Ordu’nun Perşembe ilçesi açıklarında yer alan Hoynat Adası, hem doğal güzelliği hem de tarihî geçmişiyle Karadeniz’in en dikkat çeken noktalarından biridir. Denizcilerden keşişlere uzanan hikâyeleriyle Hoynat Adası, bugün doğa tutkunlarının uğrak noktasıdır.
Karadeniz’in batı kıyısında, Ordu’nun Perşembe ilçesi açıklarında yer alan Hoynat Adası, küçük yüzölçümüne rağmen tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Coğrafi olarak kıyıya oldukça yakın konumda bulunan ada, hem denizciler hem de tüccarlar için güvenli bir liman olarak görülmüştür. Bölgedeki antik liman kalıntıları, adanın M.Ö. 3. yüzyıla kadar uzanan bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir.
Pontus Krallığı döneminde Ordu kıyıları, ticaretin ve deniz ulaşımının yoğun olduğu bölgelerden biriydi. Hoynat Adası’nın konumu da bu dönemde stratejik bir ara nokta işlevi görmüştür. Roma İmparatorluğu dönemine gelindiğinde ada, hem gözetleme noktası hem de küçük bir depolama limanı olarak kullanılmıştır. Etrafında bulunan kaya oyuklarının, gemiciler tarafından malzeme saklamak veya kötü havalarda barınmak için kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Bizans döneminde Hoynat Adası, sadece ticari değil, dini bir anlam da taşımaya başlamıştır. Arşiv kayıtlarında “hiera monas” (kutsal manastır) ibaresiyle geçen küçük ibadet alanlarının adaya yakın bölgelerde bulunduğu düşünülür. Yerel halkın aktardığına göre, adada geçmişte inzivaya çekilen keşişlerin yaşadığı ve burayı dua yeri olarak kullandığı rivayet edilir.
Osmanlı dönemine gelindiğinde ise Hoynat çevresi, Karadeniz sahilindeki güvenlik rotalarının bir parçası hâline gelmiştir. Denizciler fırtınalı havalarda burayı geçici sığınma noktası olarak kullanmış, ada çevresi küçük tekneler için doğal bir koruma alanı görevi görmüştür. O dönemde Perşembe kıyılarının “deniz karakolu” olarak anılması, Hoynat Adası’nın bu sistemdeki önemini de açıkça ortaya koyar.
Adanın “Hoynat” isminin kökeni üzerine farklı görüşler vardır. Bazı kaynaklar, ismin eski Yunanca kökenli olduğunu ve “oyuk kaya” ya da “korunaklı taş” anlamına geldiğini belirtir. Bu tanım, adanın jeolojik yapısıyla da örtüşür. Bazı araştırmacılara göre ise “Hoynat”, Türkçe’deki “oymak” fiilinden türemiştir ve adadaki doğal mağaraların, rüzgâr ve dalgalarla oyularak oluşmasına gönderme yapar. Her iki ihtimalde de ada, adını doğrudan kendi şeklinden ve doğasının izlerinden almış görünmektedir.
Hoynat Adası, Karadeniz kıyılarında sık rastlanan volkanik kökenli kayalardan oluşur. Zamanla deniz erozyonunun etkisiyle kıyıdan kopan kütlelerin ayrılması sonucu bugünkü formuna ulaşmıştır. Bu nedenle ada aslında bir “kıyı adacığı”dır. Deniz tabanının sığ olduğu bölge, doğal oyuklarla doludur ve dalgaların etkisiyle şekillenen bu yüzey, kuşların yuva yapmasına elverişli hâle gelmiştir. Jeolojik olarak Ordu kıyılarındaki bu tür kayalık adalar, milyonlarca yıl önce oluşan eski volkanik aktivitelerin izlerini taşır. Bu açıdan Hoynat Adası sadece tarihî değil, aynı zamanda jeolojik bir miras niteliğindedir.
Günümüzde Hoynat Adası, Türkiye’nin en önemli kuş üreme alanlarından biri olarak kabul edilir. Özellikle kara karabatak türü burada yoğun şekilde gözlemlenir. Her yıl ilkbahar aylarında başlayan göç dönemiyle birlikte ada, yüzlerce deniz kuşuna ev sahipliği yapar. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar sonucu ada, “korunan doğal yaşam alanı” statüsüne alınmıştır. Bu nedenle adaya insan girişi yasaktır; yalnızca kıyıdan gözlem yapılmasına izin verilmektedir. Hoynat, bugün kuş gözlemcileri, doğa fotoğrafçıları ve ekoturizm meraklıları için Karadeniz’in en özel noktalarından biri olarak öne çıkar.
Hoynat Adası, yöre halkı arasında efsanelere konu olmuştur. En bilinen hikâyelerden birinde, bir denizciyle bir keşişin adada yıllar önce dostluk kurduğu, ancak fırtınada ayrıldıkları anlatılır. Denizcinin her yıl aynı tarihte adaya gelip dua ettiği, fırtınaların dineceğine inandığı söylenir. Bu hikâye, bölge halkının denizle olan bağının manevi yönünü de yansıtır. Bir başka rivayete göre ise adanın mağaraları, eski dönemlerde korsanların ganimetlerini sakladığı gizli yerler olarak kullanılmıştır. Her ne kadar bu hikâyelerin tarihsel kanıtı olmasa da, Hoynat’ın gizemli görünümü bu söylenceleri canlı tutmaya devam eder.
Günümüzde Hoynat Adası’na doğrudan geçiş yapılamasa da, karadan seyir terasları ve kıyıdan fotoğraf noktaları ziyaretçiler için özel bir deneyim sunar. Perşembe ilçesi sınırlarında yer alan bu küçük ada, Ordu’nun tanıtım yüzlerinden biri hâline gelmiştir. Ordu Büyükşehir Belediyesi ve Doğa Koruma ekipleri, bölgedeki kuş popülasyonunu korumak amacıyla sık sık izleme çalışmaları yapmaktadır. Kuşların üreme dönemlerinde bölgeye yaklaşmak yasaktır; bu sayede Hoynat, doğal dengesini koruyabilmiştir.