Samsun’un Vezirköprü ilçesinde bulunan Oymaağaç Höyüğü, Hititlerin kutsal şehri Nerik ile ilişkilendirilen buluntularla dikkat çekiyor. Bölgede yapılan çalışmalar, Anadolu tarihine dair önemli veriler sunuyor.
Samsun’un Vezirköprü ilçesi sınırları içinde yer alan Oymaağaç Höyüğü, yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda Hititlerin kutsal şehri Nerik olarak tanımlanmıştır. Türk ve Alman arkeologların ortak çalışmalarıyla sürdürülen kazılar, Anadolu’nun kuzeyindeki Hitit varlığını belgeleyen en önemli keşiflerden biri olmuştur.
Vezirköprü ilçesine bağlı Oymaağaç köyü yakınlarında bulunan höyükte yürütülen kazılar, 2005 yılında Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi iş birliğiyle başlatılmıştır. Çalışmalarda, çivi yazılı tabletler, mühürler, tapınak temelleri, su yapıları ve dini eşyalar gün yüzüne çıkarılmıştır.
Elde edilen tabletlerde geçen “Nerik halkı” ve “Fırtına Tanrısı’nın tapınağı” ifadeleri, bu yerleşimin Hitit kaynaklarında adı geçen kutsal şehir Nerik olduğunu bilimsel olarak kanıtlamıştır. Böylece yüzyıllardır yeri bilinmeyen bu antik kent, Vezirköprü topraklarında tespit edilmiştir.
Nerik, Hitit İmparatorluğu döneminde Fırtına Tanrısı Tarḫunna’ya adanmış dini törenlerin yapıldığı şehir olarak bilinmektedir. Hitit metinlerinde, ilkbahar aylarında düzenlenen bereket festivallerinin bu şehirde gerçekleştirildiği, kralın da bu törenlere bizzat katıldığı aktarılmıştır. Kazılarda ortaya çıkarılan tapınak temelleri, sunu çukurları ve taş platformlar, bu metinlerde belirtilen ritüel yapılarıyla büyük benzerlik göstermiştir. Oymaağaç Höyüğü’nde bulunan kalıntılar, Nerik’in Hitit dini geleneğinde merkezi bir konuma sahip olduğunu kanıtlamıştır.
Kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkarılan yaklaşık 50 basamaklı taş tünel, bölgenin en dikkat çekici yapılarından biri olmuştur. Bu tünel, höyüğün alt kısmında bulunan Nerik Pınarı olarak tanımlanan doğal su kaynağına ulaşmaktadır.
Arkeologlar, bu yapının hem su temini için kullanılan mühendislik yapısı hem de dini törenlerde kullanılan kutsal bir geçit olabileceğini değerlendirmiştir. Tünelin yapısı, Hititlerin suya ve doğa unsurlarına atfettiği kutsal değerin mimari bir örneği olarak tanımlanmıştır.
Oymaağaç Höyüğü’nde yalnızca Hitit dönemine ait değil, Frig, Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılar da tespit edilmiştir. Bu durum, bölgenin uzun süre boyunca yerleşim görmüş bir merkez olduğunu ortaya koymuştur. Roma dönemine ait sütun parçaları, Bizans seramikleri ve yerleşim izleri, höyüğün tarih boyunca önemini koruduğunu göstermiştir. Bu yönüyle Oymaağaç Höyüğü, Karadeniz’in iç kesimlerinde çok katmanlı bir arkeolojik merkez haline gelmiştir.
Kazılar, Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Andreas Schachner başkanlığında yürütülmüştür. Her sezon yapılan kazılarda yeni bulgular belgelenmiş, eserler Samsun Arkeoloji Müzesi ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne teslim edilmiştir. Kazı alanında elde edilen eserler arasında kil mühürler, bronz objeler, çanak-çömlek parçaları ve çivi yazılı tabletler bulunmaktadır. Tüm buluntular kayıt altına alınmış, alanın korunması için bilimsel raporlar hazırlanmıştır.
Oymaağaç Höyüğü kazıları, Vezirköprü ilçesinin tarihsel önemini ortaya koymuştur. İlçe, antik dönemlerden itibaren Anadolu’nun kuzeyinde yerleşik uygarlıkların kesişim noktası olmuştur. Bu kazılarla birlikte, Vezirköprü’nün yalnızca doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda arkeolojik değeriyle de öne çıkan bir merkez olduğu belgelenmiştir. Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporlarda, alanın korunması ve gelecekte arkeoturizme kazandırılması yönünde planlamalar yapılmıştır. Böylece Oymaağaç Höyüğü, hem bilimsel hem kültürel açıdan önemli bir bölge haline getirilmiştir.
Oymaağaç Höyüğü’nde yapılan araştırmalar, Hitit uygarlığının yalnızca Orta Anadolu ile sınırlı olmadığını göstermiştir. Elde edilen veriler, Karadeniz bölgesinin de Hititlerin dini ve kültürel etkisi altında kaldığını ortaya koymuştur. Arkeologlar, bu bulguların Anadolu din tarihinin aydınlatılması açısından büyük önem taşıdığını belirtmiştir. Ayrıca höyüğün çevresinde yürütülen yüzey araştırmaları sonucunda, Hitit sonrası Frig ve Roma dönemlerinde de yaşamın devam ettiği belirlenmiştir.
Kazı alanında gerçekleştirilen çalışmalar yalnızca arkeolojik araştırmalarla sınırlı kalmamıştır. Aynı zamanda bölge halkının bilinçlendirilmesi, gençlerin kültürel miras konusunda eğitilmesi ve çevre düzenlemelerinin yapılması yönünde adımlar atılmıştır. Ondokuz Mayıs Üniversitesi ile Vezirköprü Belediyesi’nin ortak çalışmalarıyla, köy halkı kazı alanına rehberlik etmiş, öğrenciler için tarih bilinci seminerleri düzenlenmiştir. Bu faaliyetlerle birlikte bölgenin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması hedeflenmiştir.