Ahıska Türkleri, adını Gürcistan’ın güneybatısında yer alan Ahıska (Meskheti) bölgesinden alan bir Türk topluluğudur. Tarih boyunca Kafkasya ile Anadolu arasında stratejik bir konuma sahip olan bölge, farklı medeniyetlerin hâkimiyetine girmiştir. 11. ve 12. yüzyıllarda Selçuklu Türkleri’nin Kafkasya’ya doğru ilerlemesiyle bölgeye Türk boyları yerleşmeye başlamıştır. Ahıska, 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyetine girmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın 1578 yılında başlattığı Osmanlı-Safevî savaşları sonucunda Osmanlı ordusu bölgeyi ele geçirmiştir. Ahıska, Osmanlı idaresinde Çıldır Eyaleti’nin önemli bir merkezi olmuştur.

Osmanlı yönetimi altında Ahıska, Çıldır Eyaleti’nin önemli merkezlerinden biri oldu

1578-1829 yılları arasında Osmanlı yönetimi altında kalan Ahıska, Türk-İslam kültürünün geliştiği bir bölge haline gelmiştir. Bu dönemde camiler, medreseler, köprüler ve hanlar inşa edilmiş, ticaret ve tarım faaliyetleri gelişmiştir. Osmanlı Devleti, Ahıska’yı özellikle doğu sınırlarının güvenliği açısından stratejik bir üs olarak kullanmıştır. Bölgedeki halk, Osmanlı ordusuna asker sağlayan önemli bir topluluk olmuştur. Ahıska Türkleri, hem kültürel hem de dil açısından Anadolu Türkleri ile yakın bağlar kurmuştur.

Rus İmparatorluğu hâkimiyeti

1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından imzalanan Edirne Antlaşması ile Ahıska, Rus İmparatorluğu’na bırakılmıştır. Bu değişim, bölgedeki Türk nüfusu açısından yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Rus yönetimi, bölgede Ruslaştırma politikaları uygulamış, İslami eğitim kurumlarını kapatmış ve dini faaliyetleri sınırlandırmıştır. Bu baskılar sonucunda Ahıska Türkleri’nin bir kısmı Osmanlı topraklarına göç etmiştir.

Sovyet döneminde Ahıska Türkleri kültürel ve dini baskılarla karşılaştı

1921 yılında imzalanan Moskova ve Kars Antlaşmaları ile Ahıska, Sovyetler Birliği’ne bağlı Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti sınırları içinde kalmıştır. Bu dönemde bölgede kolhoz adı verilen tarım kolektifleri kurulmuş, ancak dini özgürlükler kısıtlanmaya devam etmiştir. Ahıska Türkleri, tarım ve hayvancılıkla uğraşırken, kültürel kimliklerini korumaya çalışmıştır. Ancak Sovyet yönetiminin baskıcı politikaları, ilerleyen yıllarda daha büyük bir felakete zemin hazırlamıştır.

1944 Ahıska sürgünü

14 Kasım 1944 tarihinde, Josef Stalin’in emriyle Ahıska Türkleri, “savaşta düşmanla iş birliği yapabilecekleri” gerekçesiyle topluca sürgün edilmiştir. Yaklaşık 100.000 Ahıska Türkü, bir gecede yük vagonlarına bindirilerek Orta Asya’ya gönderilmiştir. Sürgün sırasında Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan’a dağıtılan Ahıska Türkleri, yolculuk sırasında soğuk, açlık ve hastalık nedeniyle binlerce kayıp vermiştir. Sovyet yönetimi, sürgün edilenlerin Ahıska’ya dönmesini yasaklamıştır.

Sürgün sonrası yaşam

1944 sürgününden sonra Ahıska Türkleri, yerleştirildikleri bölgelerde tarım işçisi olarak çalıştırılmıştır. Kimlik belgelerinde “Türk” ibaresine izin verilmemiş, çoğu zaman “Azerbaycanlı”, “Gürcü” veya “Kazak” olarak kayıt altına alınmışlardır. Bu dönemde Ahıska Türkleri, kültürlerini yaşatmak için sözlü edebiyat, geleneksel düğünler ve yemek kültürü gibi unsurlara tutunmuştur. 1960’lardan itibaren bazı aileler Türkiye, Azerbaycan ve Rusya’ya göç etmeye başlamıştır.

1989 Fergana olayları

Haziran 1989’da, Özbekistan’ın Fergana Vadisi’nde Ahıska Türklerine yönelik şiddet olayları yaşanmıştır. Evleri ve işyerleri hedef alınan Ahıska Türkleri, saldırılar sonucunda yaklaşık 17.000 kişi olarak bölgeden kaçmak zorunda kalmıştır. Bu olay, Ahıska Türkleri’nin yeniden göç etmesine ve farklı bölgelere dağılmasına neden olmuştur.

Günümüzde Ahıska Türkleri dünyanın farklı ülkelerinde yaşamlarını sürdürüyor

Günümüzde Ahıska Türkleri, başta Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Rusya, Ukrayna ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere birçok ülkede yaşamaktadır. Türkiye, 1990’lı yıllardan itibaren binlerce Ahıska Türkü’nü kabul etmiş, Erzincan, Kars, Bursa, Samsun ve Konya gibi illere yerleştirmiştir. Gürcistan, 2000’li yıllarda sembolik olarak bazı Ahıska Türkleri’ne dönüş izni vermiş olsa da, geri dönüş süreci yavaş ilerlemektedir. Ahıska Türkleri, Kıpçak ve Oğuz Türklerinin kültürel özelliklerini taşımaktadır. Geleneksel halk oyunları arasında “Ahıska halayı” ve “Lezginka” öne çıkar. Mutfaklarında ise hinkal, haşıl ve kete gibi yemekler önemli yer tutar. Dillerinde Anadolu Türkçesi’ne yakın bir şive kullanılır, ancak Kafkasya dillerinden etkilenmiş kelimeler de bulunur.
 

Kaynak: Berna ALTINOVA