Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamı boyunca sergilediği duruş, onun halkına duyduğu güvenin ve sevgisinin en büyük göstergesidir. Bugün sizlerle, Atatürk’ün anılarından iki önemli kesiti paylaşmak istiyorum. Her biri, millet sevgisinin, halk iradesine duyulan saygının ve özellikle çocuklara ve köylüye verdiği önemin canlı birer örneği.
Sofya’da Bir Sabah: “Köylü Milletin Efendisidir”
Atatürk, Enver Paşa tarafından Sofya’ya askeri ataşe olarak gönderildiği dönemde, henüz genç bir subaydır. Bulgaristan ise henüz 5 yıllık bir devlettir. Atatürk, İstanbul’dan ayrıldığı için buruk bir ruh hali içindedir.
Sofya’da diplomatik çevrelerin sıkça uğradığı bir pastane vardır. Atatürk de kahvaltılarını genellikle burada yapar. Yine böyle bir sabah, elinde bohçasıyla içeri giren bir köylü dikkat çeker. Köylü, masasının yanına bohçasını bırakır, oturur ve garsondan süt ve kek ister. Ancak garsonlar köylünün pastaneyi terk etmesini ister. Köylü direnince birkaç garson daha gelir. Ardından, köylünün sesi yükselir:
“Senin sattığın sütü ben üretiyorum. Ununu, peynirini, yoğurdunu ben veriyorum. Meyveni ben yetiştiriyorum. Ve sen bana bu pastaneyi çok mu görüyorsun? Hayır! Buradan çıkmıyorum.”
Pastanede bir anda sessizlik olur. Köylü masasına gelen kahvaltıyı yapar, hesabını da ödeyip çıkar.
Tüm bu yaşananları dikkatle izleyen Mustafa Kemal, not defterine şu cümleyi yazar:
“Bir gün benim köylüm de bu köylü gibi olursa, millet olduk demektir.”
Ve ardından, Türk milletinin hafızasına kazınacak şu sözü ekler:
“Köylü milletin efendisidir.”
Bir Çocuk ve Aynadaki Atatürk
Atatürk, bir gün bir ilkokul ziyareti sırasında, çocukların büyük coşkuyla kendisini karşılamasına tanık olur. Ancak çocuklardan biri, kalabalığın dışında durmakta, neşeye ortak olamamaktadır. Bu durum Atatürk’ün dikkatini çeker.
Çocuğu yanına çağırır:
– “Neden durgunsun evladım? Bir sıkıntın mı var?”
Çocuk önce cevap vermez. Sonra yüzünü çevirip gözyaşlarını silmeye çalışır. Atatürk tekrar sorar:
– “Niçin ağlıyorsun? Sen ağlayınca ben de üzülürüm.”
Küçük çocuk gözyaşlarıyla cevap verir:
– “Atam, seni görmek en büyük arzumuzdu. Geldin, gördük, sevindik. Ama bir daha ne zaman göreceğiz? Ona ağlıyorum.”
Atatürk, gözleri dolu çocuklara dönerek şu unutulmaz sözleri söyler:
“Beni her vakit görmek isterseniz, aynaya bakın. Siz Türk çocukları benim birer parçamsınız, ben de sizin.”
Sonsöz Yerine
Atatürk’ün anıları, yalnızca geçmişi anlatmakla kalmaz; aynı zamanda geleceğe ışık tutar. Her biri, toplumun temel taşları olan köylüye, çocuğa, halka duyulan güvenin ve verilen değerin simgesidir. O’nun sözleriyle hatırlayalım: “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.”
Bu vesileyle, herkesin sağlıklı, huzurlu, mutlu, başarılı ve bereketli bir gün geçirmesini temenni ediyorum.
Kalın sağlıcakla.