1. Dönem 2. yazılı sınavları ne zaman? MEB 2025 takvimi açıklandı
1. Dönem 2. yazılı sınavları ne zaman? MEB 2025 takvimi açıklandı
İçeriği Görüntüle

Doğu Karadeniz Bölgesi, sahip olduğu metalik maden yataklarıyla Türkiye'nin madencilik açısından en önemli sahalarından biri olmayı sürdürüyor. Bakır, kurşun, çinko ve altın bakımından zengin rezervleriyle öne çıkan bölge, ulusal ve uluslararası madencilik şirketlerinin ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Jeolojik yapısı sayesinde Türkiye'nin en yüksek maden potansiyeline sahip alanlarından biri konumundaki Doğu Karadeniz, özellikle metalik madenler açısından stratejik bir değer taşıyor. Altın, bakır, kurşun ve çinko yataklarıyla ekonomik açıdan büyük önem arz eden bölgede, Rusya sınırından Samsun’a kadar uzanan kuşak boyunca çok sayıda maden sahası bulunuyor. Bu sahalar tarih boyunca farklı dönemlerde işletmeye açılmış, günümüzde de bölgedeki birçok maden ocağında üretim faaliyetleri aktif biçimde sürdürülüyor.

Yeni rezervlerin belirlenmesine yönelik arama çalışmaları devam ederken, uzmanlar Doğu Karadeniz’in jeolojik özelliklerinin maden çeşitliliği açısından büyük avantaj sağladığını ancak aynı yapının afet riskini de artırdığını vurguluyor. Dik topoğrafya, yoğun yağış ve zayıf zemin koşulları nedeniyle bölgede sık sık heyelan ve kaya düşmesi gibi olaylar yaşanıyor. Bu durum, madencilik faaliyetlerinde çevresel hassasiyet ve mühendislik önlemlerinin önemini her geçen gün daha da artırıyor.

YENİ SAHALAR BULUNMASI YÖNÜNDE ARAMALAR DEVAM EDİYOR

Konuyla ilgili bilgiler veren Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği'nden Prof. Dr. Fatma Gültekin, Doğu Karadeniz Bölgesi'nin maden potansiyelinin geçmişten bugüne özellikle metalik madenler açısından öne çıktığını vurguladı. Gültekin, "Bakır, kurşun, çinko yatakları Rusya sınırından başlıyor Samsun'a kadar uzanıyor. Tarihi devirlerden bugüne kadar da bu alanlarda çeşitli çalışmalar var. Bunların belirtilerini eski zamanlarda açılmış galerilerden anlıyoruz. Günümüzde de hemen hemen bu sahaların bir çoğu işletiliyor. Yeni sahalar bulunması yönünde de aramalar devam ediyor" diye konuştu.

KAYA DÜŞMESİ, HEYELAN GİBİ AFETLERLE KARŞI KARŞIYA KALIYORUZ

Bölgenin jeolojik yapısı nedeniyle afet riskinin yüksek olduğunun altını çizen Gültekin, "Doğu Karadeniz Bölgesi hem topografik özellikleri hem de iklim özellikleri nedeniyle jeolojik yönden afet riskinin en yüksek olduğu bölgelerden bir tanesi. İşte kaya düşmesi, heyelanlar gibi afetlerle karşı karşıya kalıyoruz. Tabi burada yerleşiminde burada çok önemi var. Yanlış yer seçimi, topoğrafya yanlış müdahaleler aslında normal olası doğa olaylarının afete dönüşmesini sebebiyet veriyor. Bunun içinde işte bir takım bilimsel çalışmalar veya toplantılar insanların bunlar hakkında farkındalık oluşturmasını sağlıyor. Veya bundan sonra yapacağı çalışmalar yönünden yararlı olacaktır diye düşünüyorum. Bu bölgede en değerli madeni altın onun içinde ulusal ve uluslararası firmalar çalışıyorlar" dedi.

Kaynak: İHA