İran, stratejik Hürmüz Boğazı’nı gerektiğinde kapatma yönünde ilk adımı attı. İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komisyonu Üyesi Muhammed Kevseri, milletvekillerinin bu konuda karar aldığını açıkladı. Ancak kesinleşmesi için son sözü Milli Güvenlik Yüksek Konseyi söyleyecek.

İran basınına konuşan Kevseri, Hürmüz Boğazı’nın kapatılması gerektiği yönünde Meclis’te bir uzlaşı oluştuğunu ancak hangi koşullarda ve hangi tarihte uygulanacağı kararının yetkili kurullara bırakıldığını ifade etti. Kevseri, “Meclis bu konuda irade ortaya koymuştur, ancak nihai karar Milli Güvenlik Yüksek Konseyi’ne aittir” dedi.
Öte yandan Kevseri, İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’ndan (NPT) ayrılmasıyla ilgili tartışmaların da devam ettiğini, ancak bu konuda kesin bir karar alınmadan önce kapsamlı değerlendirmeler yapılacağını kaydetti.

Hürmüz Boğazı Neden Önemli?
Hürmüz Boğazı, Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlayan kritik bir deniz yolu. Dünyadaki petrol ticaretinin büyük bir kısmı bu koridordan gerçekleşirken, boğazın kapatılması küresel enerji piyasasını derinden etkileyebilecek stratejik bir hamle olarak dikkat çekiyor.
Hürmüz Boğazı, dünya enerji ticareti için kritik bir geçiş noktası konumunda bulunuyor. Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlayan bu stratejik koridor, küresel petrol arzının yaklaşık yüzde 20-30’unu taşıyor. Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar gibi enerji devi ülkelerin petrol ve gaz ihracatında kilit bir rol oynayan Hürmüz Boğazı’nın herhangi bir nedenle kapatılması, küresel enerji dengelerini temelden sarsacak bir gelişme olabilir.

Ani Arz Kesintisi ve Fiyatlarda Sert Yükseliş
Boğazın kapatılması halinde, ilk etapta küresel petrol arzında çok hızlı bir daralma yaşanacaktır. Günlük milyonlarca varil petrolün geçişinin durması, piyasalarda panik havası yaratacak ve petrol fiyatlarını sert şekilde yukarı çekecektir. Uzmanlara göre, böylesi bir senaryo gerçekleşirse petrol fiyatlarında yüzde 30 ile 100 arasında bir artış yaşanabilir. Bu durum, enerji ithalatçısı pek çok ülke için ağır bir ekonomik yük anlamı taşıyacaktır.
Petrol fiyatlarındaki yükseliş sadece enerji sektörünü değil, küresel ekonominin pek çok alanını doğrudan etkiler. Nakliye, üretim ve gıda maliyetlerinde yaşanacak hızlı artış, enflasyonu tetikleyerek tüm tüketici piyasalarına yayılır. Avrupa, Asya ve diğer enerji ithalatçısı ülkeler, bu şokun etkisini çok hızlı bir şekilde hisseder.

Alternatif Rotaların etkisi sınırlı
Hürmüz Boğazı’ndan yapılacak sevkiyatın kesilmesi durumunda, alternatif kara veya deniz rotaları gündeme gelse de mevcut kapasiteler, oluşacak büyük açığı kapatacak kadar yeterli olmayacaktır. Bu nedenle, petrol arzındaki daralmayı hızlı şekilde telafi etmek mümkün görünmemektedir.
Enerji ithalatçısı pek çok ülke, stratejik petrol rezervlerine yönelerek piyasalardaki şoku hafifletmeye çalışabilir. Ancak bu tedbirler ancak kısa vadede bir rahatlama sunacak, uzun süren bir kriz durumunda etkisini yitirecektir.

Jeopolitik Riskler Derinleşebilir
Hürmüz Boğazı’nın kapatılması yalnızca enerji alanında değil, jeopolitik anlamda da çok tehlikeli bir süreci tetikleyebilir. Bölgede askeri çatışma riskinin yükselmesi, piyasalarda oluşacak tedirginliği kalıcı hale getirir ve enerji maliyetlerinde istikrarı sağlamak çok daha zor hale gelir.
Hürmüz Boğazı, küresel enerji arzı için bir “can damarı” olma özelliğini koruyor. Bu stratejik noktanın kapatılması durumunda, petrol piyasalarından gıda sektörüne kadar pek çok alanda domino etkisi oluşacak, küresel ekonomi derin bir sarsıntı yaşayacaktır. Uzun vadeli bir kriz ise yalnızca enerji sektörünü değil, jeopolitik dengeleri de yeniden şekillendirme potansiyeline sahiptir.




