Yaz aylarında Türkiye ve Kuzey Yarım Küre genelinde sıcaklıkların rekor seviyelere ulaşması, birçok kişinin aklına şu soruyu getiriyor: Dünya, yaz aylarında Güneş’e en uzak mesafede olmasına rağmen neden hava sıcaklıkları bu kadar yüksek? Bu durum, ilk bakışta çelişkili gibi görünse de, bilimsel olarak açıklanabilir. İşte bu ilginç fenomenin ardındaki nedenler...

Dünya’nın Yörüngesi ve Mevsimlerin Gerçek Nedeni

Popüler inanışın aksine, mevsimler Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığıyla değil, Dünya’nın eksen eğikliğiyle oluşur. Dünya’nın ekseni, yörünge düzlemine göre yaklaşık 23.5 derece eğiktir. Bu eğiklik, Kuzey Yarım Küre’nin yaz aylarında (haziran, temmuz, ağustos) Güneş’e doğru daha fazla eğilmesine neden olur. Bu dönemde Güneş ışınları yeryüzüne daha dik bir açıyla gelir, böylece birim alana düşen enerji miktarı artar ve sıcaklıklar yükselir.

Temmuz başında Dünya, Güneş’ten en uzak noktası olan aphelion konumundadır (yaklaşık 152 milyon kilometre). Buna rağmen, eksen eğikliği nedeniyle Kuzey Yarım Küre’deki sıcaklıklar, Güneş ışınlarının daha yoğun etkisiyle artar. Yani, sıcaklık artışının temel nedeni Dünya’nın Güneş’e olan mesafesi değil, ışınların geliş açısıdır

İklim Değişikliği Sıcaklıkları Daha da Artırıyor

Son yıllarda yaz aylarındaki aşırı sıcaklıklar, yalnızca eksen eğikliğiyle açıklanamaz. İnsan kaynaklı iklim değişikliği, sıcaklık artışlarının en büyük tetikleyicilerinden biridir. Fosil yakıtların yanması, ormansızlaşma ve endüstriyel faaliyetler, atmosferdeki karbondioksit (CO₂) ve diğer sera gazlarının konsantrasyonunu artırıyor. Bu gazlar, yeryüzünden yayılan ısının uzaya kaçmasını engelleyerek küresel sıcaklıkların yükselmesine neden oluyor.

Türkiye Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2023 verilerine göre, Türkiye’de yaz sıcaklıkları son 50 yılda yaklaşık 1.5°C artmış durumda. 2025 yazında da sıcaklık rekorları kırılmaya devam ediyor. Özellikle Akdeniz havzasında yer alan Türkiye, sıcak hava dalgalarının etkisiyle daha yüksek sıcaklıklara maruz kalıyor. Kuzey Afrika’dan gelen sıcak hava kütleleri, yüksek basınç sistemleriyle birleştiğinde, sıcaklıklar 40°C’yi aşabiliyor.

Kentsel Isı Adası ve Bölgesel Faktörler

Büyük şehirlerdeki sıcaklık artışları, kentsel ısı adası etkisiyle daha da belirginleşiyor. Beton ve asfalt yüzeyler, doğal bitki örtüsüne kıyasla daha fazla ısı tutuyor ve bu ısıyı gece boyunca atmosfere yayıyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerde bu etki, yaz gecelerinin daha sıcak geçmesine neden oluyor.

Ayrıca, küresel okyanus-atmosfer etkileşimleri, örneğin El Niño döngüleri, sıcaklık anomalilerini artırabilir. 2023’te başlayan güçlü El Niño, 2025 yazında da etkisini sürdürüyor ve Kuzey Yarım Küre’de sıcaklıkların daha da yükselmesine katkıda bulunuyor.

Ne Yapabiliriz?

Uzmanlar, artan sıcaklıklara karşı hem bireysel hem de toplumsal adımlar atılması gerektiğini vurguluyor:  Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, sera gazı emisyonlarını azaltabilir.  Daha fazla yeşil alan ve ağaçlandırma, kentsel ısı adası etkisini hafifletebilir.  Sıcak hava dalgalarına karşı erken uyarı sistemleri ve halk sağlığı önlemleri, riskleri azaltabilir.

Kuzey Yarım Küre’de yaz aylarında artan sıcaklıklar, Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığından ziyade, eksen eğikliği, iklim değişikliği ve bölgesel meteorolojik faktörlerin bir kombinasyonuyla açıklanıyor. Türkiye’de bu yaz yaşanan rekor sıcaklıklar, hem doğal süreçlerin hem de insan faaliyetlerinin bir sonucu. İklim değişikliğine karşı acil önlemler alınmazsa, bu sıcaklık artışlarının daha da yoğunlaşması bekleniyor.

 

Kaynak: Haber Merkezi