Son dönemde sosyal medyada ve ünlüler arasında sıkça duyulan yeni estetik trendi “balık spermi dolgusu”, kulağa uçuk gelse de giderek daha fazla kişi tarafından tercih ediliyor. Aslında uygulamada saf balık spermi kullanılmıyor; somon veya alabalık spermlerinden elde edilen polinükleotid adı verilen DNA parçacıkları cilt altına enjekte ediliyor. Amaç, cilt hücrelerini uyararak kolajen ve elastin üretimini artırmak, böylece cildi daha canlı, gergin ve sağlıklı göstermek.
Balık spermi dolgusu nedir, nasıl etki ediyor?
Balık spermi dolgusu diye pazarlanan işlem, tıbbi olarak polinükleotid enjeksiyonu olarak adlandırılıyor.
Bu yöntemde:
-
Somon/alabalık DNA’sı küçük parçalara ayrılıyor,
-
Bu polinükleotidler yüzün belirli bölgelerine ince iğneler veya kanüllerle enjekte ediliyor,
-
Ciltte yenilenme, nem artışı ve dokuda sıkılaşma hedefleniyor.
İnsan DNA’sıyla balık DNA’sı arasında belirli yapısal benzerlikler olduğu için, bu parçacıkların cilt hücrelerini onarıcı yönde uyarması umuluyor. Özellikle:
-
Akne izleri,
-
Kızarıklık,
-
İnce çizgiler,
-
Göz altı morlukları ve çöküklükleri
olan kişilerde “doku kalitesini yükseltme” vaadiyle öne çıkarılıyor.
Neden bu kadar popüler oldu?
Polinükleotidler, estetik dünyasında bazı klinikler tarafından “geleceğin cilt gençleştirme yöntemi” olarak tanıtılıyor.
-
Ünlü isimlerin “somon DNA’lı bakım yaptırdım” açıklamaları,
-
Klasik dolguların “demode” olduğu, bunun ise “daha doğal” olduğu söylemi,
-
Sosyal medyada paylaşılan “öncesi–sonrası” fotoğraflar,
talebi hızla artırmış durumda.
Bazı hastalar, birkaç seans sonrası ciltlerinin daha parlak, daha nemli ve daha gergin göründüğünü, akne izlerinde azalma olduğunu söylüyor. Ancak aynı derecede memnun olmayan, hatta komplikasyon yaşayan kişiler de var.
Bilim ne diyor, riskler neler?
Küçük çaplı çalışmalar, polinükleotid enjeksiyonlarının cilt dokusunu iyileştirebileceğini, ince çizgileri ve yara izlerini hafifletebileceğini gösteriyor. Yine de uzmanlar, şu noktanın altını çiziyor:
-
Uzun vadeli, büyük ve bağımsız klinik çalışmalar henüz yeterli değil,
-
“Mucize” söylemleri bilimin önüne geçmiş durumda.
Olası yan etkiler:
-
Kızarıklık, şişlik, morarma,
-
Enfeksiyon,
-
Yanlış teknikle uygulandığında renk değişikliği, kalıcı iz,
-
Nadiren alerjik reaksiyon.
Özellikle göz altı bölgesine fazla derine veya yanlış dozda uygulama, aylar sürebilen şişlik ve koyu halkalara yol açabiliyor. Bu nedenle uzmanlar, işlemin mutlaka deneyimli, tıbbi eğitimli profesyoneller tarafından ve güvenilir ürünlerle yapılması gerektiğini vurguluyor.
Fiyatı ne kadar, kimler için mantıklı?
Polinükleotid enjeksiyonu, diğer birçok estetik işleme göre oldukça pahalı:
-
Tek seans: Yaklaşık 200–500 sterlin (11 bin–28 bin TL) arası,
-
Genellikle 3 seanslık kür öneriliyor,
-
Etkiyi korumak için her 6–9 ayda bir tekrar tavsiye edilebiliyor.
Bu yüzden daha çok:
-
Yüzünü fazla şişirmeden,
-
Dolgu görünümü yerine cilt kalitesine yatırım yapmak isteyen,
-
Bütçesi bu tür düzenli işlemlere uygun kişiler
tarafından tercih ediliyor.
Mucize mi, abartılan bir trend mi?
Balık spermi dolgusu ya da somon DNA’lı polinükleotid enjeksiyonu, cilt kalitesini artırma potansiyeli olan, modern ve dikkat çekici bir yöntem. Bazı kişilerde gözle görülen olumlu sonuçlar elde ediliyor; ancak:
-
Yüksek maliyetli,
-
Herkeste aynı etkiyi garanti etmiyor,
-
Uzun dönem bilimsel veriler hâlâ sınırlı,
-
Yanlış uygulandığında kalıcı estetik sorunlara yol açabiliyor.






