Tokat’ın Artova ilçesinde bulunan Kunduz Mağarası, geçmişte “darphane” olarak kullanıldığı yönündeki iddialar ve doğal yapısıyla dikkat çekmektedir. Henüz bilimsel olarak tam incelenmemiş mağara, bölgenin önemli yer altı mirasları arasında yer almaktadır. Tokat iline bağlı Artova ilçesi sınırlarında yer alan Kunduz Mağarası, hem doğal yapısı hem de tarihî geçmişine dair anlatılan rivayetlerle dikkat çekmektedir. İlçe merkezine yaklaşık 4 kilometre uzaklıkta bulunan mağara, Yeşilyurt istikametinde yer almakta ve ana yoldan yaklaşık 1,5 kilometre içeride bulunmaktadır. Bölgeye ulaşım karayolu ile sağlanmakta, mağaraya ise kısa bir yürüyüş rotasıyla erişim mümkün olmaktadır. Mağaranın bulunduğu alan, Tokat’ın doğal mağara sistemleri açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Şehrin jeolojik yapısı gereği çok sayıda yer altı boşluğu, mağara ve karstik oluşum yer almaktadır. Kunduz Mağarası, bu oluşumlar arasında henüz detaylı araştırması yapılmamış ender örneklerden biridir.

Kunduz Mağarası’nın kireç taşı tabakalarının erimesi sonucu oluştuğu tahmin edilmektedir. Giriş kısmı kemer biçiminde yuvarlak bir forma sahip olup, mağaranın iç kısmı taş ve toprak tabakalarıyla kaplıdır. Doğal yapının iç kısmında sarkıt ve dikit oluşumlarının bulunduğu düşünülmektedir. Mağaranın uzunluğu, yüksekliği ve iç bölümleri hakkında resmi olarak tespit edilmiş veriler bulunmamaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı kayıtlarında mağara hakkında “bilimsel araştırma yapılmamıştır” notu yer almaktadır. Bu nedenle, Kunduz Mağarası hem doğal hem de arkeolojik açıdan hâlen keşif aşamasında olan bir yapıdır. Mağara hakkında en dikkat çekici bilgi, geçmişte “darphane” yani para basım yeri olarak kullanıldığına dair yerel rivayetlerdir. Bölge halkı, mağaranın tarihî dönemlerde maden işleme veya saklama amacıyla kullanılmış olabileceğini ifade etmektedir. Bu iddia, Tokat’ın tarih boyunca ticaret yolları üzerinde yer almasıyla da ilişkilendirilmektedir. Şehir, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir ticaret merkezi konumunda bulunmuştur. Dolayısıyla Kunduz Mağarası’nın bir dönem güvenli bir saklama alanı veya üretim noktası olarak değerlendirildiği düşünülmektedir. Ancak bu bilgi, arkeolojik verilerle henüz doğrulanmamıştır.

Tokat Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından mağaranın tescillenmesine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Kurul, mağaranın doğal yapısının korunarak “tabiat varlığı” statüsüyle değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mağaranın korunması, bölgedeki doğal ve kültürel mirasın sürdürülebilirliği açısından önem taşımaktadır. Tokat Valiliği ve Artova Belediyesi’nin ortak çalışmalarıyla mağaranın çevresinde çevre düzenlemesi ve güvenlik önlemleri planlanmaktadır. Kunduz Mağarası, Tokat merkezine yaklaşık 40 kilometre mesafede yer almaktadır.

Artova ilçe merkezinden Yeşilyurt istikametine doğru ilerleyen yolun sonunda mağaraya ulaşılmaktadır. Ulaşımın son kısmı yürüyüş gerektirmekte, bu nedenle ziyaretçilerin uygun ayakkabı ve ekipmanla hareket etmesi tavsiye edilmektedir. Mağaranın çevresinde doğal yürüyüş alanları ve ormanlık bölgeler bulunmaktadır. Özellikle yaz aylarında bölge halkı tarafından piknik alanı olarak kullanılmakta, aynı zamanda doğa fotoğrafçılığı için uygun ortam sunmaktadır. Ancak mağara içerisinde güvenlik, ışıklandırma veya yönlendirme altyapısı bulunmamaktadır.

Kunduz Mağarası, Tokat halkı arasında çeşitli efsanelerle anılmaktadır. Rivayetlere göre, mağara bir dönem defineciler tarafından kazılmak istenmiş ancak giriş kısmında meydana gelen çökmeler nedeniyle çalışmalar yarım kalmıştır. Bir başka anlatıya göre, Osmanlı döneminde bölgedeki bazı ailelerin kıymetli eşyalarını saklamak için mağarayı kullandığı iddia edilmektedir. Bu anlatılar tarihî bir belgeye dayanmamakla birlikte, mağaranın gizemli atmosferini güçlendirmektedir. Uzmanlar, mağaranın doğal yapısına zarar verebilecek define kazılarının bölgenin tarihî dokusunu tahrip ettiğini belirtmektedir. Bu nedenle, mağaranın yalnızca bilimsel ekipler tarafından incelenmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

Tokat ili, mağara oluşumları açısından Türkiye’nin en zengin bölgelerinden biri olarak değerlendirilmektedir. Jeolojik yapısı itibarıyla il genelinde çok sayıda doğal yer altı oluşumu yer almaktadır. Bu mağaralar, hem doğa turizmi hem de bilimsel araştırmalar açısından büyük önem taşımaktadır. İlin en tanınmış mağarası olan Ballıca Mağarası, Pazar ilçesi sınırlarında yer almaktadır. 3 milyon yıldan daha eski olduğu tahmin edilen Ballıca Mağarası, Türkiye’nin en geniş ve en iyi korunmuş sarkıt–dikit sistemlerinden birine sahiptir. Mağara, 1995 yılında turizme açılmış olup, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından koruma altına alınmıştır. Ballıca Mağarası, 2019 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilmiştir. Toplam uzunluğu 680 metre olan mağara, sekiz farklı galeriden oluşmakta; içindeki “Mantar Galerisi” ve “Kristalize Havuzlar” bölümleriyle dikkat çekmektedir. Sıcaklık ve nem oranının sabit olması nedeniyle mağara, astım hastalarının da ziyaret ettiği doğal tedavi alanları arasında gösterilmektedir.

Tokat’ın Niksar ilçesi yakınlarında yer alan Gökdere Mağarası, ilin bir diğer önemli yer altı oluşumudur. Yer altı su kaynaklarının oluşturduğu bu mağara, yüksek tavan yapısı ve çok katmanlı galerileriyle öne çıkmaktadır. Henüz turizme açılmamış olmasına rağmen, Tokat Arkeoloji Müzesi ve Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü tarafından inceleme altındadır. Uzmanlar, Gökdere Mağarası’nın ilerleyen dönemde bilimsel turizme kazandırılabileceğini belirtmektedir.

Pazar Mağarası ise aynı isimli ilçenin kırsal kesiminde yer almakta, karstik kireç taşı tabakalarının uzun yıllar süren erozyonuyla oluşmuştur. Mağaranın bazı bölümlerinde su akışının devam ettiği ve iç kesimlerinde yarasa kolonilerinin yaşadığı tespit edilmiştir. Bu özelliği nedeniyle mağara, ekolojik çeşitlilik bakımından da dikkat çekmektedir.

Tokat sınırlarında ayrıca Akbelen, Çat, Erenli ve Mahperi Hatun Mağarası gibi daha az bilinen mağaralar da bulunmaktadır. Bu mağaralar, jeolojik özellikleri itibarıyla Kunduz Mağarası ile benzer yapısal karakter taşımaktadır. Özellikle Akbelen ve Çat mağaralarının iç bölümlerinde damlataş oluşumlarının yoğunlaştığı, bu yapının Tokat’ta karstik sürecin çok eski dönemlere dayandığını gösterdiği ifade edilmektedir.