Sabahları sinirli uyanmak sadece günü kötü başlatmakla kalmıyor, uzun vadede sağlığı da tehdit ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve çeşitli bilimsel araştırmalar, kronik stresin ve sabah öfkesinin kalp-damar sağlığı, bağışıklık sistemi ve ruh sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkiler oluşturduğunu ortaya koyuyor.
Ölüme giden hormonlar: Kortizol ve adrenalin yükseliyor
Araştırmalara göre, sabahları sinirli uyanan kişilerde kortizol ve adrenalin hormonları olağandan çok daha yüksek seviyede salgılanıyor. Bu durum kalp atışlarını hızlandırıyor, kan basıncını yükseltiyor ve uzun vadede kalp krizi ile felç riskini artırıyor. Aynı zamanda bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudu hastalıklara açık hâle getiriyor.
DSÖ uzmanları, kronik stresin sadece mevcut sağlık sorunlarını ağırlaştırmakla kalmayıp, erken ölüm riskini de artıran başlıca faktörlerden biri olduğunu vurguluyor.
Günlük yaşam ve psikolojik etkiler
Sabah öfkesi, sadece fizyolojik değil psikolojik sorunları da tetikliyor. Araştırmalar, öfkeyle kalkan kişilerin gün boyunca daha fazla çatışma yaşadığını, iş performansının düştüğünü ve sosyal ilişkilerinin zarar gördüğünü gösteriyor. Biriken stres, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlara kapı aralıyor.
Uzmanlardan 6 kritik öneri
Uyku düzeni kurun: Her gün aynı saatte yatıp kalkın, elektronik cihazları yatmadan önce bırakın.
Stres yönetimi yapın: Nefes egzersizi, meditasyon ve farkındalık çalışmaları uygulayın.
Fiziksel aktivite ekleyin: Sabah yürüyüşü, yoga veya esneme hareketleri yapın.
Dengeli kahvaltı edin: Kan şekeri dalgalanmalarını önlemek için sağlıklı beslenin.
Rutin oluşturun: Sabah koşuşturmasını azaltmak için planı geceden yapın.
Profesyonel destek alın: Sorun kronikleşirse psikolog veya psikiyatristten yardım isteyin.
İngiltere’de yapılan araştırmalara katılan bir bilim insanı, “Sabahları öfkeyle uyanmak sadece günü değil, ömrü de kısaltıyor. Bu alışkanlığı küçümsemeyin, mutlaka önlem alın” uyarısında bulunuyor.





