Milyonlarca emekli ve çalışanın, Hakem Kurulu tarafından belirlenen ve hayal kırıklığı yaratan zam oranlarıyla 2026'ya girmeye hazırlandığı bir dönemde, ülkeyi yönetenlerin alacağı zamlar dudak uçuklattı. Yüzdelik artış sistemindeki çarpıklık, en düşük maaşı alanla en yüksek maaşı alan arasındaki makası daha da açıyor.
İŞTE O AKILALMAZ UÇURUM: 1.857 TL'YE KARŞI 70.532 TL
Ocak ayında, 2025'in ikinci yarısındaki enflasyon oranına göre belirlenecek zamlarla birlikte ortaya çıkması beklenen tablo, gelir adaletinin ne kadar bozulduğunu net bir şekilde gösteriyor. İşte o rakamlar:
En Düşük Emeklinin Aylık Zammı: 1.857 TL
Cumhurbaşkanı'nın Aylık Zammı: 70.532 TL
Bakanların Aylık Zammı: 67.637 TL
Emekli Vekillerin Aylık Zammı: 66.622 TL
En Düşük Memurun Aylık Zammı: 9.175 TL
Bu rakamlar, en düşük emeklinin bir ayda alacağı zammın, bir bakanın alacağı zammın yanında adeta "çerez parası" kaldığını ve aradaki farkın yaklaşık 40 kat olduğunu gösteriyor.
6 AYLIK TOPLAM FARK DAHA DA BÜYÜK
Bu fark, altı aylık döneme yayıldığında ise uçurum daha da derinleşiyor:
Emeklinin 6 Aylık Toplam Ek Geliri: 11.141 TL
Cumhurbaşkanı'nın 6 Aylık Toplam Ek Geliri: 446.000 TL
Bakanların 6 Aylık Toplam Ek Geliri: 406.000 TL
MAAŞLAR AÇLIK SINIRININ ALTINDA KALIYOR
Bu zam tartışmasını daha da acı kılan ise, Türkiye'deki mevcut açlık ve yoksulluk sınırı. TÜİK'in 2025 verilerine göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 21 bin lirayı, yoksulluk sınırı ise 68 bin lirayı aşmış durumda.
Yapılacak %11'lik zamla birlikte en düşük emekli maaşının 18-19 bin TL civarında kalacak olması, milyonlarca emeklinin açlık sınırının dahi çok altında bir yaşama mahkum edileceği anlamına geliyor.





