Bağışıklığı çelik gibi yapan formül! Haftada 2 kez tüketin
Bağışıklığı çelik gibi yapan formül! Haftada 2 kez tüketin
İçeriği Görüntüle

Diyetisyen Gündüz etiket okumanın önemine dikkat çekti

Diyetisyen Beyza Nur Gündüz etiket okumanın önemini Gazete Arena' da paylaştı; 

Yediğimiz, içtiğimiz her şey vücudumuz tarafından yararlı veya zararlı ayırt edilmeksizin emilir ve sindirilir. Bu sebeple, vücudumuza ne aldığımızı bilmek oldukça önemlidir. Tükettiğimiz her gıdanın vücudumuzda ayrım gözetmeden sindirildiğine dikkat çeken Diyetisyen Gündüz "Özellikle paketli gıdalarda; raf ömrünü uzatmak, aroma vermek, renklendirmek ve kıvam kazandırmak amacıyla birçok ek madde kullanılabilir. Bu maddeler bizlere zararlı olabileceği gibi, özellikle çocuklar ve hassas bireyler için ciddi derecede sağlık sorunlarına yol açabilir." dedi.  Hormon dengesini bozabilir, büyüme ve gelişmeyi yavaşlatabilir, hatta beyin gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir.

Enerji değerlerini kontrol edin

İlk olarak enerji değerlerini okumayı gözden geçirelim. Herhangi bir paketli gıdanın arka tarafında, genelde çizgilerle bölünmüş kutucuklar şeklinde bir tablo bulunur. Bu tabloda; kkal (kalori), yağ, protein, karbonhidrat, şeker, tuz gibi parametreler ve karşılarında da miktarları yer alır. Burada dikkat edilmesi gereken şey, ürünün kaç gram olduğu ve 100 gramdaki değerlerin ne olduğudur. Küçük bir içler dışlar çarpımı yaparak ürünün kendi gramajındaki besin değerlerini kolayca bulabilirsiniz.

Katkı maddelerine dikkat

İçerik kısmındaki "E" ile başlayan numaralar katkı maddelerine işaret eder. E numarasını internetten aratarak, hangi katkı maddesinin kullanıldığını saniyeler içerisinde öğrenebilirsiniz. Katkısız ve koruyucusuz gıdalar her zaman önceliğiniz olsun.

Son tüketim tarihi ve ambalaj kontrolü 

Bir diğer krıtik  uyarı, son tüketim tarihi ve ambalaj kontrolü. Diyetisyen Gündüz: "Ambalaj üzerinde bulunan son kullanım/tüketim tarihi geçmiş veya silinmiş ürünleri tüketmeyin; besin zehirlenmesi riski oluşabilir. Ayrıca paketi aşınmış, açılmış, bantlanmış ya da içine hava almış ürünleri de satın almayın. Şeker etiketlerde bazen sadece “şeker” olarak geçmez." Glikoz şurubu, maltodekstrin vb. isimlerle işlenmiş şeker türleri de bulunabilir. Az tuzlu veya “light” ürünler genelde tatlandırıcı içerir ve bu tatlandırıcıların çoğu sağlık açısından risklidir. Yani asla her “light” ürün sağlıklıdır diyemeyiz. Toplam yağ, şeker ve tuz oranlarını mutlaka kontrol etmelisiniz. Örneğin, taze sıkılmış meyve suyunun içerik tablosu ile hazır meyve suyunun içerik tablosunu karşılaştırdığınızda ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız." diyerek uyarıda bulundu.

Genelde market alışverişi yaparken gözümüze rafta çekici gelen, iştah açan ürünleri alıp sepete direkt atıldığına dikkat çeken Gündüz açıklamasına şöyle devam etti:

 Fakat lütfen ürünü satın almaya karar vermeden önce etiketini okuyun. Ürün alırken görünüşüne değil etiketine  bakmamızı vurgulayan Diyetisyen Gündüz "Etiket okumayı alışkanlık haline getirin." dedi.  Kendinize yapacağınız en büyük iyiliklerden biri olacaktır; çünkü artık hemen hemen herkes her gün paketli gıdalar tüketiyor. İçeriğinin ne olduğunu bilmeden onlarca ürünü ve tabii yanında onlarca kimyasal maddeyi vücudumuza alıyoruz.

YASAKLAMA DEĞİL, EĞLENCELİ HALE GETİRİLMELİ

Çocuklara yapılan alışverişte etiket okumanın ve sağlıklı gıda almanın önemine değinen Diyetisyen Gündüz ebeveynlere şöyle dedi; “Özellikle çocuklara market alışverişi yaparken; taze sıkılmış meyve suları, bitkisel tatlandırıcılar kullanılarak üretilmiş gıdalar, kurubaklagil cipsleri, hurma topları, katkı ve koruyucu hatta renklendirici içermeyen ürünleri tercih edilmeli. Fakat bunu bir yasaklama şeklinde değil, daha eğlenceli hale getirerek yapın. Çocuk elbette dışarıda gördüğü her şeyi denemek isteyecektir. Bu sebeple, naçizane tavsiyem; çocuğunuzun tüketmek istediği, zararlı olduğunu düşündüğünüz gıdaları yasaklamadan sınırlandırın. Örneğin; haftada bir veya 15 günde bir kez istediği bir gıdayı tüketebilir, diğer günler birlikte seçeceğiniz sağlıklı gıdaları tercih edebilirsiniz. Bu sadece çocuklar için değil, biz yetişkinler için de geçerlidir. Ancak çocukluk ve ergenlik döneminde büyüme ve gelişme henüz tamamlanmadığı için, burada ekstra bir özen göstermek gerekebilir.” diyerek açıklamasını noktaladı.

Kaynak: ŞİLA KURUMAHMUTOĞLU