Geçmişte havaalanları, günümüzdekiler gibi parlak ve lüks değildi; daha çok kalabalık ve sade tren istasyonlarını andırıyordu. Yolcuların ikram deneyimi uçağın içindeydi. Zamanla havalimanları, terminali bir gelir kaynağı hâline getirme fikrini benimsedi ve restoranlar, kafeler ile mağazalar yolcuların karşısına çıktı.

SERBESTLEŞME YOLCU SAYISINI ARTTIRDI

1978’de havayolu sektöründeki serbestleşme ile uçak biletleri ucuzladı, yolcu sayısı arttı ve aktarma süreleri uzadı. Terminalde daha uzun süre kalan yolcular, yiyecek ve içecek harcamalarını artırdı. İşte bu noktada havalimanları, terminali adeta bir alışveriş merkezine dönüştürdü.

Türkiye’de kira fiyatlarının en düşük olduğu iller
Türkiye’de kira fiyatlarının en düşük olduğu iller
İçeriği Görüntüle

Havaalanı işletmeleri ve mağazalar ise yüksek maliyetlerle karşı karşıya. Çalışanların güvenlik kontrollerinden geçmesi, uzun çalışma saatleri ve yüksek kiralar, ürün maliyetlerini artırıyor.

SINIRLI REKABET FİYATLARI YUKARI ÇEKİYOR

Terminal içindeki mağaza ve restoranların büyük kısmı birkaç dev şirketin elinde bulunuyor; bu durum rekabeti sınırlıyor ve fiyatların yüksek kalmasına yol açıyor. Teoride şehir fiyatına yüzde 10–15 ekleme kuralı uygulanıyor, ancak pratikte bu tavan çoğu zaman esnetiliyor.

BEKLEME SÜRESİ HARCAMAYI ARTIRIYOR

Yolcular, uzun bekleme süreleri ve “kaçınılmaz harcama” psikolojisi nedeniyle fiyat farkını ödemeye mecbur kalıyor. Araştırmalar, terminalde geçirilen sürenin uzamasıyla harcamanın da arttığını gösteriyor.

Bazı havalimanları hâlâ şehir fiyatını esas alıyor ve işletmenin cirosuna göre kademeli bir pay alıyor. Yolcular burada fiyat açısından aldatılmadığını hissediyor ve ihtiyaçlarını rahatça karşılayabiliyor.

Havalimanlarında yiyecek ve içecek fiyatlarının yüksek olmasının ardında sadece maliyetler değil; sınırlı rekabet, uzun bekleme süreleri ve gelir odaklı tasarım gibi birden fazla unsur bulunuyor. Yolcular, bilinçli tercihlerle hem cebini koruyabilir hem de uçuş öncesi ihtiyaçlarını karşılayabilir.

Kaynak: HABER MERKEZİ