Karadeniz’in üzerinde yerleşim bulunan tek adası olma özelliğini taşıyan Giresun Adası, Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde yürütülen çalışmalarla yeniden turizme kazandırılıyor. Doğal koruma alanı statüsünde yer alan ada, çevre düzenlemesi ve altyapı iyileştirmeleri tamamlandıktan sonra ziyaretçilere açılacak.
Doğal yapısı korunarak yeniden düzenleniyor
Giresun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü koordinasyonunda sürdürülen proje, adanın doğal dokusuna zarar vermeden yürütülüyor. Yapılan düzenlemelerle birlikte yürüyüş yolları, seyir terasları, karşılama alanı ve yönlendirme tabelaları hazırlanıyor. Uzman ekipler, arkeolojik kalıntıların ve ekosistemin korunması için çalışmaları belirlenen sınırlar içinde gerçekleştiriyor. Yetkililer, Giresun Adası’nın hem tarihi hem de doğal yönüyle Türkiye’deki nadir alanlardan biri olduğunu vurguluyor. Adada yer alan antik kalıntılar, kuş popülasyonları ve bitki çeşitliliği sebebiyle çalışmalar, Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nun gözetiminde ilerliyor.
Mitolojik geçmişiyle dikkat çekiyor
Antik dönem kaynaklarında “Aretias” adıyla anılan Giresun Adası, mitolojik hikâyelerde Amazonlar ve Herkül’ün Altın Post efsanesiyle ilişkilendiriliyor. Ada üzerinde yapılan arkeolojik kazılarda Bizans dönemine ait şapel kalıntıları, sarnıçlar ve seramik parçaları gün yüzüne çıkarılmıştı. Bu yönüyle Giresun Adası, Karadeniz’in hem efsanevi hem de tarihsel anlamda en dikkat çekici noktalarından biri olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, adanın kontrollü şekilde turizme açılmasının bölge tarihine ışık tutacağını ve yerel ekonomiye katkı sağlayacağını belirtiyor.
mitolojiden Bizans’a uzanan 2500 yıllık geçmiş “Giresun Adası”
Karadeniz’in üzerinde yerleşim bulunan tek adası olan Giresun Adası, hem efsaneleriyle hem de arkeolojik buluntularıyla bölgenin en eski yerleşim alanlarından biri olarak kabul ediliyor. Yaklaşık 1,6 kilometre açıkta yer alan ada, tarih boyunca Amazon efsanelerinden Bizans dönemine uzanan çok katmanlı bir geçmişe sahip.
Antik dönemde Aretias Adası olarak biliniyordu
Giresun Adası’nın bilinen en eski adı “Aretias” ya da bazı kaynaklarda geçtiği üzere “Aretes” olarak kayıtlara geçmiştir. Antik Yunan coğrafyacıları, bu adanın Amazon kadın savaşçıların yaşadığı yer olduğunu aktarır. Efsaneye göre Amazonlar, Karadeniz kıyılarında yaşarken burada tapınaklar kurmuş ve Herkül’ün “Altın Post” efsanesine konu olan seferlerinde bu adaya uğradığı rivayet edilmiştir. Strabon, Pseudo-Scylax ve Plinius gibi antik yazarların eserlerinde de Giresun Adası’ndan bahsedilir. Bu dönemlerde ada, Karadeniz’deki en stratejik noktalardan biri olarak görülüyor ve deniz ticareti yapan gemilerin uğrak yeri oluyordu.
Herkül ve Altın Post efsanesi
Giresun Adası, mitolojik anlatılarda Herkül’ün Argonotlarla birlikte “Altın Post”u aramak için çıktığı sefer sırasında durakladığı noktalardan biri olarak geçer. Bu efsanede, Herkül’ün Karadeniz kıyısında Amazonlarla karşılaştığı ve adada kısa süre konakladığı rivayet edilir. Ada, bu yönüyle yalnızca bir coğrafi nokta değil; Antik Yunan mitolojisinin kuzeye uzanan sınırlarından biri olarak kabul edilir. Günümüzde bile Giresun sahilinde düzenlenen bazı festivallerde “Altın Post” teması işlenerek bu kültürel miras yaşatılmaktadır.
Roma ve Bizans döneminde dini merkez haline geldi
Giresun Adası’nın Roma dönemindeki konumu, hem stratejik hem de dini açıdan önem kazandı. Bu dönemde ada, Pontus kıyı hattını koruyan küçük bir garnizon olarak kullanıldı. Arkeolojik kazılarda, bu döneme ait seramik parçaları, deniz ticaretine yönelik depolama kapları ve liman yapısı izleri bulunmuştur. Bizans döneminde ise ada dini bir merkez haline geldi. Burada bir kilise ve küçük bir manastır kompleksi kuruldu. 2011 ve 2015 yıllarında yapılan yüzey araştırmalarında, Bizans duvar örgülerine ait taş yapılar, haç biçimli işaretler ve şapel temelleri tespit edilmiştir. Ayrıca su sarnıçları ve duvar kalıntıları, adada kalıcı yaşamın sürdüğünü göstermektedir.
Orta Çağ’da keşişlerin inziva noktası oldu
Orta Çağ boyunca ada, bölgedeki manastır yaşamına ev sahipliği yaptı. Bizans kaynaklarında Giresun Adası’na “Rahipler Adası” anlamına gelen tanımlamalar yapılır. Keşişlerin burada inzivaya çekildiği, dua ve ibadetlerini sürdürdükleri bilinmektedir. Adanın doğal yalıtılmışlığı, dönemin dini yapıları için ideal bir ortam oluşturuyordu. Ada çevresinde yapılan sualtı araştırmaları da bu dönemde iskele ve deniz bağlantısının varlığını doğrulamaktadır. Sualtı kazılarında, taş bloklar ve liman kalıntılarına ait izler bulunmuştur.
Osmanlı döneminde stratejik önemi azaldı
Giresun’un Osmanlı hâkimiyetine girmesiyle birlikte adanın önemi dini merkez olmaktan çıkıp savunma ve gözetleme noktası hâline geldi. 15. yüzyıldan itibaren Giresun Limanı büyürken, adanın çevresindeki ticaret yolları da değişti. Bu dönemde ada, çoğunlukla denizciler ve balıkçılar tarafından sığınak olarak kullanıldı. Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinde Giresun Adası’ndan “deniz içinde küçük bir tepe” olarak bahsedilir. Ada çevresinde o dönemlerde özellikle karabatak ve martı kolonilerinin yoğun olduğu da kayıtlara geçmiştir.
Cumhuriyet döneminde koruma altına alındı
Cumhuriyet’in ilanından sonra Giresun Adası, 1970’li yıllardan itibaren doğa koruma çalışmaları kapsamında incelemeye alındı.1988 yılında ada, Doğal Sit Alanı ilan edilerek yapılaşmaya kapatıldı. Bu sayede, ada üzerindeki Bizans kalıntıları ve ekosistem büyük ölçüde korunabildi. 1990’lardan itibaren ise Giresun Valiliği ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü koordinasyonunda çeşitli arkeolojik yüzey araştırmaları yürütüldü. Bu çalışmalarda adanın kuzeydoğu kesiminde şapel kalıntıları, sarnıç duvarları ve seramik kırıkları tespit edildi.
Mitoloji ile arkeolojinin kesiştiği nokta
Bugün Giresun Adası, hem mitolojik hem arkeolojik katmanlarıyla eşsiz bir miras olarak değerlendiriliyor. Arkeologlar, ada üzerinde tespit edilen yapı kalıntılarının 7. ve 10. yüzyıllar arasına tarihlendiğini, bazı bölümlerde Bizans sonrası döneme ait izler de bulunduğunu belirtiyor. Bu özellikleriyle Giresun Adası, Türkiye’de hem doğa hem tarih açısından çift yönlü koruma alanı statüsünde yer alıyor.
Doğal yaşam ve kuş türleriyle dikkat çekiyor
Tarihî değerinin yanı sıra Giresun Adası, Karadeniz’in ekolojik açıdan en önemli noktalarından biri. Ada; martı, karabatak, balıkçıl ve yelkovan kuşlarının göç rotasında yer alıyor. İlkbahar döneminde bazı kuş türleri burada kuluçkaya yatıyor. Bu nedenle ada, hem Orman Genel Müdürlüğü hem de Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından sıkı şekilde korunuyor.




