Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 2025 yılına ilişkin küresel iklim raporunu açıkladı. Raporda, bu yılın “kayıtlardaki en sıcak ikinci veya üçüncü yıl” olmasının beklendiği bildirildi. Uzmanlar, olağanüstü sıcaklık artışlarının 2025 boyunca da devam ettiğini vurguladı. WMO’nun “2025 Küresel İklim Güncellemesi” başlıklı raporuna göre, son 11 yıl, 176 yıllık kayıtlar arasındaki en sıcak dönem olarak kayda geçti. Özellikle 2023-2025 yılları arasında yaşanan sıcaklıklar, iklim sistemlerinde kalıcı değişimlerin habercisi olarak değerlendiriliyor.

Rüyada birinin öldüğünü görmek ne anlama gelir?
Rüyada birinin öldüğünü görmek ne anlama gelir?
İçeriği Görüntüle

Sera gazı salınımı ve deniz buzu erimesi rekor seviyede

Raporda, sera gazı konsantrasyonlarının 2024’te rekor seviyelere ulaştığı ve 2025’te de artmaya devam ettiği belirtildi. Okyanus ısısının da aynı şekilde yükseldiği ifade edilirken, Arktik ve Antarktika deniz buzunun kapladığı alanın tarihin en düşük seviyelerine indiği açıklandı. Doğal etkenlere bağlı küçük dalgalanmaların uzun vadeli deniz seviyesi yükselmesini durdurmadığına dikkat çekilen raporda, deniz suyu sıcaklığındaki artışın küresel ekosistemi tehdit ettiği uyarısı yapıldı.

690Cbe2Baf000Ea1Da48C32A

Aşırı hava olayları ekonomik kalkınmayı engelliyor

WMO’nun bulgularına göre, aşırı hava ve iklim olayları, milyonlarca insanın yaşamını ve geçim kaynaklarını olumsuz etkiledi. 2025 yılı boyunca yaşanan sıcak hava dalgaları, seller ve kuraklıklar, gıda güvenliği ve ekonomik büyümeyi tehdit eden domino etkisi yarattı. Raporda ayrıca, iklim kaynaklı felaketlere karşı koruma sağlayan “çoklu afet erken uyarı sistemleri” kuran ülke sayısının son beş yılda iki katına çıktığı, ancak dünya ülkelerinin yüzde 40’ında hâlâ bu sistemlerin bulunmadığı belirtildi.

WMO Genel Sekreteri: “1,5 derece sınırı tehlikede”

WMO Genel Sekreteri Celeste Saulo, artan sıcaklıkların ve sera gazı yoğunluğunun tehlikeli bir noktaya geldiğini söyledi.
Saulo, “Bu eşi benzeri görülmemiş sıcaklıklar, küresel ısınmayı 1,5 santigrat dereceyle sınırlamanın neredeyse imkansız olduğunu gösteriyor. Ancak bilim, bu hedefe ulaşmanın hâlâ mümkün olduğunu ortaya koyuyor.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: BURAK ALTINTAŞ