Amasya kent merkezine yaklaşık 3 kilometre uzaklıkta yer alan Aynalı Mağara, Yeşilırmak Vadisi’nde bulunan en dikkat çekici kaya yapılarından biridir.Şehrin kuzeydoğusunda, Ziyaret yolu üzerinde yer alan mağara, M.Ö. 3. yüzyıla tarihlenen Helenistik dönem kaya mezarlarıyla aynı dönemde oyulmuştur. Amasya’da yer alan diğer kral mezarlarına göre daha küçük olmasına rağmen, düzgün cephe işçiliği ve simetrik hatlarıyla öne çıkmaktadır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı kayıtlarına göre, mağara kaya içine oyulmuş tek bir mezar odasından oluşmaktadır. Dış cephesinde dikdörtgen bir giriş kapısı, iki sütun ve üçgen alınlık bulunmaktadır. Bu özellikleriyle Aynalı Mağara, Anadolu’daki Hellenistik kaya mezar mimarisinin iyi korunmuş örneklerinden biri olarak gösterilmektedir. Aynalı Mağara adını, yüzeyinde görülen parlak taş dokusundan almaktadır. Özellikle güneşin doğduğu sabah saatlerinde kaya yüzeyine yansıyan ışık, mağarayı “ayna gibi” parlatmaktadır.

Bölge halkı yüzyıllardır bu doğal parlamadan etkilenmiş ve yapıya “Aynalı” adını vermiştir. Bazı kaynaklarda ise adın, mağara önündeki taş zemine güneş ışığının yansımasından dolayı verildiği belirtilmiştir. Aynalı Mağara’nın bulunduğu bölge, Amasya’nın kuzey kesimlerinde uzanan kalker kaya kütlelerinden oluşmaktadır. Kalker, suyla temas ettiğinde yavaş çözünerek pürüzsüz ve parlak yüzeyler oluşturur. Bu özelliği nedeniyle, mağaranın cephe kısmı gün ışığını doğrudan yansıtır ve yüzeyde “ayna etkisi” meydana gelir.

Jeoloji uzmanlarına göre bu parlaklık, kayanın içindeki mikroskobik kalsit kristallerinin ışığı kırmasından kaynaklanmaktadır. Güneş ışığı sabah saatlerinde mağaranın ön cephesine ulaştığında, kaya yüzeyi belirgin şekilde parlamaktadır. Bu durum, mağaranın halk arasında “Aynalı” olarak anılmasına neden olmuştur. Bölgedeki kaya dokusunun sert ve homojen yapısı, taş işçiliği açısından uygun bir malzeme sunmuş; bu sayede hem düzgün kesim hem de uzun ömürlü dayanıklılık sağlanmıştır. Amasya çevresinde benzer kaya yapıları Harşena Kalesi’nin yamaçlarında da görülmektedir. Bu ortak jeolojik yapı, kentin tarih boyunca taş mimarisi açısından tercih edilmesinin başlıca nedenlerinden biridir.

Aynalı Mağara, Helenistik dönemin kaya mezar mimarisini yansıtan en özgün örneklerden biri olarak dikkat çekmektedir. Yapının dış cephesi, dikdörtgen bir plan üzerine iki sütunla desteklenmiş sade bir alınlığa sahiptir. Sütun başlıklarında süsleme bulunmamakta, bu da dönemin mezar geleneğinde gösterişten uzak bir anlayışın benimsendiğini göstermektedir. Üçgen biçimli alınlık kısmı, klasik Hellen mimarisinin etkilerini taşımakta olup, mezar cephesine anıtsal bir görünüm kazandırmaktadır.

Giriş kapısı düzgün kesim tekniğiyle oyulmuş, yan duvarlardaki taş işçiliği dikkat çekici bir simetriyle tamamlanmıştır. Bu özellikleriyle Aynalı Mağara, Pontus Krallığı döneminde taş ustalığının ulaştığı seviyeyi göstermekte ve Amasya’nın o dönemde önemli bir taş işçiliği merkezi olduğunu ortaya koymaktadır.Arkeologlara göre bu tarz cephe düzenlemeleri, bölgede yalnızca kral mezarlarında değil, aristokrat sınıfa ait özel mezarlarda da uygulanmıştır. Bu yönüyle mağara, hem sanatsal hem teknik açıdan dönemin mezar mimarisini belgeleyen önemli bir eserdir. Yöre halkı tarafından mağara çevresinde anlatılan efsaneler de bulunmaktadır. Rivayete göre mağarada bir dönem güzelliğiyle ünlü bir prenses yaşamıştır ve ölümünden sonra mezarı buraya yapılmıştır. Bu nedenle halk arasında Aynalı Mağara “Güzelce Kız’ın Mezarı” olarak da bilinmektedir.

Amasya, Helenistik dönemde Pontus Krallığı’nın başkentiydi. Bu dönemde kent, sarp kayalıklar üzerine inşa edilen anıtsal kaya mezarlarıyla ünlendi. Aynalı Mağara da bu geleneğin bir parçası olarak inşa edilmiştir. Ancak kral mezarlarından farklı olarak, burası muhtemelen üst düzey bir komutan veya soylu bir aile üyesine ait bireysel mezar olarak düzenlenmiştir. Yapının ön cephesinde görülen sütun ve alınlık detayları, Pontus Krallığı dönemindeki taş işçiliğinin yüksek seviyesini göstermektedir.
Arkeologlara göre Aynalı Mağara’nın iç kısmı sade bir mimariye sahiptir; içinde herhangi bir süsleme ya da kabartma bulunmamaktadır. Bu durum, dönemin mezar geleneğinde sade ve simetrik formların tercih edildiğini göstermektedir. Amasya, Türkiye’nin en önemli kaya mezarı merkezlerinden biridir. Yeşilırmak Vadisi boyunca uzanan kaya duvarlarına oyulmuş 21 adet mezar tespit edilmiştir. Aynalı Mağara bu gruba dâhil olmasa da, mimari biçimiyle benzerlik gösterdiği için “bağımsız bir anıt mezar” olarak değerlendirilir. Bölge, arkeoloji literatüründe “Kral Kaya Mezarları” adıyla anılmaktadır. Her biri farklı dönemde oyulmuş olan bu mezarlar, Anadolu’nun Helenistik dönem sonrası mimari evrimini belgeleyen nadir yapılardır. Aynalı Mağara, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilmiştir. Amasya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar kapsamında mağaranın çevresi düzenlenmiş, bilgilendirme panoları ve yürüyüş yolları eklenmiştir