Aort damarı, kalbin sol karıncığından çıkıp vücudun tamamına oksijenli kan taşıyan dev bir otoyol gibi çalışır. Göğüste yükselip omurganız boyunca inerek karın bölgesine kadar uzanan bu ana arter, sağlıklı bir yaşamın motorudur. Ancak zamanla bu güçlü yapı çeşitli nedenlerle zayıflayabilir. Özellikle yüksek tansiyon, damar sertliği, doğuştan gelen bağ doku hastalıkları (Marfan, Ehlers‑Danlos gibi) ya da iç anevrizmalar, damar duvarında hassas noktalara yol açar.
Bazı vakalarda, damar duvarının iç katmanı aniden yırtılır ve kan, bu katmanlar arasında ilerleyip “sahte bir tünel” oluşturur. Bu fenomen tıp dilinde “aort diseksiyonu” olarak adlandırılır. Eğer müdahale edilmezse, zamanla bu durum aortun tamamının patlamasına kadar ilerleyebilir. Travma ve kaza gibi aniden gelen dış etkenler de bu süreci tetikleyebilir.

Son Derece Sinsi Bir Hastalık
Bu hastalık genellikle sinsidir; uyanır uyanmaz göğüste keskin bir bıçak batması hissiyle başlar, ardından sırt, boyun, çene veya karına yayılan ateşli bir ağrı görülür. Nefes darlığı, bayılma, göz veya konuşma bozukluğu gibi başka belirtiler de eşlik edebilir. Hatta bazı hastalarda bacaklarda uyuşma veya zayıflık bile görülebilir
Bu sinyal alarm vermekle kalmaz, aynı zamanda dakikalar içinde ölümcül sonuçlar doğurabilir.
Tanı süreci acildir. Fizik muayene sırasında kan basıncı düzensizlikleri, nabız eşitsizlikleri izlenir. Ardından BT anjiyografi, MR anjiyografi ya da transtorasik/transezofageal ekokardiyografi gibi ileri görüntüleme yöntemleriyle aortun durumu net şekilde ortaya çıkarılır.

Aort Damarı Genişlemişse Tedavisi Var!
Tedavi yol haritası, diseksiyonun konumuna göre değişir. Kalbe yakın yani yükselen aortta (Tip A) yırtılma varsa açık cerrahi şarttır; hasarlı bölge çıkartılır, yerine sağlam bir greft yerleştirilir. Bunun aksine daha ileride konumlanan diseksiyonlarda (Tip B) öncelikle tansiyon düşürücü ilaçlar, beta blokerler, ACE inhibitörleri ile damarın üzerine binen yük azaltılır. Stabilite sağlanamazsa, kasıktan kateterle stent-greft yerleştirilerek müdahale edilir – bu yöntem açık cerrahiye göre çok daha az travmatiktir
Cerrahi sonrası iyileşme süreci, yoğun bakım ve hastane süresine, ardından da yaşam şeklinin köklü değişimine bağlıdır. Kan basıncı kontrol altında tutulmalı, sigara ve alkol bırakılmalı, ağır egzersizlerden kaçınılmalı ve stres yönetimi öncelik haline getirilmelidir. Aynı zamanda düzenli kontrollerle aortun durumu takip edilmelidir

Aort yırtılması önlenebilir mi?
Evet – tanı konmadan önce önlem almak mümkün olabilir. Düzenli sağlık taramaları, hipertansiyonun kontrol altına alınması, damar sağlığını destekleyen yaşam biçimi ve kaza riski yaratabilecek durumlara dikkat etmek bu süreci durdurabilir. Her zaman tetikte olmak, bazen hayata atılan bir can ipidir.Aort damarı sadece bir damar değil; vücudunuzun hayat çizgisidir. İçinde fırtınalar barındırdığında hemen alarm vermesi gerek. Bu alarmı dinleyin, kulak asmayın demeyin: Çekinmeden sağlık kuruluşuna başvurun.





