi çukurlarda avantaj sağlıyor ama yüksek hızlarda denge konusunda seni biraz düşündürebilir. Aracın üç silindirli, 1.2 litrelik motoru yaklaşık 78 beygir gücü üretiyor. Bu, kulağa “eh işte” gibi geliyor, ama Mirage bunu abartılı bir şey gibi sunmuyor zaten. CVT şanzıman seçeneğiyle birlikte performans daha çok konfor eksenine yönelmiş durumda. Manuel şanzıman tercih edenler içinse daha doğrudan bir kontrol hissi söz konusu ama motorun gücü yine aynı kalıyor: mütevazi bir araç diyebiliriz
Çok Az Yakıt Harcıyor
Mirage’ın en büyük kozu kuşkusuz yakıt ekonomisi. Hafif gövdesi, düşük hacimli motoru ve şehir içi kullanımda optimize edilmiş yapısıyla Mirage, ortalama 5–6 litre/100 km civarında yakıt tüketimi sunabiliyor. Bu da günümüz yakıt fiyatları düşünüldüğünde oldukça cezbedici. Özellikle her gün işe giden, şehir içi kısa mesafeler kat eden biri için bu verimlilik çok şey ifade ediyor.
Ancak Mirage’ı değerlendirirken sadece fiyat ve yakıt tüketimi değil, sunduğu güvenlik özellikleri de hesaba katılmalı. Burada işler biraz karmaşık. Evet, bazı güvenlik sistemleri artık standart olarak geliyor; mesela çarpışma önleyici fren sistemi ya da yokuş kalkış desteği gibi teknolojiler var. Ama genel anlamda üst segment araçlardaki gelişmiş sürücü destek sistemlerinden yoksun. Şerit takip, adaptif hız sabitleyici gibi detaylar bu araçta bulunmuyor. Yani Mirage, seni güvende tutmak için temel önlemleri alıyor ama işi otomatik pilota bırakman pek mümkün değil.
Karşılaştırmalı olarak bakıldığında Mirage’ın doğrudan rakipleri arasında Dacia Sandero, Suzuki Celerio, Hyundai i10 ve Fiat Panda gibi modeller var. Bu araçlar biraz daha donanımlı ya da konforlu olabilir ama fiyat açısından Mirage kadar cazip olmayabilirler. Özetle, Mirage “daha az para, daha az özellik, ama yeterince işlev” felsefesini temsil ediyor.
