Sinop’un Durağan ilçesinde yer alan Durak Hanı, Anadolu Selçuklu Devleti döneminden günümüze ulaşan en eski ticaret yapılarından biridir. 13. yüzyılda inşa edilen bu görkemli kervansaray, Selçuklu sultanlarının Anadolu ticaretini canlandırmak amacıyla kurduğu sistemin Karadeniz’e açılan kapısı olarak kabul edilir.

Tarihi 13. yüzyıla uzanıyor

Durak Hanı, Anadolu Selçuklu vezirlerinden Müinüddin Süleyman Pervane tarafından yaptırılmıştır. Pervane Bey, II. İzzeddin Keykavus döneminde Sinop’un imarı için büyük çaba göstermiş; şehirdeki cami, sur ve han yapılarının çoğu onun döneminde şekillenmiştir. Tarihçiler, Durak Hanı’nın 1250’li yıllarda, Sinop Limanı’nı Tokat, Amasya ve Sivas üzerinden Orta Anadolu’ya bağlayan ticaret güzergâhı üzerinde inşa edildiğini belirtir.

Han, kervanların uzun yolculuklarında konaklayıp dinlendiği, mallarını güvenle muhafaza ettiği bir durak olarak hizmet vermiştir. Bu nedenle yapı yalnızca bir konaklama alanı değil, aynı zamanda dönemin ekonomik ve sosyal merkezlerinden biri olmuştur.

Durak isminin kaynağı

Bugünkü Durağan ilçesinin ismi, doğrudan bu handan gelmektedir. Eski kaynaklarda bölge “Durak yeri” ya da “Kervan durağı” olarak anılmış, zamanla halk arasında “Durağan” şekline dönüşmüştür. Yani Durak Hanı sadece bir yapı değil, bir yerleşim yerinin doğuşuna da öncülük etmiştir.

Selçuklu taş mimarisinin zarif örneği

Durak Hanı, mimari özellikleriyle klasik Selçuklu hanlarının karakterini taşır. Kesme taş malzemeden yapılmış olan yapı, dikdörtgen planlıdır ve iki bölümden oluşmaktadır. Yaz aylarında kullanılan açık avlulu bölüm ve kış aylarında konaklama için inşa edilen kapalı kısım. Ana giriş kapısı, dönemin taş işçiliğini yansıtan geometrik ve bitkisel motiflerle süslenmiştir. Girişin hemen üzerinde Selçuklu arması ve yapının kitabeleri yer alır. Avlu etrafında dizili odalar, tüccarların ve yolcuların konaklaması için kullanılırken; ortadaki taş yalak, yük hayvanlarının su içmesi için yapılmıştır.

Durak Hanı, plan özellikleri bakımından Kayseri Sultan Hanı ve Konya Zazadin Hanı gibi dönemin büyük kervansaraylarıyla benzerlik gösterir.

Selçuklu Devleti’nin yıkılışından sonra Durak Hanı, Osmanlı döneminde de aktif biçimde kullanılmaya devam etti. 15. yüzyıldan itibaren Sinop–Amasya–Tokat ticaret hattı yeniden canlanmış, bölgeye gelen kervanlar bu handa konaklamayı sürdürmüştür. Osmanlı arşiv kayıtlarında Durak Hanı, “Kervanların ve askerî birliklerin konaklama menzili” olarak geçer. Evliya Çelebi de Seyahatnâme’sinde bu bölgeden “taş duvarlı, sağlam bir menzil hanı” olarak bahsetmektedir.

Durak Hanı, tarih boyunca sadece tüccarların değil, seyyahların, dervişlerin ve hatta Anadolu’dan Karadeniz’e geçen sefer ordularının da uğrak noktası olmuştur. Han çevresinde zamanla küçük yerleşimler oluşmuş, pazar alanları kurulmuş ve Durağan’ın çekirdeğini meydana getirmiştir. Tarihçiler, bu yapının Selçuklu dönemi hanları içinde en kuzeydeki kervansaray olduğunu, bu yönüyle Karadeniz hattının son ticaret durağı sayıldığını vurgular.

Yapı, yüzyıllar boyunca doğa koşulları ve ilgisizlik nedeniyle tahrip olmuş; 20. yüzyılın ortalarında harap bir durumda bulunmuştur. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2007 yılında başlatılan restorasyon projesiyle duvarlar ve tonoz sistemleri onarılmış, yapı koruma altına alınmıştır. Restorasyon çalışmaları sırasında yapılan kazılarda Selçuklu dönemine ait taş ustası işaretleri ve erken Osmanlı döneminden kalma seramik parçalar bulunmuştur. Bugün hanın avlusu, giriş kapısı ve duvar örgüsü büyük ölçüde sağlamdır. İç avluda yapılan düzenlemelerle ziyaretçiler için yürüyüş alanı oluşturulmuş, yapı “Sinop Kültür Envanteri” içinde tescillenmiştir.

Durak Hanı, günümüzde Durağan ilçe merkezine yaklaşık 3 kilometre uzaklıkta, Kızılırmak’a bakan bir noktada yer alıyor. Tarihi atmosferini koruyan yapının çevresi fotoğraf sanatçıları, tarihçiler ve kültür gezginleri için önemli bir uğrak haline gelmiştir. Yaz aylarında Sinop İl Kültür Müdürlüğü tarafından burada tarih ve kültür etkinlikleri düzenlenmektedir.