Taş Devri’nin kaya çizimlerinden modern uydu görüntülerine kadar haritalar, insanlığın dünyadaki yerini anlama çabasının en güçlü araçlarından biri oldu. Ancak haritalar yalnızca coğrafi bilgi sunmakla kalmaz; aynı zamanda çizildikleri dönemin politik, kültürel ve toplumsal bakış açısını da yansıtır. Bu nedenle bir haritaya bakmak, aynı zamanda bir toplumun kendini ve dünyayı nasıl gördüğünü okumaktır.
Haritalar neden sadece bilgi değil, bir dünya görüşü sunar?
Haritalar, neyi gösterip neyi göstermediğine bağlı olarak bir toplumun değerlerini, korkularını ve beklentilerini ortaya koyar. Timbuktu’dan Semerkant’a kadar uzak coğrafyaların atlaslarda yer alış şekli bile insanların zihninde bir merak ve keşif duygusu yaratır. Norveçli yazar Thomas Reinertsen Berg’e göre haritalar, yaşadığımız dünyayı anlamlandırma biçimimizi şekillendiren kültürel eserlerdir.
Haritaların objektifliği mümkün mü?
Dünya yuvarlak, haritalar ise düzdür. Bu teknik zorunluluk nedeniyle her harita belli bir çarpıtma içerir. Berg’e göre haritalar yalnızca coğrafi bir gerçeklik sunmaz; siyasi kararlar, kültürel tercihler ve ideolojik yaklaşımlar da haritalara yansır.
Örneğin bazı Orta Doğu haritalarında İsrail gösterilmez; bazı İsrailli gruplar ise genişletilmiş sınırları kendi haritalarına ekler. Afrika’daki koloniyal sınırlar veya Kosova’nın tanınıp tanınmaması da haritaların politik amaçlarla kullanılabileceğini gösterir.
Harita isimlerinin dünya algısına etkisi
Yer adları da dünya görüşünü şekillendirir. Everest Dağı’nın yerel adları yerine İngiliz bir coğrafyacının adını taşıması bile dönemin güç ilişkilerinin bir sonucu. Berg, “Hangi dilde isimlendirildiği, o dönemin kültürel egemenliğini yansıtır.” diyor.
Haritalar geçmişi nasıl yorumlamamıza yardımcı olur?
Eski haritalar, sınırların değişimi, nüfus hareketleri ve kültürel çeşitlilik hakkında güçlü ipuçları taşır. Örneğin Avusturya-Macaristan İmparatorluğu döneminde farklı halkların dağılımını gösteren haritalar, bugünkü Avrupa’nın etnik yapısını anlamada hala önemli kaynak niteliğinde.
Haritalar hâlâ politik amaçlarla kullanılıyor
Berg, modern dönemde bile haritaların siyasi araç olduğunu vurguluyor.
Örneğin:
-
Macaristan, tarihsel topraklarını içeren haritalar kullanıyor.
-
Venezuela, Essequibo bölgesini kendi toprağı olarak gösteren haritalarla politik mesaj veriyor.
-
Donald Trump, “Meksika Körfezi” adını “Amerika Körfezi” yapma fikrini ortaya atmıştı.
Google Haritalar: modern çağın ticari atlası
Bugün Google Haritalar, işletmelerin reklam verdiği, pizzacıların ve mağazaların öne çıktığı bir ticari platform gibi çalışıyor. Berg’e göre, bu haritalar gelecekte incelendiğinde çağımızın ekonomik önceliklerini yansıtacak.
Haritalarda halk katılımı eskiden de vardı
Harita yapımı günümüzdeki Wikipedia mantığına benzer şekilde, farklı kaynaklardan bilgi toplanarak yapılırdı.
-
Batlamyus denizcilerden bilgi topluyordu.
-
Abraham Ortelius, dünyanın dört bir yanındaki seyyahlardan harita kesitleri alıyordu.
Haritalar kültürel çeşitliliği hem yansıtabilir hem de silebilir
17. yüzyılda Cassini’nin Fransız haritası tüm bölgeleri tek renkte ve tek dilde göstererek ulusal birlik fikrini güçlendiriyordu.
Bugün ise Norveç’te Sami halkının yaşadığı bölgeler özel haritalarla gösteriliyor. Berg’e göre modern haritalar daha kapsayıcı olabilir.
Dünyada haritalanmamış yerler var mı?
Evet: okyanus tabanı hâlâ Dünya’nın en az bilinen bölgelerinden biri. Berg, “Venüs’ün yüzeyini haritalamak, okyanus tabanını haritalamaktan daha kolay.” diyor.
Sınırların çiziliş biçimi bugünü etkiliyor
Afrika’nın koloniyal sınırları, Sykes-Picot Anlaşması, Balkanlardaki ayrılıklar ve Hindistan-Pakistan bölünmesi gibi olaylar, haritaların insan yaşamında ne kadar belirleyici olabileceğini gösteriyor. Berg’e göre sınırlar yanlış çizildiğinde toplumların kaderi değişiyor.
Mercator projeksiyonu ve dünya algısı
Bugün kullandığımız Mercator haritası, Avrupa ve Kuzey Amerika’yı olduğundan büyük göstererek tarihsel bir üstünlük algısı yaratıyor. Peters projeksiyonu bu algıyı düzeltmeye çalışsa da şekilleri bozduğu için seyir açısından kullanışlı değil.
Güney Yarımküre’yi yukarı koyan haritalar ise mevcut hiyerarşiyi tersine çevirerek algıyla oynuyor.
Haritalar dünya görüşümüzü bozuyor mu?
Berg’e göre evet.
“Avrupa ve Kuzey Amerika’yı dünyanın tepesine yerleştiriyoruz ama aslında yukarı ya da aşağı diye bir şey yok. Bu tamamen kültürel bir seçim.”






